1999 yapım bir dram filmidir. kendini erkek hisseden bir kadının hikayesini anlatmaktadır ve bu hikaye gerçektir. er geç çevresindekiler gerçeği öğreniyor tabi. tecavüze bile uğruyor ve en sonunda öldürülüyor gencecik yaşında. hüzünnlü bir hikaye ama filme aktarılamamış 1,5/10.
Gerçekten de çok tatlı melodiye sahip bir the cure şarkısı. oysa şarkı sözlerini alıp arkaya şöyle arabesk bi müzik koyup müslüm baba'ya okutsak damarları keseriz burada. böyle şarkıları gerçekten çok ilginç buluyorum. the smiths grubunun çoğu şarkısı da böyle mesela veya barış manço'nun anlıyorsun değil mi. bu durumu bire bir anlatan bir görsele rastlamıştım zamanında, şöyle ki:
Başrol oğlan(kız) sevdiği kıza çift cinsiyetli olduğunu açıklıyor. Kız da bu seni ilgilendirir diyor. Dedim helal olsun, keşke tüm kızlar böyle olsa. Ama sonunda kahpe bizim oğlanla kaçmıyor, naz yapıyor. Bizim oğlan ölüyor, bu şıllık yüzünden. Hepsi aynı bu hatunların.
Neden gerçek bizi tanıtmaktan korkarız'ın cevabını veren film.
Filmde en etkilendiğim sahne şüphesiz brandon'ın banyodan çıktığında etrafa attığı ürkek bakıştı. Öylesine masum ve korku dolu bir bakıştı ki. Hilary Swank oscarı boşa almamış dedirtir.
Filmi izledikten sonra nedense bi moralim bozuldu brandonun oldurulmesinden falan degil niye bilmiyorum cok kasvet doluydu hilary swankin muhtesem oyunculugunu es gecmemek lazim o nasil agiz titretmedir o nasil aglamadir filmi kurtaran tek sey hilary swanktir.
lincoln nebraska doğumlu, teena brandon adlı gencin hayatını anlatan filmdir. izlerken sürekli gözlerimin dolmasına sebep olmuştur. tom ve john adlı iki serseri tarafından taciz edilmiş ve yine söz konusu iğrenç insanlar tarafından nefret cinayetine kurban gitmiştir. teena yı kimsenin yargılamaya hakkı yoktu. sırf kadınlardan hoşlanıyor diye öldürülmesi içimin burkulmasına sebep oldu. teena ve onun gibi nefret cinayetine kurban giden diğer insanlar hakkında daha fazla film, belgesel ve kitaplar çıkarılmasını diliyorum. sen burda rahat ve özgür bir biçimde yaşayabiliyorsun sana karışan kimse yok fakat onların sırf cinsel eğilimlerinden dolayı yaşama hakları ellerinden alınmış bunu unutma.
the cure ile tanışma parçasıdır. ya da gözyaşlarını gülüşlerinin arkasına saklayıp, sonrasında erkekler ağlamaz yalanını sav haline getirmiş insanların şarkısı da diyebiliriz.
cure' nin gözyaşlarını neşeli gitar melodisinin ardına sakladığı muhteşem parça.
türk toplumundaki erkek adam ağlamaz deyişine baya uygun bir duygusal yapıyı sunduğu için bizden bir parçadır.
şu ana kadar izlediğim en iyi kadın oyunculukla oscarı sonuna kadar hakeden hilary swank şaheseri. filmin gerçek bir hikayeden yola çıkılarak yapılması ise kesinlikle ayrı bir üzücü durum. biraz araştırma sonucunda filmdeki karakterlerin gerçek karakterlere ne kadar benzetildikleri görülebilir. ilk yarısı gayet eğlenceli olan filmin ikinci yarısında resmen beyninden vurulmuşa dönüyorsunuz. izleyin lan işte sağlam filmdir.
ayrıca, the cure un tek sevdiğim şarkısıdır.tatlı bir şarkı.
the cure grubunun en önemli parçasıdır.I would say I'm sorry if I thought that it would change your mind' şeklinde başlar ve coşar gider.Erkekler ağlamaz şeklinde bir parçanın bu kadar neşeli söylenebilmesi büyük bir başarıdır,zaten bu yüzden bu kadar başarılıdır.
hikayesi gerçek bir kişinin yaşadıklarından esinlenilerek yazılmış bir filmdir.
--filmi izlemediyseniz okumayın--
erkek gibi hisseden brandon'un hiç bilmediği bir şehirde yeni tanıştığı bir kıza aşık olması ve aşkına karşılık bulmasını anlatır. hilary swank'a oscar kazandırmış filmdir. beni en çok etkileyen sahnelerinden biri, tutuklanan brandon'un nezarethanenin kadınlar kısmına konması sonucu sevgilisinin onun kadın olduğunu öğrenmesinden utandığı sahneydi. ve tabi ki finali de çok vurucuydu, brandon'un öleceğini hiç düşünmemiştim ama daha da kötüsü evinde kaldığı bebekli kadını da vurmalarıydı.
--filmi izlemediyseniz okumayın--