haftaya bu saatlerde orada olacağım adadır. 4 günlük bir konaklam planlıyorum, bol bol fotoğraf çekip oksijen alma amacındayım. umarım ada benim bu isteklerimi karşılar
ev ve arsa fiyatlarının tavan yaptığı, o eşsiz güzelliğinin bir gün gelip te bozulacağından acayip korktuğum yalancı cennettir. istanbul'dan yolculuğu çoğu zaman eziyettir. ama oraya vardığınızda 'değdi' dedirtir. en sıcak aylarda bile akşamları titretebilir. bi de bu var: http://www.maviboutiqueotel.com/index.asp?PageID=29
büdüt:imla
rum ve turk bolumleriyle, tarihin izlerini canli tutan yapisi ve dogal guzelligiyle cennet mekanlardandir. denizin buz gibi olmasina ragmen, denize seyirci kalinamaaz. cesit cesit recelleri, cafeleri, sarabi herseyiyle muhtesem olan adadir. insan adaya varinca yasadigini hisseder, farkli bir hayat oldugunu gorur ve icine akar.
Doğasına,denizine,şarabına doyamayacağınız ada.Ataol çiftliğinde yapacağınız köy kahvaltısının sonrasında Akvaryum yada Ayazmadaki plajlarına gidip denizin,kumun ve güneşin tadını çıkartabileceginiz, akşamında ise sahilde şarabınız ve balıgınızla huzura doyabileceğiniz ender yerlerden bir yer.
2 senedir her fırsatta "çok iyi, çok süper, dünyalar güzeli..." olarak başıma başıma kakıldığı için sonunda geçen haftasonunu geçirmek için gittiğim(iz) ada. benim gibi burayı dinlemek durumundaysanız sürekli çevrenizden, gittiğinizde bulacağınız şey çok sessiz, çok sakin, el değmemiş bakir bir ada olmayacak bunun unutulmaması gerekiyor.
bulacağnız şey muhtemelen çok sessiz, çok sakin ama el değmesine rağmen el değmemiş gibi davranılan, bakir bir güzellikten-sadelikten ziyade insan eliyle butik havası-sadeliği kazandırılmış bir ada olacak. evet güzel, evet çok hoş bir ada ama insanların o " çok özgün, çok farklı" tavırları, "ada insanı şöyle, ada havası böyle" muhabbetleri biraz sırıtıyor. herşey endüstriyel ama değilmiş gibi, parayla girilen doğal parklara benziyor. gördüğünüz insanları, köylüleri parasını verip izlediğiniz hayvanat bahçesi sakinlerine benzetmeye başlıyorsunuz. ya da ben mesleğine fazla bağlı bir pazarlama uzmanıyım, bilemiyorum...
sabahtan ayazmaya giderek kendinizi serin sulara bırakabileceğiniz, akşam üstü dönüşte konakladığınız pansiyon, motel vs. gitmeden önce Polante'de oturup şarabınızı veya biranızı yudumlayabileceğiniz, akşamında ise limanda rakı balık keyfini yaşayabileceğiniz, doğa harikası, insana huzur veren adadır.
çanakkaleli olmama rağmen 2 gün önce ilk defa gittiğim adadır. gitmek isteyenlere biraz anlatmak gerekirse eğer:
+ adaya arabayla gitmek işkence eğer motorbisikletiniz varsa onunla gidin. dar sokaklarda büyük rahatlık sağlayacaktır. illa arabayla gideceğim derseniz de alt sınıf bir arabayla gitmeyin ezilirsiniz, her yer bmw, mercedes, land rover.
+ konaklama için küçük otellerin yanı sıra adada bolca bulunan pansiyonlar var. bu pansiyonlara çekingen arkadaşlar gitmesin lakin 4 odalı bir evin her odasında farklı gruplar oturmakta ve hepiniz aynı banyoyu, tuvaleti, masayı kullanmak zorundasınız.
+ gelelim en güzel bölüme, haritaya baktığınızda kıç kadar gözüken adada o kadar çok gezilecek yer var ki şaşırırsınız. kordon tarafını dolaşabilir hemen dibinizdeki kaleye 1.5 lira karşılığı girip gezebilirsiniz. her yerde bulunan restorantlarda yemek yemenin zevki ayrı zaten. adanın şaraplarıyla birlikte güzel bir akşam yemeği harika oluyor. akşama doğru hava serinlerken aracımıza atlıyoruz(aracımız yoksa minibüsler var) ve ayazma tarafına yani adanın arka tarafına gidiyoruz. yolda giderken birsürü üzüm bağları göreceksiniz. evet onlar şaraplara o güzel tadı veren üzümler. neyse yolumuza devam ediyoruz ve enerji santrallerine gidiyoruz. burda adanın elektriğini sağlayan rüzgar gülleri var. yakından görmek isteyenler için ziyarete açık. tam dönüyoruz derken kalabalığı farkediyoruz, gün batımını izlemek için gelen onlarca insan yolu kapamış durumda. ne yapıyoruz? biz de fotoğraf makinemizi çıkarıyoruz ve harika gün batımı sahnesini belgeliyoruz. entellektüel bir kişilik iseniz eğer şarabanızı yudumlarken izleyebilirsiniz bu sahneyi ve sonrasında alkış tutabilirsiniz.(öyle yapıyorlardı valla)
+ denizi merak edenleriniz çoğunlukta tabi, içtiğiniz su kadar berrak ve temiz bir suyu var ayazmada denizin.* ayrıca çok ince kumlardan oluşan plajda güneşlenmenin tadı apayrı. plajın arkasında beklenenin aksine oteller değil, soğuk biranızı yudumlayabileceğiniz kafeler var. ben taşlığa denk gelmedim bilmiyorum ama deniz tamamen kumluk diyebilirim. kıyı sağanlığı ise gayet az.
+ ada eski rum topluluklarından kaldığı için mimarida öyle şekillenmiş. küçük evler küçük yollar küçük lokantalar ve bolca çiçek. rehberden yanlış duymadıysam eğer 20 adet rum ailesi yaşamaktaymış adada. birde kiliseleri var, kutsal bir yer olarak(yalancı cennet) anıyorlar bu adayı. 26 temmuzda adaya giderseniz eğer paskalya kutlamarına ve bolca rum insana denk gelebilirsiniz.
+ ufak sergilerden oluşan ufakta bir pazar var adanın kale tarafında. bu pazarda hediyelik eşya, üzüm, reçel gibi şeyleri bulabilirsiniz. bağ evlerine doğru giderseniz ata demirer ile bile karşılaşabilirsiniz.**
+ istediğiniz saatte dışarı çıkıp gezebilirsiniz. rahatsız eden biri veya birilerini bulmak imkansız gibi birşeydir.
aklıma gelenleri yazmaya çalıştım. eğer merak eden arkadaşlar varsa özel mesaj atsınlar memnuniyetle cevaplarım. kısacası ada sanılanın aksine harika bir yer. gidin gezin.
geçen yaz gidip görme fırsatını bulduğum, denizi akdeniz insanı olduğum için bana soğuk gelen ancak plajında bir kaç şişe beyaz şarap içince suyun soğuklunun anlaşılmadığı, karaya oturmuş bir gemi manzaralı ada. he bide kafeleri çok güzel efendim. sokaklara atmışlar sandalyeleri herkes sıkı fıkı maşallah idi.
antikçağda [gbkz:leukophrys], yunan mitolojisi'nde ise [gbkz:tenedos] adıyla bilinen bozcaada'nın mitolojide ilk geçtiği yer tenedos ismini alması sırasında. homeros'un truva savaşları'nı anlatan ünlü destanı [gbkz:ilyada]'da tenedos'un adı geçiyor. antik kent troya'nın karşısında yer alan bozcaada savaş boyunca akhalar tarafından üs olarak kullanılmış. hatta ünlü truva atı hilesi gerçekleşirken akha donanması adanın arka tarafında bir limanda saklanarak anakaradan gelecek işareti beklemişler.
çok küçük şirin ada
insanları çok asabi olabiliyor aman dikkat.
birde ada da WC sıkıntısı vardır. heleki meydandaki büyük WC'nin içinde bir aile yaşamaktadır.
ama onun dışında denizi (buz gibi dahi olsa) tertemizdir. kumu harikadır.
üzümler henüz koruk larken bile bal gibidir.
kı$ aylarında sık sık feribot seferlerinin kesildiğini kötü hava ko$ullarından dolayı yapılamadığını duyduğum ada. hep merak etmi$imdir. lan biri hasta olsa acil teçhizatlı bir hastaneye kaldırılması gerekse nasıl gider o adadan.