yazları ılık ve rüzgarlı,alkollü ve balıklı,duru vu nispeten bakire bir mavi kara parçası.kışlarıysa,kışın görmedim ama, soğuk ve rüzgarlı,yine alkollü ve balıklı,ve yine duru ve evet bakire olmasını öngördüğüm mekan.
orada;şarap eline tütünü alır gökyüzüne bir şiir yazar...yani ben yapardım en azından..
şarabın yerinde olsam...
Denizler Tanrısı Poseidon Truva Savaşları sırasında atlarını bu düşlü adanın koylarında dinlendirirdi:
"Denizin diplerinde, ta en derinde
kayalık imroz Adası'yla Tenedos arasında
bir mağara vardır. Adaları titreten işte buraya
indirdi atlarını, söktü koşumlarını,
tanrısal yemlerini attı önlerine
toynaklarına kırılmaz, açılmaz zincirler bağladı-
ki beklesinler burada efendilerinin dönüşünü;
sonra tuttu Troyanın yolunu."
Homeros, Ilyada
bu sene gökçeada'ya bağlı olarak, bünyesinde bir yüksek okul barındıran ilçe. eylül ve ekim başları her şey güzeldi ama ekim sonu ve kasımda, adanın lanetli kışını yaşamaya başladık. feribotlar iptal olduğu için karşıda bekleyip adaya gelemeyen öğrenciler, her gün yapılan aynı şeyler...
bunun dışında halkı gerçektende sevecendir, öğrenciye her türlü yardımı yaparlar. bir insanı günde en az 5 kere görebilirsiniz, küçük olması nedeniyle dedikodu olayı çok fazladır.
çok uzun zaman sonra bugün gittiğim yer. yaz ayındaki kalabalık yerine sakinlik ve huzur gelmiş bir yer. Sokaklar bomboş ama bir o kadar güzel sakinlik. soğuk havaya rağmen sokaklarda gezmek ve adanın harika fotoğraflarını çekmek muhteşemdi. Borazan'da deniz manzarasına karşı bir şişe şarap ve balık yemek ise çok uzun zaman sonra beni kendimden geçirdi. en yakın zamanda tekrar görüşmek üzere sevgili ada.
henüz paragöz amcalar uğramamış, büyük iş adamları gökdelenlere özenmemiş, tatil köyleri güzelim yeşillikleri işgal etmemiş.
kargaşadan, gürültüden eser yok. herkes neden orada olduğunu, ne istediğini iyi biliyor.
cafeler bülent ortaçgil çalıyor. kahvaltıyı domates reçeliyle yapıyorsunuz; akşamüstü çok lezzetli şaraplar size eşlik ediyor.
eski evler hep taştan. sokakta boncukçu teyzeler, mütevazi balık lokantaları var.
etrafa bakınca insanın evlenesi geliyor. balayı hayalleri kuruluyor.*
reklamını yapmaktan, popüleritesinin giderek artıyor olmasından dolayı kaçındığım, bencillik damarlarımı kabartan ada. gitmeyin kardeşim. bir ben bir de şarabım yeter adaya.
2006 yılı üretim sezonu başında sertifikasyon şirketiyle anlaşma yapılarak,79 çiftçinin sahip olduğu toplam 3.300 dekar bağ alanının (ki toplam bağ alanının dörtte birine tekabül ediyor) organik tarım geçiş sürecine alınmasını sağlamış ada.
denizi buz gibi, rüzgarı yunan dan kalan,laf dinlemeyen delibir rüzgar, ve tenini daha bir güzelleştiren havasıyla boz bir ada.
Sessizlik, dinginlik asmalar var. Taş evler daracık sokaklar minik ev avluları var.
74'te 3 bin Rum, bin Türk varmış, 6-7 Eylül olaylarından sonra Rumlar göç etmiş ama hálá onların izlerini, etkilerini görmek mümkün olan bir ada. hala siesta yapan insanlar var.
en güzeli begonviller var hem de hemen hemen her evin önünde. *
şezlonglarına ve şemsiyelerine kira ödeyip aç kaldığımız ama denizi ve tatlı rüzgarı için bile para verilesi güzel dört tarafı denizlerle çevrili şirin kara parçası. *
turkiye de koyu olmayan tek ilçedir. yaz sezonun başlamasıyla birlikte etraf istanbullular ile doalr. ilçe de 34 plakalı arac sayısıo kadar artar ki istanbulun bir ilçesine geldiğinizi sanırsınız. gece için sadece 2 onemli bar bulunmaktadır. feridun duzagac ta bu barlardan birinde daimi olarak gormeniz mumkundur. ancak sarkı soylemekten uzak. * ilçe sakinleri evlerini gunluk kirayla hizmetinize sunmaktadır. uydu alıcısı bulaşık makinası da dahil olmak uzere fiyatlar avantajlıdır. adaya mutlaka aracla gemek işinizi kolaylaştıracaktır. gelmeden evvel kesinlikle bozcada hakkında bilgi sahibi bir kişiye basvurmalısınız.
çanakkale'ye yakın küçük bir adamız. buraya tatile gittiğinizde motellerde kalabileceğiniz gibi ayazma plajı'nın yakınlarında çadır da kurabilirsiniz.
gün boyu esen poyraz nedeniyle akşamları biraz serindir ama iyi tarafından bakacak olursak hiç sivrisinek yoktur. adanın bir bölümünde kurulmuş olan tribünlerle* elektrik üretilir.
ada sakinleri sıcakkanlıdır, "aman turist gelmiş kazıklıyayım" mantalitesinin yakınından bile geçmezler.
adanın çocukları ile akşamları meydanda futbol maçı yapmak apayrı bir zevktir. ha, bir de iskelenin oralarda ise bu çocuklar fazla yaklaşmayın "bombaaa" diye bağırıp suya atlayarak üstünüzü başınızı ıslatıyorlar...*
ada da bir de kale vardır. bizanslılar'dan kalma imiş bu kale ama bizler pek bakmayınca harap bi hal almış...
sonuç olarak gidip görülesi, zaman geçirilesi, şarabından içilesi, domates reçelinden yenilesi, o buz gibi denizine girilesi güzel bir adadır bozcaada.
cennet'in ta kendisi, acaip keyifli egede yerleşim olan 2 adamızdan biri. ÇAmlıbağ şarapları içilmeden, Vahit'in yerinde çiğ börek ve deniz börülcesi yenmeden gelinmemesi gereken müthiş ada. Ayrıca adanın gizli kalmış başka yerleri de vardır ki gizli kalması daha hayırlıdır. Yalnız bankadan para çekerim ümidiyle gitmeyin, sadece ziraat bankası ve koçbank atm si var. Hayır maksat bilgi vermek.
turkiyenin gidip gorulmesi gereken en guzel mekanlarindan biridir. saraplari, evleri, lokantalari, deniz feneri, kalesi ve ruzgar kuleleri ile meshur, insana huzur veren bir adadir.
üç dört farklı şarap fabrikası olmasına rağmen en iyi şaraplarını talay üretir. son zamanlarda adanın üzerine sinen turist yakalama şehvetini önemsemezseniz ve özellikle adayı erken ilkbahar veya geç sonbaharda ziyaret ederseniz huzurdan ve zevkten düşüp bayılabilirsiniz.
geyikli iskelesinden kalkan araba vapurunda insan kendini zamanın ötesine geçerken yakalayabilir, kalenin ışıkları görünmeye başladığında boyut değiştirme başlamıştır.
her şeyin geride bırakılabileceğini de gösteren adadır (bkz: karşılaşma)