sanırsın ki bütün yurdum insanı brokır yada ne bileyim zibilyonla hisse senedi var da borsayı takip ediyor.
kiminle iki muhabbet etsem nolacak bu borsanın hali diye soruyor. ben de kendimi "ulan bu memlekette tek züğürt ben miyim" demekten alamıyorum haliyle.
ama işin aslı tabi ki göründüğü gibi değil.
bizim insanımız kendinden önce patronunu düşünür. patron bizim velinimetimiz o batmasın da bize verdiği üç beş kuruşla nasıl olsa karnımızı doyururuz haleti ruhyesi içindeyiz.
yoksa tüketici kredileri toplamı 60 milyar ytlyi bulmuş ki bu rakamın içinde kredi kartı borçları yok. "lan lan yoksa millet tüketici kredisi çekip borsaya mı yatırıyo be?"
neyse; sevgili yuzırlar, ben size anlatayım siz de tanıdıklarınıza anlatırsınız.
bizim ki gibi sığ borsalara bakıp da ekonominin gidişi hakkında fikir yürütülmez. adamın sinirini bozmayın " vay borsa battı, mahvolduk" diye. parası olan düşünsün. size ne? siz karnınızı doyurabiliyor musunuz? ileride tasarruf edip ev, araba, yat, kat alma planı yapabiliyor musunuz ona bakın. haydi selametle.
borsanın neyi temsil ettiğini son derece iyi bilen yurdum insanıdır, tebrik edilesi insandır.
bunun yanında iddanın tam aksine bizim gibi ülkelerde, yani borsa endeksinin döviz kurları, faiz oranları hatta ve hatta mevduat hacimleri üzerinde etkili olduğu ülkelerde, borsa endeksi ekonomik durum hakkında %80-90 oranında sağlıklı bilgi vermektedir.
şimdi burda daha teknik açıklanamasını yapmayalım isterseniz. he yoğun istek olursa onu da yaparız heç olmadı onu yapacak kaynak gösteririz!
velhasılı kelam, öyle bilmeden etmeden ahkam kesmemek gerek bazı konularda diyelim, burada da noktayı koyalım. koyduk.
şubat 2001 de 9 bin olan ulusal yüz endeksinin 28 aralık 2007 de 55 bin olduğunu bu arada kendisinin de şubat 2001 den 28 aralık 2007 ye kadar beş kat daha zengin olduğunu da düşünüp ahkam keser bu insanlar.
işin elifbasından başlarsak; borsadaki yatırımcı geleceğe yatırım yapar. bir hisse senedini satın alırken gelecekte o hisse senedinin değerinin artacağını düşünür. aldığı hisse senedinin daha fazla yükselmeyeceğini tahmin ettiği anda satar (bu fiyata üst diyelim). diğer taraftan yatırımcının bir hisse senedini almak için o hissenin makul bir fiyatta olduğunu düşünmesi gerekir (bu fiyata da alt diyelim). şimdi yatırımcının yaptığı iş aslında beklentileri satın almak gerçekleşen beklentileri de satmaktır. buna spekülasyon diyoruz. spekülasyon yapılabilmesi dolayısıyla borsadan para kazanılabilmesi için hisse bedelinin alt ve üst fiyat arasında gidip gelmesi gerekir.*
borsanın bir ekonomik gösterge olarak değerlendirilebilmesi için bazı şartlar vardır. mesela işlem hacminin belirli bir büyüklüğe ulaşmış olması, yatırımcıların sayısı ve çeşitliliği, küçük yatırımcıların varlığı ve borsadaki payları, yabancıların borsadaki yatırımları. vs. vs.
imkb ye bu açılardan bakıldığında sığ olarak nitelenen borsalardandır. dolayısıyla manipulasyonlara açıktır. şimdi yukarıda yıldızla belirttiğim olayın vuku bulabilmesi için bir takım manipulatif dalgalar yapay olarak oluşturulabilmektedir.
diğer taraftan borsadaki yabancı payı düşünüldüğünde, ki bu yamulmuyorsam 2007 martı'nda yüzde yetmişlerdeydi, imkb endeksinin yabancı sermayenin nasıl hareket edeceğini göstermekten öte reel ekonomiye dair bir gösterge olmayacağı açıktır.
haa bu demek değildir ki borsa kaale alınmaması gereken bir göstergedir. yüksek cari açığını ve borç yükünü bizim gibi sıcak parayla kapatan ülkeler eninde sonunda sıcak paranın getirdiği yalancı baharın bedelini ödeyeceklerdir. belki endeksteki hızlı bir düşüş bu vaktin geldiğini haber verebilir. öte yandan endeks corcun veya hansın yüksek getiri iştahının köreldiğinin, borsadaki fiyatlar tabana vurana dek paracıklarını alıp başka yerlerde başka yalancı baharlar yaşatacağının göstergesi olabilir o kadar.
yurdum insanının da "vay borsa çıktı yaşadık, yok borsa düştü boku yedik" demek yerine "ulan bu elin gavuru benim ağzıma balı çaldı ama götüme de parmağı takar mı acaba?" demesi gerekir.