gündüzleri istanbul'un en güzel semtlerinden biridir. geceleri ise kavgasız, olaysız geÇmez. ayrıca kaynarcadan tek otobüs olduğundan beri Çok yabancı, gereksiz insan dolmaya başladı.
aslında böyle bir entry girmezdim ama dayanamadım. tepkisizdim aslında, anlıyordum. gerçi hala da anlıyorum. lakin bu sabahki yaşadığım şey gerçekten içimi acıttı, biryerlere birşeyler yazma gereği hissettim yine. sanırım buradaki tüm entrylere zıt olacak yazacaklarım.
insanın bulunabileceği en kötü semtlerden biri diyebilirim. O kadar maneviyatsızdır ki ruhunuz sıkışır böyle, anlatılamaz. hele hele ramazan ayında bulunma talihsizliğini yaşama ihtimaliniz varsa uzak durabildiğiniz kadar uzak durun derim. yanlış aslında hissettiklerim. Önemli olan her yerde en üstte tutabilmek bir şeyleri, mekanlara veya insanlara atmamak suçu. Ama ben de insanım sonuç olarak.
Ramazan davulcusu bile gelmiyor buralara. ilk gün bi geldi sonra baktı herkes uyuyor, birdaha da uğramadı. Hani ramazanda gece sahur zamanı yanmayan ışıklara bakıp insanları fişleyenler vardır, hiç hazzetmem onlardan yine yanlış anlaşılmasın ama öyle bir şey ki, bütün mahalle kapkaranlık insanın ister istemez dikkatini çekiyor.
Teravih namazları adeta yarış havasında. Şükretmek lazım gerçi, kılınıyor en azından. Ben böyle bir namaz daha önce görmedim. Şafi mezhebindekiler nasıl yetiştirdiler bilmiyorum. Anlatmam mümkün değil.
Daha çok uzatırım ama bu kadar söylemem bile doğru değil aslında. sonradan az biraz ayılmış biri bunu yazan. Yani Kibir değil bu entrynin temeli, acı sadece.
Bostancı halkı; buraya semtiniz için güzel cümleler dizmişsiniz ya hani, belki okursunuz bu entryi de kimbilir. Uyuyorsunuz. Bir zamanlar uyuyan biri olarak söylüyorum bunu yanlış anlaşılmasın. Sabah 5 civarı kurun alarmınızı ve uyanın. Pencerenizi açın ve dinleyin. Martı, karga, serçe...bütün kuşların bir ağızdan çığlıklarını, çırpınışlarını duyacaksınız. Uyanın diyorlar size. Uyanın. inanın öğle veya ikindi saatlerinde falan aynı hale bürünseler bir şey mi oluyor, ne oluyor diye endişelenirsiniz. Kesinlikle normal bir hal değil. Gaflet ne acayip bir şey. Nasıl da kapıyor kulaklarımızı, gözlerimizi, kalbimizi...
Doğruları yeterince yaşayabilse yaşamaya çalışan insanlar, herkes aynı yolda olurdu. Hepimiz suçluyuz ama şu da bir gerçek ki elimizde her türlü imkanımız var her ne kadar bu zamanda doğrularla yanlışlar karışsa da isteyene doğru yol öyle bir açılıyor ki. Ölüp dirildiğiniz zaman kimsenin yakasına yapışıp neden anlatmadıkları için bağırmayın sakın. Bu acımasızlığın nedeni insanın kendisinden başkası değil. Duymak isteyecek olan sizlersiniz, bizleriz. Yapılması gereken sadece istemek.
Zaman su gibi akıp gidiyor tutamıyoruz. Bir saniye sonrasına çıkacağımız ise belli değil. Ölümse ölmüyor, kabir kapısı ise kapanmıyor...
Allah açsın gözlerimizi. Mühürlenmişlerden eylemesin.
doğup büyüdüğüm halen yaşadığım muhtemelen de öleceğim istanbul semti.
anadolu yakasındaki en klas en yaşanabilir birkaç semtten birisi olduğundan neredeyse emin gibiyim.
2 yaşımdan beri oturduğum semttir. köprüsünden tutun, lunaparkına, daha da olmazsa tren istasyonuna, sabit pazarına, çağrı marketine, midyecisine, sahil fırınına, matkom bilgisayarına,1-a sına, oruç marketine, alimod'una, yaşardo'suna, kuloğlu camii'sine, vukela caddesine, ptt'sine, nur temizlik'ine, pembe köşküne, sahiline, ordan da ido iskelesine kadar her bir yerinde anılarım saklıdır. hey gidi! bakalım daha hangi köşesine hangi bucağına saklayacağım anılarımı?..
2008 den bugüne unutulmıcak anılarımın geçtiği. sahilinde milyonlarca bardak çay kahve tükettiğim, anadolu yakasının en güzel semti. sessiz sakin kimsenin kimseye karışmadığı, ancak bir gece yarısı durakta beklerken polisler tarafından 10 dakika sorguya tutulduğum yer. bir şansım daha olsa tekrar orda yaşamak büyük zevk olurdu.
Bostancı'da, istasyonun deniz tarafında, Bağdat Caddesi'nin hemen girişinde bir YOL iNŞAATI var. Köşedeki binalar yıkıldı ve hemen inşaata başlandı. Yıkılan binaların olduğu yere beton dökülüp yol o tarafa verildi; şimdi derin bir kazı yapılıyor. Anlayacağınız TAM DA OKULLAR AÇILACAKKEN, Bostancı'dan gelip Bağdat Caddesi'ne girmek TAM BiR iŞKENCE HALiNE GETiRiLDi...
PEKi BU iNŞAAT NE iÇiN YAPILIYOR VE NE KADAR SÜRECEK? iBB Altyapı işleri Genel Müdürlüğüne sordurdum; dedikleri şu: Yapılan YOL, minibüs yolunu Bostancı sahil yoluna BAĞLAMAK iÇiN kullanılacak. Hani, Bostancı Lunapark'ın oradan aşağıya, sahile inermiş gibi yapan (oklar öyle yazıyor) yol var ya, o yol GERÇEKTEN sahile indirilecek. Tam bu inşaatin sürdüğü noktadan - tren yolunun altından geçilip - vapur iskelesinin oradan SAHiL YOLUNA bağlanılacak. Müdürlük, iNŞAAT SÜRESiNi EN ÇOK 1,5 AY olarak bildirmiş. Yani, '1,5 ay sonra o yol çok düzgün olacak' demişler.
Bu durum HEM iYi, HEM KÖTÜ. Ben 1992'den beri, o çevrede oturuyorum. Eskiden sahil yolu, pek fazla KULLANILMAYAN bir yoldu. Genellikle SAKiN olurdu. Son 5 - 6 yılda; sahil yolu fazlasıyla keşfedildi; hem tuzla istikametine gidiş yönünde, hem de Kadıköy'e dönüş istikametinde son 6 yılda çok büyük bir trafik var. Eskiden HiÇ tıkanmayan yol, artık sık sık TAMPON TAMPONA haline geliyor. Bu yeni inşaat sonrasında, Bostancı'dan sahile inmek mümkün olacak ve bu yol tam vapur iskelesinin önünden sahil yoluna bağlanacak. Bu demektir ki, DAHA ÇOK BOSTANCI girişinde TIKANAN sahil yolu, artık bu bağlantı yolu nedeniyle DAHA ÇOK TIKANACAK. (bkz: Bostancı haberleri) http://galeri.uludagsozluk.com/g/bostancı/
bebeklik, çocukluk ve gençlik yıllarımı geçirdiğim ve geçireceğim semt. moral bozukluğunda sahili, arkadaşlarla nargile eşliğinde muhabbette istasyon ya da şelalesi, sakin bi akşamda kahve dünyası her derde deva olur. şimdi bir de benzin açılıyomuş.