--spoiler--
Gayrettepe'deki Bosphorus Brewing Company, müşterilerine kendi ürettikleri taze biraları sunuyor. ingiliz kimyager Philip Hall ve Sardunya Catering'in sahibi Sedat Zincirkıran'ın kurduğu Bosphorusta şu anda yedi çeşit bira yapılıyor. Yedincisi henüz fermantasyonda, yakında da satışta olacak.
Geniş bir bahçesi ve bir ingiliz pub'ını aratmayacak iç dekora sahip olan Bosphorus'ta gece son müşteri çıktıktan sonra hummalı bir çalışmayla bira üretimi başlıyor. Barın arkasında, herkesin görebileceği bir yerde bulunan kaynatma kazanları, üst kattaki fermantasyon ve depolama tanklarında sabaha kadar bira üretiliyor. Biraların fermantasyon süresi çeşitlerine göre
6 ila 45 güne kadar değişiyor. Üretimde sadece ingiltere, Belçika ve Almanya'dan gelen arpalar kullanılıyor. Yerli arpayla da bira yapmayı denemişler ama sonuç piyasada satılan biraların ötesine gitmemiş. Haftada 2 bin 500 litre bira üretiliyor.
HALiÇ GOLD - Yüksek alkollü
Üç farklı arpadan yapılıyor. Yüzde 7.4le menüdeki en yüksek alkollü bira. 16 günde fermante olan bu bira balık ve kırmızı
etlerin yanında tavsiye ediliyor.
Brew 81 - Kadınlar seviyor
Lager türü bir bira. Daha çok kadınlar tercih ediyor. Çok soğuk servis ediliyor. içimi yumuşak. Mekana gelen Türk müşterilerin damak tadlarına daha yakın olduğu için tavsiye ediliyor. içinde 40 farklı bitki yer alıyor. 42 günle en uzun süre fermantasyonda kalan bira. Salata ve makarna türü yiyeceklerle uyum sağlıyor.
KARBON - içinde 16 bitki var
Tam kavrulmuş arpadan üretiliyor. içinde 16 farklı bitki var. Almanya, Belçika ve ingiltereden gelen üç farklı arpayla yapılıyor. Dark bir bira olduğu için yemeklerle tavsiye edilmiyor.
Bu birayla Bosphorusun menüsünde yer alan karbon karası keki yapılıyor.
IPA - Çikolata aromalı
içtiğinizde çikolata aromasının hissedildiği bir bira. Kadınlar çok fazla tüketiyor. içimi çok yumuşak ama alkol oranı yüksek. Önce bir çikolata aroması hissediliyor sonra bir tadı geliyor. En çok tüketilen ikinci bira.
YABANGEE - Kırmızı ete yakışıyor
Yabancı müşterilerin kendilerini yabancı hissetmemeleri için ismi Yabangeeolarak konulmuş. Belçika ve ingiltereden gelen arpalarla üretiliyor. Sadece kırmızı etlerle tavsiye ediliyor.
BEERiNCi- Acımsı bir tadı var
Yabangeeye çok yakın. Tek farkı bunda iki farklı arpanın olması. Acımsı
bir tadı olduğu için bu biraz da kırmızı etlerle tavsiye ediliyor.
--spoiler--
haliçgold: leffe blonde ayarında bir bira çok benziyor güzel başarılı.
brew 81 : amstel heineken gibi birşey ya da amstelin glutensizi diyebiliirm tam tipik lager işte budweiser gibi hani.
i.p.a : istanbul pale ale açılımı bu da fullers in london porteri gibi bir bira.
karbon: buna denk ne var pek çıkaramadım açıkçası ard arda içince biraların tadı karıştı neyze galiba pek beğenmedim.
son olarak bir de hoeagarden ın kişniş ve portakal kabuğu olmayan versiyonu bir buğday biraları var.
bence büyük hata tipik alman buğday birası yapsalar daha güzel olur mesela paulaner gibi bişey.
fiyatlar 10-14 arası gayet makul yemekler o bölge için normal fiyatlar ve porsiyonlar doyurucu.
Daha bi ingiliz amerikan havası bekliyorudm aslında ama bildiğin türk usulu cafe-bar çıktı. Bir kere gidilebilir çünkü 33 lük bira veriyorlar 14 TL ye bence pahalı am patates kızartması çok guzel ve tüm soslar heinz.
başka bir mecrada yazmış olduğum entry'mi buraya olduğu gibi kopyalıyor, müsaadenizle gidiyorum. buyurunuz;
dün akşam ilk kez gittim. gitmeden önce burayı okuduğum için selanik 81'i tatmak istedim ama tükenmişti. zira kendisi çok beğenilen bir biraymış. o'nun yerine haliç gold'u ve hadi bakalım'ı denedim. haliç gold'un aroması daha güzeldi. hadi bakalım'ın ise gazı bir tık daha yüksekti. gerçi gaz dediğime bakmayın siz, craft beer sonuçta. gazı yok gibi bir şey. ilk kez içecek olan biraz yadırgayabilir.
butik biralardan çok anlayan bir insan değilim ama içtiklerim güzeldi diyebilirim. ikisinin de 33'lüğü 24 lira. 11 lira farkla 50'lik içebiliyorsunuz. benim içtiklerimin fiyatları bu şekildeydi. daha pahalı butik biralar var. barın arkasında yer alan krom tanklara bağlı tulumbalardan çekiyorlar birayı. benim hoşuma gitti. mini bira fabrikası gibi bir görüntü vardı zira. markalı biralar da var ama buraya gitmişken craft'ları tatmak lazım diye düşünüyorum.
bu kısım dipnot şeklinde olacak:
menüde yer alan yiyeceklerin hepsi aşırı pahalı. mekan zaten genel olarak pahalı. ben bir daha gitmeyi düşünmüyorum. menüyü tablet şeklinde veriyorlar. biraların falan üstüne tıklayınca altında açıklaması çıkıyor. içeride sigara içilmiyor. adisyona hizmet bedeli işliyorlar. kendi bahşişlerini kendileri alıyorlar. 13 kişilik gruptan 124 lira hizmet bedeli aldılar. (amlarına koyayım onların, çok ayıp ettiler..)
arabayı valeye vermenize gerek yok. ara sokaklarda rahatlıkla park yeri bulabiliyorsunuz.
