çok erken yaşta başlayanların bir kısmında pota altında bulunurken kafanın üzerine düşen top nedeniyle boyun içere girer. boyun uzatma olayı hüsranla sonuçlanabilir.
kayıp olmayan, yalnız basket de öğrenemeyen nesildir. amerikan kolej havasını vermeye çalışanların attığı bu kazık zamanla kendini iptal etmiştir.
yalnız diğer açıdan da kahve köşelerinde ömür törpülemektense, hayali pembe olan bir basket topunun peşinden koşmak daha ehven değilmidir sorusunu akla getirir.
bosu bosuna basketbol oynamıs ondan sonra sıgara alkolle tanısıp bır cogu basketbolu oyle yada boyle bırakmıs nesıldır. zaten turkıye'de basketbolcu yetısmesı ıcın bır aıleden gelen genetık en az 1.85-1.90 boy ıkıncısıde bır sekılde ıyı bır klubun alt yapısına kancayı takmak orda yer edınmek gerekıdır. e bu kluplerde naapsın 1.70 lık 1.80 lık adamı sorarım sıze.
aldatılmış nesildir. basketbol kemiklerin uzamasını sağlamaz. iskelet sisteminin postürünü düzeltir; dik durmayı sağlayan çeşitli omuz, boyun kaslarını güçlendirir. bunlar da birkaç santimlik uzama gibi gözükür bünyeye. yeterli beslenen (kalsiyum ve diğer minareller başta olmak üzere alan), güneş ışığından faydalanan kimsenin boyu dna'sında yazdığı biçimde şekillenir, kasmayın amacınız buysa gençler. hormon tedavisi de önermem; haddinden fazlası kanser riskini fena artırmak başta olmak üzere vücudun dengesini feci bozar.
ulan basket oynamakla boy uzamayı ilişkilendiren o doktoru yakalarsam zikicem. bu yalanı kim uydurduysa bir dönem çocuğunu kapan basket takimlarının alt yapısına koştu, sonuç hayal kırıklığı. aynı yaz kampında 3 ay ter döktüğüm arkadaşlarla hala görüşürüm en uzunu 1.64 adam 28 yaşında. ulan nasıl inandınız bu yalana, sporla olsa olsa 2-3 santim boyda gelişme sağlanabileceği bilimsel olarak kanıtlandı. peki bizim günahımız ne, hayallerimiz kim geri getirecek, cevap yok.