boza

entry135 galeri3
    107.
  1. seven çok sever sevemeyen hiç bir daha yanına yaklaşmaz.
    yapması kolay diyorlardı, denedim, hiçte kolay değilmiş ben beceremedim

    not: burada satılmıyor diye yapmak istemiştim, yoksa verirsin parasını içersin türkiyede, ne uğraşıcaksın.
    2 ...
  2. 106.
  3. tarçınla mükemmel bir uyum içerisinde olan yoğun tatlı/ekşi içecek. deneyiniz!
    1 ...
  4. 104.
  5. 101.
  6. normalde içilmesi gereken şeklinin aksine sıcak haline tav olduğum içecek. soğuk kış gecelerinde çok güzel gider.
    2 ...
  7. 100.
  8. Bu akşam yolda annemle yürürken boza satan adama rastladım. Bu soğukta yaptığı iş gercekten zor bu yüzden almak istedim 1 kilo vereyim dedi çok gelince yarım kiloda veririm dedi tamam dedik adam poşetlerini çıkardı hayatımda ilk defa böyle bisey gordum sonra şişesinden surahiye biraz döktü ölçmek için karanlık goremiyo neyse ışık tuttum bi damla şey bide 750 gram gelmiş tekrar şişesine döktü yarım kiloya ayarladı o anlar gerçekten hem komikti hemde güzeldi hayatımda ilk defa aldım sokaktan ama o adamda bu soğukta mutlu edebildiysem ne mutlu bana:)))) .
    2 ...
  9. 100.
  10. Tarçın ve leblebi ile birlikte oldukça güzel olan içecek. Tadı bana ekşimsi aşureyi andırıyor.
    2 ...
  11. 99.
  12. yağmurlu, soğuk bir kış akşamı, soba yanıyor gürül gürül, televizyon açık. abim ve ablam başka şehirlerde. biri okuyor biri çalışıyor.
    her zamanki gibi annem babam ben televizyon izliyoruz.
    ve dışarıdan bir ses yankılanıyor:
    -ayran gibi boza, booozaaaa!
    bu tekrarlanıyor hep. geceler birbirine benzer.
    ben de çok merak ediyorum bunu o zamanlar.
    biz de alalım mı diyorum? annem, istiyorsan inin alın babanla diyor. babam, hadi gel kız alalım diyor. bende bir heyecan tabii. babam sesleniyor camdan 'bozacı!' diye. bozacı mahallemize doğru geliyor ve kapının önünde şimdi. otomatik her zaman olduğu gibi yine bozuk. babam eline uludağ limonatanın boş, temiz şişesini alıyor pata küte iniyoruz aşağı. bozacı 'abi ben çıkardım yukarıya diyor.' sonra babam şişeyi uzatıyor bozacı da bize plastik kaplara koymanın hijyenik olmadığı için yasak olduğunu söylüyor. hay allah! babam, koş cam sürahiyi versin annen diyor. ben ikişer ikişer çıkıyorum merdivenleri. 5 ya da 10 liralık boza alıyoruz. beyazdan daha kirli bir rengi var. kıvamı da koyu. biraz tarçın serpiyor üstüne bozacı. sonra babam diyor ki 'bir kere de biz bağıralım boza diye' ve bağırıyor. sen de bağır diyor. ben de bozacının o güne kadar duyduğum sesini taklit ederek:
    -ayran gibi boza boooozaaa!
    diyorum. adam aferin benzedi diyor.
    sonra iyi akşamlar dileyerek eve çıkıyoruz.
    yağmur yağıyor, yollar ıslak, hava soğuk.
    hemen birer bardak alıp koyuyorum babamla kendime çünkü annem 'ben istemem.' diyor.
    babam 'tarçın da dök tadı öyle olur.' diye ekliyor.
    ve o an geliyor. sonunda tadını öğreneceğim bozanın.
    bir yudum alıyorum ve yüzüm ekşiyor...
    -ya bu ne bee! içmem ben bunu, diyorum. annemle babam gülüyor.

    o ana, o akşama geri dönebilseydim eğer 1-2 saatliğine, sırtımı sobaya dayar o bozayı lıkır lıkır içerdim.
    12 ...
  13. 98.
  14. hiç icmedigim ve tadini merak ettigim içecek.

    bursa'da nerde icilir bilen varsa mesaj atsin.
    1 ...
  15. 97.
  16. nostaljinin dibine vurdurur:

    kar yağarken kapı aralığından kol ileri uzanır elde bir tasla. bozacı elindeki çinko güğümün tepesindeki kulplu kapağı çekerek çıkarır ve güğümü eğerek tası, zamana direnircesine yavaş akan bozayla doldurur.

    cebinden kocaman üstü delikli silindir bir metal kutuyu kısa kısa sallayarak tasın içindeki bozayı tarçınla adeta süsler. uzanan kol geri çekilir, boza tasını yer koyar ve tekrar uzanır elde bozacının parası. kapı kapanır.

    koşar adımlarla soğuk mutfağa gidilir. tastaki boza fincanlara pay edilir. raftan sarı leblebi kavanozu alınır. bir koşu oturma odasında sıcak sobanın etrafında sabırsızlıkla bekleşenlere tepsideki boza fincanları sunululur. kavanozdan ellere sarı leblebi dökülür. damaklarda tatlı-ekşi karışımı tat ve burun deliklerine kaçan tarçın... sıcak soba etrafında muhabbet koyulanır.
    5 ...
  17. 96.
  18. Kendine has kıvamı ve hafif ekşimsi tadıyla, içtikçe kendisini daha çok sevdiren içecek.
    14 ...
  19. 93.
  20. kışın geldiği, bozanın market raflarında yer almasından anlaşılır.

    buz gibi havadan değil de bozadan mı anlıyorsun kışın geldiğini diyen şapşiklere sesleniyorum, evet bozadan. *
    2 ...
  21. 92.
  22. genellikle kış geceleri içilen, alkolün yasak olduğu dönemlerde şimdikinden daha çok tüketilen az alkollü içecek. " kafamda bir tuhaflık " romanını okuduktan sonra bozacılara ve bozaya olan sevgim ve ilgim artmıştır. meğerse boza sandığımdan daha değerli bir içecekmiş.
    1 ...
  23. 91.
  24. 90.
  25. Bu içecek kültürünün olduğu yerlerde kış akşamlarında satıcılarının garip şekillerde bağırarak insanın dikkatini çekerler. ilk başta boza sonra artan şekillerde boooo-zaaaaa duyarsınız. Elinde güğümlerle satışlarını yaparlar.
    0 ...
  26. 89.
  27. Böyle ekşili bir tadı var içsen yarar içmesen zarar kıvamında bir şey.
    0 ...
  28. 89.
  29. tuhaf bir tadı olsa da kış vakitlerinde çok faydalı olduğu söylenmektedir.
    0 ...
  30. 88.
  31. Yağmurlu bir gece;
    " booozaaa" sesini duyan babam fırlamış koşmuş adamın peşine.
    Sırf ben istedim diye.
    Anam karnı burnunda camdan izlemiş, yüzünde hafif bir tebessüm.
    Daha doğmadan almışım tadını.
    3 - 5 yaşlarında tutmuş elimden babam götürmüş vefa bozacısına taze taze yerinde içmişim.
    Böyle işte tat katmış anılarımıza.
    9 ...
  32. 87.
  33. Beni üzen içecek.

    Küçükken gece geç vakitte, dışarısı buz gibiyken, kimseler yokken bozaaa diye bağırarak geçerlerdi mahalleden. Kimse almıyor diye çok üzülürdüm. Herkes evinde sıcacık otururken onlar dışarıda diye çok üzülürdüm. geçmediği geceler sevinirdim evinde diye. Aradan yıllar geçti, artık ben de büyüdüm, aptalmışım küçükken diyordum kendime geçenlerde.
    Az bir zaman sonra, bir akşam yine aynı sesi duydum. Yine gözlerim doldu. Belki onlar çalışma şartlarına alışkın, belki iyi para kazanıyorlar bilmiyorum. Ama yer etmiş bu duygu bende. Büyüsem de silemiyorum. Bütün bozacı abilere allah kolaylık versin. Hayırlı işler...
    7 ...
  34. 86.
  35. Hafif ekşimiş olanını tarçın ve leblebi ile servis etmek pek âlâ bir ikramdır.

    Tanım şeysi: Ana maddesi darı olan, mayalanarak elde edilen, kışın tüketilen besin maddesi.
    3 ...
  36. 85.
  37. 84.
  38. Gece gece eve gelirken canımın çektiği çocukluğumda elde satanlardan aldığımız enfes kış içeceği.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1587732/+

    Ulan nasıl özlemişim bir yudum aldım kendime geldim, tazesini içmek apayrıdır.
    1 ...
  39. 83.
  40. bir rivayete göre (ki rivayet eden kişi annem olur) alkolsüzdür ancak fazla içildiğinde sarhoş eder-miş. hiç içmedim, bilemiyorum.
    1 ...
  41. 82.
  42. Mevsimi geldi sayılır. Sokaktan güğümle alınanın yerini tutmasa da her kış evimize girer, güzel sohbetlerle içilir.
    0 ...
  43. 83.
  44. Tadının una benzediği iddia edilen içecek. Evet.
    0 ...
  45. 82.
  46. ne olduğunu 18 yaşıma kadar bilmeyip istanbul a geldiğimde öğrendiğim akşamları sokağımda sesini duyduğum an eski adetler ölmemiş diye mutlu olduğum bir içecek türü.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük