işleri kesat giden akıllı bozacının biri hocanın yanına gidip yeni ayı gördüğünü ve ramazanın girdiğini iddia etmiş. hoca efendi de ondan şahit getirmesini istemiş. işte bozacıya yardım ve yataklık eden kişi de şıracıymış.
Eski zamanlarda, gündüz şıracılık yapanlar, akşamüstü de boza satarlarmış. Dolayısıyla aynı kişinin hem sanık hem tanık olduğu durumlar için kullanılmış, bir kişi için aynı fikirde veya çıkar ortaklığı olan başka bir kişinin, nesnel konuşması gereken bir durumda konuştuğu zamanlar için kullanımı daha yaygındır.
şıracı ile bozacı osmanlı zamanlarının bilinen iki keyif üreticisi ve satıcısıdır. o zamanlardaki toplumsal ikiyüzlülüğün örnek mekanlarıdır. sözde içki yasaktır ama yönetim bilerek şıracıya da bozacıya da göz yummuştur. bunlardaki alkol oranları zaman zaman değişse de bugünkü içki düzeylerine yakın içecekler satılırdı. soran olursa da adı şıra ya da bozaydı... şıranın şarapla akrabalığı gibi bozanın da birayla akrabalığı vardı. bu deyiş, ikisinin de benzeri bir kaynağa dayandığını, keyif verici maddeler üreten ve satanlar olduğunu, bu nedenle de birinin, diğeri lehine şahitliğinin çok da güvenilir olamayacağını anlatan bir söz öbeğidir.
kaynak: tarih vakfı tarafından hazırlanan "geçmişten günümüze anadolu'da bira".