daha bir kaç gün önce oradaydım. Havasını işittim, güneşine dokundum. Ayrı bir memleket. anlatılacak çok şeyi, yaşanılacak, konuşulacak çok insanı var. girmediğim sokağı, yüzmediğim koyu olmasın istiyor insan. Bütün şaraplarının tadına bakayım, tüm insanlarına selam edeyim istiyorsun. Korkan, kaçan, ürken birini gördüklerinde; burası bozcaada, istanbul değil, diyorlar. Rumlarından, Türklerine, pilavoğullarından nicesine tarih taşıyan güzel ada. Fotoğraflarını çektim, bir de yol hikayesi yazdım. sevgiler. http://tipografikinsan.bl...com/2013/05/bozcaada.html
sokaklarında dolaşırken günlük hayatta burun kıvırdığımız onlarca rengin gözümüze nasıl da güzel göründüğünün ispatı olan kapı ve pencerelere sahiptir. bu renk cümbüşü kişiye özel bi huzur verir. her sokakta durup damla sakızlı bademli kurabiyelerinden yeme isteği uyandırır. gerçi bu kurabiyeler iki taneden sonra bayabilir o yüzden hemen damla sakızlı muhallebi/dondurma tercihine geçilebilir. tepeden adayı seyretmek doyumsuzdur, güneş batarken özellikle. denize girme açısından soğuk suyu nedeniyle pek avantajlı olmasa bile sırf havasından ve görüntüsünden yatılıp güneşlenmek tercih edilebilir. tabii dalma, balık tutma, surf yapma vs gibi aktivitelere gönül vermiş bi insansanız size adada yapacak çok şey kalıyor. zaten adanın esen rüzgarıyla yetişen bağlarındaki üzümleri bile bi başka lezzette, tatta. o yüzden taş binaları gezip bağları görebilirsiniz. tabii her metre karesinin trilyon ettiği bu adanın en sakinleri gene en zenginleri. keza yerli halk yok denebilecek kadar. dar bütçeli olanların adada konaklama yapabilmeleri de zorlaşıyorken kamp alanlarının olması bi seçenek olarak değerlendirilebilir.
sonuç olarak, iyi ki hala bizim kara sularımız içerisinde dediğim doğa efsanesi. herkesin hayatta bi kere gidip şarabından tadıp üzümünden yiyip damla sakızını alıp yoluna devam etmesi şart.
kumu tozlu, denizi buzlu bir ada. o kadar üzüm bağı varken sokak kültürünün rakıyla tavan yapması çok enteresan. kimse şarap evi açmamış. girişimcilere duyurulur. 5 çeşit peynir, 5 çeşit makarna, biraz ceviz, yeşil elma yeter yanına.
adada canlı müziğin yasak olması çok ilginç. yüksek sesle müzik de yasak. yerleşim yerlerinden daha uzak bir yerde buna izin verilebilirdi diye düşünmekteyim. naylon poşetin yasak olması mükemmel. birayı, şarabı kese kağıdında taşımaya çalışmak değişik.
ayazma denize girmeye çalışmak için güzel bir yer. ancak araçla gidiliyor olması gereksiz. akvaryum koyundaki balıkları görebilmek için suda kalmak şart olduğundan başarısızlıkla sonuçlanma ihtimali çok yüksek.
evleri mükemmel. adada tüm yaşayanlar sanatçı, ada da bir sanat gibi. diğer memleketlerin iç duvarlarında dahi olmadığı kadar zevkli tablolar, süsler dış duvarlarda asılı.
deniz sıcak olaydı iyidi. sevgiliyle gidilmesi gereken yer.
köye sahip olmayan tek sevimli ilçemizdir. büyük şehirlerin kalabalığından sıyrılıp stres atmak için her yaz bu güzelliğe gelen o kadar insan var ki... denizi karpuz çatlatacak kıvamda soğuktur efenim. ayrıca denize hizmet veren tek plaj olan "ayazma" da girilir.gün boyunca plajda "beze var acur var efendiiim" seslerini işiteceğiniz namıdeğer ismail abimiz vardır. ayrıca minibüslerinde pink floyd çalan tek ilçedir diyebilirim. polente fenerinde güneşi batırdıktan sonra polente cafe,fuska ve mavi beyaz gibi barlarda geceyi bitirebilirsin.
daha geniş bilgi için bakılması önerilir efenim...
Haziranın orta şekerli zamanlarında bekliyoruz. http://ictenbakis.blogspo...til-rehberi-ne-yaplr.html
Harika bir yer. Sevgiliyle romantizmin dibine vurursunuz. Şarap içersiniz, el ele yürürsünüz, taş duvarlı evlerinde miskin miskin uyursunuz, berrak ve soğuk denizinde keyifle yüzersiniz, tenha sahilinde gece sevgiliyle denize girer tatlı tatlı öpüşürsünüz.
Nasıl tarif edebileceğimi bilemediğim memleketim, büyüdüğüm yer. Buz gibi denizi, el değmemiş koyları, kekik kokusu, bağların sesi, şarabı, ahtapotu.. Uzar gider.. Son gelen haberlerle içim o kadar daralıyor ki.. Bu ülkenin keşmekeşinden kaçarak kurtulduğumuz son huzurlu limanların birinin daha içine edecekler maalesef. Umarım önüne geçilir bu durumun.
Haa ada son zamanlarda bozuldu mu? Evet, bozuldu..
En güzel zamanı ise tartışmasız Eylül ayı. ilk adım attığı anda sevemeyene hapis, sevene cennet gibi gelir.