takımı orta sahada bir ona bir buna gereksiz paslar yaparken, önünde boş alan bulup rakip kaleye doğru yardırmaya başlamış futbolcunun takım arkadaşları tarafından görülmemesi, ya da görüldüğü halde sallanmaması şeklinde tezahür eder. talihsiz gencimiz yardırırken pas almayı ummaktadır, koşu yoluna atılacak bir top onu gol pozisyonuna sokacaktır, ama beklediği pas bir türlü gelmez, ofsayta düşmesine de artık az kalmıştır, el kol hareketlerini arkadaşlarının görmesini umar ama olmaz, rakip görmeden duymadan gitmek istemektedir ama bağırmak zorunda kalır, yine de beklediği pas gelmez, hala orta sahada o anlamsız paslar sürmektedir. artık koşacak yer kalmaz ofsayt çizgisine ulaşmıştır ve durur, aklından .kym bunları kahraman olcaktım atmadılar, bir daha depar atanı .ksinler fikirleri geçmekte ve bir yandan da kin dolu gözlerle arkadaşlarına bakmaktadır, o anda pas atmayanlardan biri elini kaldırır pardon gibisinden, ama geç olmuştur artık hem muhtemel bir gol şansı gitmiştir, hem de kalp kırılmıştır bir kere.
boşa kaçtığı için pas alamayan futbolcudur. yerli yersiz ileri çıkar. lan bi dur ofsayt diye bir kural var. sonra zoruna gidiyor pas gelmeyincede. örnekleri saymakla bitmez bu tip futbolcuların. tamam takım içi huzursuzluklar geçinememe çekememe vardır elbet ama bazen de futbolcuların kendi becereiksizlği sebeptir. misal kezman. pas versen ne bok yapacak. istediği kadar kaçsın.
takım arkadaşının pas vermeyip berbat bir şut çekmesinin ardından ağlamaklı, ekşi bir suratla arkasına dönüp başını sallayıp çömelecek futbolcudur. ben hep öyle gördüm en azından.
sikinin doğrultusunda giden futbolcudur. Sürati olup beyni olmayan futbolcudur. Elbette sistemli futbolun ve taktiklerin geçerli olduğu ingiltere liginde ebesinin örekesinden gelen topu sırtı dönük bir şekilde ayağına alıp gol atan futbolcular da vardır.
(bkz: ibrahim Üzülmez)
fb' de oynadigi donemde anelka da boyleydi yanilmiyorsam. bu yuzden kazara gelen toplari da aldigi gibi basini one egip dikine gidebildigi kadar giderdi. gol olur olmaz orasi kismet artik.
