boza

    96.
  1. Kendine has kıvamı ve hafif ekşimsi tadıyla, içtikçe kendisini daha çok sevdiren içecek.
    14 ...
  2. 99.
  3. yağmurlu, soğuk bir kış akşamı, soba yanıyor gürül gürül, televizyon açık. abim ve ablam başka şehirlerde. biri okuyor biri çalışıyor.
    her zamanki gibi annem babam ben televizyon izliyoruz.
    ve dışarıdan bir ses yankılanıyor:
    -ayran gibi boza, booozaaaa!
    bu tekrarlanıyor hep. geceler birbirine benzer.
    ben de çok merak ediyorum bunu o zamanlar.
    biz de alalım mı diyorum? annem, istiyorsan inin alın babanla diyor. babam, hadi gel kız alalım diyor. bende bir heyecan tabii. babam sesleniyor camdan 'bozacı!' diye. bozacı mahallemize doğru geliyor ve kapının önünde şimdi. otomatik her zaman olduğu gibi yine bozuk. babam eline uludağ limonatanın boş, temiz şişesini alıyor pata küte iniyoruz aşağı. bozacı 'abi ben çıkardım yukarıya diyor.' sonra babam şişeyi uzatıyor bozacı da bize plastik kaplara koymanın hijyenik olmadığı için yasak olduğunu söylüyor. hay allah! babam, koş cam sürahiyi versin annen diyor. ben ikişer ikişer çıkıyorum merdivenleri. 5 ya da 10 liralık boza alıyoruz. beyazdan daha kirli bir rengi var. kıvamı da koyu. biraz tarçın serpiyor üstüne bozacı. sonra babam diyor ki 'bir kere de biz bağıralım boza diye' ve bağırıyor. sen de bağır diyor. ben de bozacının o güne kadar duyduğum sesini taklit ederek:
    -ayran gibi boza boooozaaa!
    diyorum. adam aferin benzedi diyor.
    sonra iyi akşamlar dileyerek eve çıkıyoruz.
    yağmur yağıyor, yollar ıslak, hava soğuk.
    hemen birer bardak alıp koyuyorum babamla kendime çünkü annem 'ben istemem.' diyor.
    babam 'tarçın da dök tadı öyle olur.' diye ekliyor.
    ve o an geliyor. sonunda tadını öğreneceğim bozanın.
    bir yudum alıyorum ve yüzüm ekşiyor...
    -ya bu ne bee! içmem ben bunu, diyorum. annemle babam gülüyor.

    o ana, o akşama geri dönebilseydim eğer 1-2 saatliğine, sırtımı sobaya dayar o bozayı lıkır lıkır içerdim.
    12 ...
  4. 5.
  5. BOZA
    --------------------------------------------------------------------------------
    Bulgur yerine darı, arpa ya da bulgur- darı karışımı da kullanabilirsiniz.

    Malzemeler :
    2 bardak bulgur
    21 bardak su
    2 çorba kaşığı un
    ½ bardak yoğurt
    ½ tatlı kaşığı kuru maya
    2,5 çorba kaşığı şeker
    ½ çorba kaşığı vanilya
    2 çorba kaşığı tarçın

    --------------------------------------------------------------------------------
    Hazırlanışı :
    Bulguru büyük bir tencereye koyup 12 bardak su ile üzeri kapalı olarak oda sıcaklığında 1 gece bekletin. Kısık ateşte 2 saat pişirin. Mutfak robotuna koyup çekin ve süzgeçten geçirin. Karışımı buzdolabına koyun.

    Süzgeçin üzerinde kalan bulguru yeniden tencereye koyun ve 8 bardak su ilave edip kısık ateşte 1 saat daha pişirin. Süzgeçten geçirip buzdolabına koyun.

    Unu küçük bir tencereye koyup üzerine 2/3 bardak su koyun ve kısık ateşte sürekli karıştırarak koyulaşıncaya dek pişirin. Ateşten alıp içine 2 çorba kaşığı şeker koyup eriyinceye dek karıştırın. Ilıyınca içine yoğurt katın.

    Mayayı ¼ bardak ılık suda ezip 5 dakika bekletin ve yoğurt karışımına katın. Ilık ortamda 30 dakika bekletin.

    Mayalı karışımı ezilmiş bulgura ekleyip oda sıcaklığında yaklaşık 1-2 gün bekletin ve ara sıra karıştırın. Vanilya ve kalan şekeri ekleyip şeker iyice eriyinceye dek karıştırın. Tarçınla servis yapın.

    Bu karışım buzdolabında 2-3 gün bekletilebilir.
    12 kişilik

    http://www.bigglook.com/b.../tarifler/icecek/boza.asp
    13 ...
  6. 88.
  7. Yağmurlu bir gece;
    " booozaaa" sesini duyan babam fırlamış koşmuş adamın peşine.
    Sırf ben istedim diye.
    Anam karnı burnunda camdan izlemiş, yüzünde hafif bir tebessüm.
    Daha doğmadan almışım tadını.
    3 - 5 yaşlarında tutmuş elimden babam götürmüş vefa bozacısına taze taze yerinde içmişim.
    Böyle işte tat katmış anılarımıza.
    9 ...
  8. 79.
  9. 87.
  10. Beni üzen içecek.

    Küçükken gece geç vakitte, dışarısı buz gibiyken, kimseler yokken bozaaa diye bağırarak geçerlerdi mahalleden. Kimse almıyor diye çok üzülürdüm. Herkes evinde sıcacık otururken onlar dışarıda diye çok üzülürdüm. geçmediği geceler sevinirdim evinde diye. Aradan yıllar geçti, artık ben de büyüdüm, aptalmışım küçükken diyordum kendime geçenlerde.
    Az bir zaman sonra, bir akşam yine aynı sesi duydum. Yine gözlerim doldu. Belki onlar çalışma şartlarına alışkın, belki iyi para kazanıyorlar bilmiyorum. Ama yer etmiş bu duygu bende. Büyüsem de silemiyorum. Bütün bozacı abilere allah kolaylık versin. Hayırlı işler...
    7 ...
  11. 77.
  12. yapılır yapılmaz tüketilmesi gereken gıdalardan fermente bir ürün, o raflarda duran ile normal bozanın arasında dağlar kadar fark var.
    7 ...
  13. 78.
  14. Evde yapması zor değildir.
    Bulgur lezzetli oluyor. Ancak ezip süzmek biraz uğraştırıcı.
    Pirinciyse bira mayası ile mayalandırmayı başaramadım. Bir bardak hazır bozayla mayalamak gerek. Ancak blenderla karıştırıp hiç süzmeden içmek mümkün. Tadı biraz daha farklı. Ama güzel.
    Kolay olması nedeniyle tercih ederim.
    8 ...
  15. 17.
  16. reklam, slogan gibi kaygıları olmayan içecektir. müşterileri kemikleşmiştir hep aynı insanlar alırlar. pazarlama sektörünün bulaşamadığı içecektir. "bozaaaa" diye bağırılarak satılır.
    5 ...
  17. 80.
  18. orhan pamuk kafamda bir tuhaflık kitabında osmanlı' nın alkol ihtiyacını bozayla karşıladığından bahsetmiş. orjinalinden alkol varmış. ben onun yalancısıyım.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük