odatv'de yayınlanan başarılı ve doğru bir haber başlığı.
Bostancı'da sabah saatlerinde yasa dışı "Devrimci Karargah" hücresine yönelik operasyonda gözden kaçan ayrıntılar, medyayımızın ve üst düzey yetkililerin bilgi, tarafsızlık, haberi doğru yansıtma gibi yaşamsal ilkelere ve meslek liyakatına ilişkin soru işaretleri uyandırdı.
işte operasyon yayınlarından dikkat çeken ayrıntılar:
1) Medyada muhabirlerinden yayın yönetmenlerine kadar "Thomas Müntzer" adını bilen yok. Telsiz konuşmasında militanın açıkça telaffuz ettiği bu ad, Reform ve Aydınlanma'daki halk dinamiğine önemli bir örnek olup, tarihte Martih Luther, Voltaire ve Diderot gibi düşünürlerle yan yana anılıyor. Muhabirler bir yana, çoğu eski solcu olan medya yöneticilerinin bunu bilmemesi şaşırtıcı ve öğreticidir. Türk halkı, operasyonun hedefi olan kimsenin fikirlerine ve amaçlarına ilişkin bilgileri, bir bilgisizler topluluğu aracılığıyla edinme talihsizliğini yaşamıştır. (iyi ki odatv.com var.)
2) Örgüt üyesi Orhan Yılmazkaya, ele geçirdiği polis telsizinden yaptığı konuşmada, "Emperyalizme karşı, faşizme karşı, siyonizme karşı savaşıyoruz" diye bağırdı. Bazı medya grupları nedense, herhangi bir polis uyarısına gerek kalmadan, bu bölümü istikrarlı biçimde sansür etti. Anlaşılan, Amerika ve israil siyasetini gütmeye bu kadar gönüllü bir iktidar altında, toplumun bu söylemlere basit sloganlar olmaktan öte bir anlam yükleyeceğinden korkuluyordu. Kesin olarak görünen şudur; muhabirinden yayın yönetmenine kadar bu medya, hangi söylemlerin izleyiciye ulaştırılıp hangilerinin ulaştırılmaması gerektiğini bilecek kadar iyi bir oto-sansür eğitiminden geçmiş durumdadır. Bu Türkiye'de haberciliğin geldiği nokta açısından çok acıklıdır.
3)ihlassondakika, haberciniz, aktifhaber,birincikuvvet, memleket ve benzeri islamcı internet siteleri aynı kalemden çıkan bildiri gibi bir habere yer vermişlerdir. Başlıkları bile haberin aynıdır. Bu habere göre odatv teröre kutsama yapmıştır! Haberciliği artık siyasal görüşlerinin propagandası haline getiren bu dinci internet siteleri, çatışma sırasında polis telsizini ele geçirerek konuşan Orhan Yılmazkaya'nın sözlerinin Deniz Gezmiş'in son sözlerine benzediğini belirten odatv'nin haberini "teröre kutsama" olarak değerlendirmişler; odatv'ye Bostancı Operasyonu üzerinden saldırıya geçmişlerdir.
4) istanbul Valisi Muammer Güler, bu arada Anadolu Ajansı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la mesafelerini açıklamak durumundadır. Kararlarında ve söylemlerinde tarafsızlıklarını her an koruduklarını göstermeleri gereken bu önemli kurumlar, son olayları tarifte AKP'nin terminolojisine bağlılık sergilemiştir. Vali Muammer Güler, ülke çapındaki operasyonların "aşırı sol, bölücü ve radikal” örgütlere karşı yapıldığını söylüyordu. Vali, "radikal" sözcüğünü böyle kullanmanın anlamsızlığını fark etmiş olacak, sabah yayınında NTV'de, "radikal is..." demiş ve sözlerine "radikal sağ" diyerek devam etmiştir. Kısacası, Muammer Güler, operasyonların "islamcı" örgütleri de kapsadığını dile getirmekten kaçınmıştır. Başka deyişle, Vali Güler, Tayyip Erdoğan'ın "islamcı terör demeyin" yollu buyruğuna özenle uyum göstermiş; istanbul'un değil, AKP'nin Valisi olduğu eleştirilerine zemin hazırlamıştır.
5) Operasyonun çok acemice yapılması üzerinde nedense pek durulmamaktadır. Zafiyetinin nereden nasıl kaynaklandığı konusunda ortada bir soru bile yoktur. istihbarat birimlerinin bu büyük hatasının sorumlusu kimdir? Geride iki öksüz evlat bırakan Başkomiser'in şehit olmasının hesabını kim soracaktır?
6) Operasyonun başından itibaren, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'le birlikte tüm basın mensupları, o muhitte daha önce böyle bir olayın yaşanmadığını ısrarla belirttiler.
Oysa 12 Temmuz 1991'de ve 16-17 Nisan 1992'de istanbul'un pek çok merkezi semtiyle birlikte Bağdat caddesinde gene polisin Dev-sol örgüt evlerini kuşatması sonucu uzun süren çatışmalar yaşanmış, tüm basın ve gazeteler günlerce o baskınları tartışmıştı.
Bu durum, basınımızda birikimin de belleğin de büyük zaafa uğramış olduğunu gösterdi.
1 mayıs yakla$tıkça polise her türlü saldırabilmek adına birilerinin gözden kaçırmadığı ayrıntılardır.
e haklılarda, malum 1 mayısta polisten sopa yiyecekler, öyle durduk yere sopa yemek olmaz. biraz bok atmalı ki yedikleri sopanın hakkını versinler.
eğer polisi yukarılardan bir yerlerden kimsenin engellenmediği varsayılırsa* ve bu beceriksizliğe operasyon denebilirse :
- bu ne biçim bir güvenlik çemberidir ki, oradaki masum, genç çocuk ölüyor, kameraman vuruluyor?
- siz ne beceriksiz teşkilatsınız da 1 adam, 3 adam her ne b.ksa sizi 6 saat oyalayabiliyor? meydanda adam coplamak kolay, copu versen ben de yaparım onu*. polislik böyle kritik durumlarda belli olur.
- en rütbeli adam nasıl en önden gönderilir allasen? bu nasıl bir iş? **
türk polis teşkilatına açık mektup ve operasyon nasıl yapılır 101:
- bir kere koca türk polisinde 2 tane keskin nişancı yoksa tükürürüm ben öyle polise. ben gideyim keskin nişancı olayım kör gözlerimle size! 2 tane koyacaktınız o pencereyi gören binalara. çatı şart değil, çalın bir kapıyı, rica edin hane halkından. zaten size hayır demezler. ordan ördek gibi avlardınız. avlayamasanız bile o herif kafasını oynatamazdı orda. ne kameraman yaralanırdı, ne o çocukcağız ölürdü.
- ondan sonra, poliste bombadan bol ne var? biliyorum var! bombaatar da vardır eminim. verecektiniz göz yaşartıcı gazı içeri. biber mi olur, normal göz yaşartıcı mı olur, hangisini beğeniyorsan gaza boğacaktın o herifi orada. zaten ölmeye o kadar hevesliymiş, orada boğulup it gibi geberirdi.
- kapıda elbet ki tuzak olacaktır. içeriyi gaza boğarken meşhur gaz maskeli çevik kuvvetimiz merdiveni dayayıp çıkacaktı ve yaylım ateşi açacaktı. bizim itoğlu it de orada kevgir olacaktı.
gördüğünüz üzere bu operasyonu hayatında silahı eline almamış ben bile, bu operasyonu değil 6, yarım saate bitirirdim. eğer bunları düşünmesi gereken adam düşünmüyorsa bir zahmet ölsün, ben geçeyim onun yerine. çok ciddi konuşuyorum.
- türk polisi, yatağından profesör almakta, kadın dövmekte son derece başarılıdır. fakat, 6 yaşındaki çocukların oyunlarındaki operasyonlardan, daha basit olan bir görevi bile yapamaz. onun işi, gbt bakmak, çocuk dövmektir. nedir yani? festus okey nasıl öldürüldü? bir teröriste mi gücünüz yetmedi? bence o korkusuz, şahane polisimiz, biraz eğlendi, istese 10 dakikalık operasyondu onlar için, sabah saati ya, uykusu vardı teşkilatın, yersen tabe.