marmaris sınırları içinde burnun en ucunda yer alan balıkçı köyü. bu köyün ulaşımı çok zor olduğu için kendini korumayı başarmış bozulmamıştır, insanları inanılmaz iyi, kendisi cennet gibidir, sessiz ve sakin.
içinde "en küçük bi' ses bile sanki gök gürültüsü" diye bir söz geçen bülent ortaçgil şarkısı. yalnızlık ve yalnızlıktan duyulan memnuniyet bu kadar can yakan bir cümle ile anlatılamaz sanırım.
Dünyanın en zengin ikinci köyü seçilmiştir. Karadan ulaşımı olmayan bence Türkiye de en pahalı butik otellerin olduğu , ölmeden cennetin görülebileceğinin yegane kanıtıdır.
içim kıpır kıpır deniz kıpırtısız... ne güzel söz yahu. bütün yaza bozburun'da uyanmak isterdim. (bkz: #2412391) böyle bir yeri gizlersen, içinde patlar. oraya ayak izi bırakılmalı.
2 yıl önce otostopla ucundan döndüğüm yer idi. ona ayırdığım zamanı akyakada geçirmiştim. bülent ortaçgilin verdiği gazla bu yaz tüm tatilimi ayıracağım belde gibi gözüküyor. çadır kurup iguana gibi öylece duracağım tüm yaz boyunca. sanırım bunu hak ediyor.
Kişi başına düşen milli gulet sayısının en az bir olduğu belde. Her doğan çocuk bir guletle doğuyor burada. Guleti olmayana kız vermezler. Yerlisi olmak vardır yani. Her yaz mutlaka giderim. Bayram tatili vesilesi sayesinde, an itibari ile Bozburun'dayım.
4 sene aradan sonra tekrar geldiğim ve tüm dünyanın aksine tek bir kirlenme ve bozulma yaşamamış muhteşem yer. Umarım hiç keşfedilmez, para rant veya basit dünyevi şeyler için feda edilip kaybolup gitmez.
ortaçgil in yarattığı harika eser.
her çalındığında insan kendini sahil kenarında dalgaların alıp götürdüğü bir taş gibi hisseder.
hafif bir rüzgar esintisi yeter bu parçayla beraber.
hiçbir içki bu kadar kuvvetli değildir.
marmaristen datça yönüne doğru 35 km. mesafede, orhaniye ve selimiye beldelerini geçerek ulaşabildiğiniz sessiz, sakin, dingin aslında tatil beldesi olmayan belde. yolun sonu gibi bir yer.bir çeşit "cennetten suret"!
yoğun ve yorucu bir çalışma dönemi geçirdiyseniz ve niyetiniz gerçekten hard diske format atmaksa *; bol eğlenceli, karılı kızlı, yanarlı dönerli bir tatil değilse ihtiyacınız ilk beşe girebilecek bir yer bozburun.
giderken en yakın medeniyet biriminde kulaklarınızı emanet bırakabileceğiniz bir yer bozburun çünkü ihtiyacınız olmayacak! zaten ufacık tefecik bir kasaba, insanlar güleryüzlü ve sakin, kediler miyavlamıyor, köpekler havlamıyor. tek gürültü çıkaran canlılar kuşlar. kaldığımız ilk akşam arkadaşımla yat limanına * balık yemeye gittik. mevcut 9-10 lokantadan sadece bizim oturduğumuz alçak sesle müzik çalıyordu *, arkadaşımla bir süre sonra fısıldaşarak muhabbet etmeye başladık zira normal ses tonuyla konuşurken bir süre sonra kendi sesiniz bile yüksek gelmeye başlıyor. refleks olarak sesinizi kısıyorsunuz. ara ara uzaklardan geçen bir tekne ve ya yatın dalgaları vuruyor kıyıya, hepsi bu... hani şu desibel cinsinden ses ölçen cihazlardan birini çalıştırsanız ihtimal alet hata mesajı verir!
"temiz" kelimesinin yeterli vurguyu yapamadığı bir deniz, taze ve çeşit çeşit balık,bol rakı *, temiz ve ucuz pansiyonlar * ve aşina olmayanların bir süre sonra sinirlerini bozabilecek türden bir dinginlik...
marmaris'ten minibüsle 1 saat mesafede bulunan,
gece yaşantısı sıfır olan ve dinginleşmek için
tercih edilebilecek bir yer olup, gitgide bozulmaktadır.
boz taşlar önümüzde
cebimizde yalnızlık var
şu dümdüz büyüyen gecede
tek dostumuz yakomozlar
kimsesiz koylar ortasında
her biri başka siyah bu dağların
güneşi yolladık bütün renklerle
oyuncağıyız artık alışkanlıkların
en küçük bir ses bile sanki gök gürültüsü
içim kıpır kıpır deniz kıpırtısız
içim kıpır kıpır deniz kıpırtısız
kokuların şarkısı başlar
ne çocuk sesi ne kent uğultusu gelir
mişli geçmişde sorunlar saklanır
aya dokunmanın tam zamanıdır
en küçük bir ses bile sanki gök gürültüsü
içim kıpır kıpır deniz kıpırtısız
içim kıpır kıpır deniz kıpırtısız
gece giderek yayılmaktadır
yıldızlar herkese göz kırpmaktadır
güzellikler paylaşılmak ister
sevdiğim uzakta belki uyumaktadır
en küçük bir ses bile sanki gök gürültüsü
içim kıpır kıpır deniz kıpırtısız
içim kıpır kıpır deniz kıpırtısız ...