boyacı

entry14 galeri3 video1
    1.
  1. boya yapan kimse. çoğu zaman usta diye hitap edilir.

    yazın gelmesiyle reklamlarda bir boyacı patlaması yaşandı. hangi kanalı açsan boyacılara methiyeler düzülüyor. yok boyacı ustaların ustaşıymış, yok boyacı zaatçiymiş. binbir türlü yalakalık var boyacılara karşı. boya markaları kendilerini asıl alacak kişilerin boyacılar olduğunu bildiği için yağlıyorlar ballıyorlar boyacıları. boyacılar ünlülerle aynı reklamda oynuyorlar. şarkıcılara sarılıyor, mankenleri kucaklarına alıyorlar. vede bıyıklı, ton ton sevimli kişiler olarak gösteririliyorlar. nerde öyle boyacı kardeşim? boyacı dediğin kimse kahvede en çok küfür eden, en çok burnunu karıştıran, mahallenin kızlarına en çok sarkıntılık eden kimsedir. bi ara eski mahalledeki bir boyacı yüzünden bizim apartmandaki teyzeler bi ay sokağa çıkamadılar. boyacı laf atıyormuş. sen boyacıya verirsen böyle gazı boyacı da yolda gördüğü bayana saldırır tabi.
    1 ...
  2. 0.
  3. entrylerine bayıldıgım yazar..ayılana gazoz bayılana boya..
    0 ...
  4. 1.
  5. evi hakimiyet altına alan meslek erbabı.
    onlar eve gelmeden hayatımın en hızlı duşunu yapıp en hızlı kahvaltısını ederek odama kapandım. her taraf gazete, boya ve fırça. mahsur kalmış durumdayım.
    2 ...
  6. 1.
  7. boyacılık mesleğini icra eden kişi. ayrıca boyacılar resmen iyiler ve kötüler olmak üzere ikiye bölünmüşlerdir. işini hakkıyla, iyi bir şekilde yapan boyacıya çok zor rastlarsınız. tabii iyileri yok mu? var.
    0 ...
  8. 2.
  9. Bir süre sonra tiner ve bazı boya maddeleri yüzünden beyninde kalıcı hasar oluşan ve bir daha başka işte dikiş tutturamayan insan.
    0 ...
  10. 3.
  11. sırrı gültekin' in yönetmen koltuğuna oturduğu 1966 yapımı, bir sadri alışık filmi. başrollerde sadri alışık, selda alkor, çolpan ilhan, sadettin erbil paylaşmakta. bir ayakkabı boyacısıyla bir kızın aşk öyküsünü konu alan siyah beyaz bir film.
    3 ...
  12. 4.
  13. 1966 yılında gösterime girmiş, başrollerini sardri alışık ile selda alkor'un üstlendiği siyah beyaz sıcacık bir film. sadri alışık bu filmde 'dalgacı mahmut' adlı ayakkabı boyacısı bir karakteri canlandırmıştır. birkaç sahnede dialogları ile tebessüm ettirmekte. üstadın rol aldığı tüm filmlerinde olduğu gibi nev-i şahsına münhasır oyunculuğuyla tadına varıyorsunuz filmin. *
    izlemek isteyenler buraya bakabilir; http://www.izlebizle.net/boyaci-1966-sadri-alisik-izle/
    1 ...
  14. 5.
  15. atalay demirci nin stand up gösterisinde ankara terminalinde başından geçen bir olay şeklinde anlatarak duygulandırdığı şiirdir.

    pantolon paçalarıma attı ellerini,
    izin vermedim, kızdı:
    - dur evlat, dur! ben alışkınım, dedi.
    ezildim, utandım kendimden,
    altmışındaydı, ayakkabılarımı boyuyordu...

    gecenin bir yarısıydı, yüzündeki çizgiler anlamlı.
    gülümseyerek sordu:
    - memleket evlat?
    - samsun amca, dedim.
    samsun…

    konuşmak istemiyordum utancımdan,
    o başladı anlatmaya:
    - üç oğlum var evlat,
    biri doktor, ikisi polis...
    doktor olan çok benziyor sana.
    ayakkabılarımı boyuyordu ve yaşı altmıştı...

    eziktim ve sordum:
    - neredeler simdi?
    - bilmem dedi gülerek,
    - aramıyorlar beni, sormuyorlar
    arada bir haberleri geliyor
    iyiler ya, boşver gerisini
    değiştir evlat,değiştir, dedi.
    vurdu ayağıma...

    - utanıyorlar benden, boyacıyım ya hani.
    bir keresinde hastaneden kovdu beni sana benzeyen,
    doktor olan yani,
    pismiş üstüm başım, aldırmadı içeri...
    yıllar oldu görmedim hiçbirini.
    boğazım düğümlendi, yutkundum.
    - teyze yaşıyor mu amca? dedim.
    - yaşıyor ya yaşıyor, dedi.
    bak karşıda o da,
    ördüğü patikleri satıyor.
    döndüm gösterdiği tarafa
    nur gibi yüzü
    tombul elleriyle
    patik örüyordu teyze...

    - erzurumluyum evlat, dedi
    dadaşım yani
    yirmi yıldır yapıyorum bu isi
    çocuklarımı ayakkabı boyayarak
    okuttum ben…
    sıktım dişlerimi ve sordum:
    - amca kızmıyor musun çocuklarına
    baksalar ya size,
    niye çalıştırıyorlar hala
    gecenin bu yarısı terminallerde?
    - bu hamur çok su götürür evlat
    boş ver dedi boş ver,
    değiştir hadi
    hem sen arıyor musun ki babanı?
    sustum...

    - benim babam yok, dedim
    küçükken ölmüş görmedim.
    gülümsedi:
    - anladım
    sen ondan kızıyorsun benimkilere
    - ne demek istedin amca, dedim.
    altmışındaydı, ayakkabılarımı boyuyordu...

    - benim babam da boyacıydı evlat, dedi
    baba mesleği yani…
    otuz sene oldu ben de görmedim babamı
    öldü mü kaldı mı bilmiyorum
    bu yüzdende onlara kızamıyorum
    değiştir evlat, değiştir, dedi
    utanarak vurdu ayağıma...
    1 ...
  16. 6.
  17. BOYACI MASALI SANDIĞIN

    Sahil kentlerinden uçan bulutlar uçurtmama taklıdı
    Umutlar denizi çocuksu gülümsemelerimi peki kim çaldı?
    Küçücük ellerimde kocaman bir boya sandığı
    Uyanık bir ben varım sanki koca devin ülkesinde
    Yürürüm kahraman nidasıyla devlerin üstüne üstüne
    Yüzüm kirli fakat terim tuzlu
    Üstüm başım yırtık
    Takat kalmadı artık...
    Kolay değil, kader keder ile kardeşkanı
    Yüreğimin buzlu izmir'inde bağırıyorum bağırabildiğim kadar
    -Boyayalım ablalar, abiler afilli olsun ruganlarınız dosta, düşmana karşı
    -Boyayalım kim bey, kim dev belli olsun!
    0 ...
  18. 5.
  19. 10.
  20. 11.
  21. Büyük bir çoğunluğu kesinlikle eğitilmez cahildir. işini dürüst yapanlar da sayıca çok. Tiner çekmekten beyni eriyip akmış insana laf anlatmak çok zor. Diyorsun ki "usta işi hızlı yapmak bir marifet değildir. işi temiz ve titiz yapmaktır marifet. Arkandan 'ulan vay orospu çocuğu nasıl boktan bir iş yapmış' dedirtiyorsan sen o işte usta değil, karaktersiz bir orospu çocuğu oluyorsun" diyorsun ama adam mal mal yüzüne bakıyor. Ulan sizin gibi soytarı, karaktersiz, beş para etmez insanlara inat bedavaya ev boyayacağım ulan. Serbet piyasa değil mi? Bizde hizmet bedava. Sırf sizin gibiler piyasadan silinip gitsin diye. Geberin namına koyayım. Herkes kendi payına amk!
    0 ...
  22. 12.
  23. boya yapan kişi manasına gelir.`
    2 ...
  24. 12.
  25. hızlı bir torbacıydı. namı bir çok varoş semtte bilinen. cuma namazında görürdüm bazen.
    hep mahçup bir tipi vardı, doğuştan.
    tövbe etti sonra, façasını düzeltti.
    semtten taşındı sonrasında.
    takribi 1-2 yıl temiz...
    nadir de olsa görüyorum bazen. ayağı kaymış tekrar, düşmüş.
    akıbeti muamma....
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük