amiyane ifadeyle, taşaklı mı taşaklı inan temelkuran filmi. şu sanatsal film değerleme jargonuna girmeden tanımı filmin havasına gayet uygun şekilde argo bir üslupla betimledim. uzak , masumiyet , uzak ihtimal , iki dil bir bavul ,hayat var , sonbahar , çoğunluk derken bu film de başka bir ambiyans yakaladım ben. köküne kadar harbi tavır bana yıllar evvel izlediğim (o kadar seneyi geçirdik mi yaa) duvara karşı sarsıcılığında geldi. belki o kadar değil, lakin ona yakın. hani mevzu bahisteki taşaklılıktan kastım budur. iyi film, hoş film, güzel film demek istemedim. 4-5 karakter üzerinden böylesine bağımsız ve güçlü bir film yapabilmek son derece başarılı bir iş, orası tartışılmaz zaten. peki derseniz, üstte yazdığın nitelikli son dönem filmlerinden hangisinin yanına koyarsın bunu diye? valla o filmler değil de kader gibi sert bir tavır var. tabi kader de tutkunun peşinden koşmak vardı, burda salt aşk penceresinden o tarz bir argüman çıkaramıyoruz.(hani gene benzer bir olgu ele alınmış olsa da farklılıklar var) ya da masumiyet'tekine benzer. tavır, üslup, yapı uyuşuyor. anlatı farklı tabi. neyin benzediğini dilimiz döndüğünce yazalım. bir kere demirkubuz sinemasındaki alttan alta görünenin arka penceresine toplumsal analizlerle girebilme farklılığını bornova bornova'da da yakalıyoruz. 80 askeri darbesinin toplumsal yapıdaki eğip bükme hatta dejeneresyon ve yıkım olarak kendisine yer açtığını düşündüğümüzde, özellikle gençlerdeki okuyupta gene iş bulamama sanrısı veya hayata kafadan yenik başlayabilme hatta ve hatta ailelerle çocuklarının mantel farklılığı ve değişim filmin derinlemesine irdelememiz gereken mühim alt metinleri.
felsefe okuduğu halde toplumda nabza göre şerbet verircesine porno hikayelerle para kazanmaya kasmak, bir sakatlık sonrası futbola nokta koyan umutsuzlukların ve işsizliğin alıp yürümesi, liselerdeki genel olarak uyuşturucu ve cinsellik konulu dejenerasyon yani liselerin arka sokaklarında neler olduğu ve en mühimi de salih karakterinde gördüğümüz salih'in film boyu niteleyip durduğu zenginlerin mahallelere veya liselere girip yapacakları işe bir aracı bulmak zorunda oldukları ve hayatta bu tarz eğilimler için kesinlikle kesinlikle bazı insanları maşa oluvereceği gözden kaçmıyor. yani sakat yollardan paraya para demeyen burjuva kullanıcısını/ aracısını bulmakta zorlanmıyor. kumanda ederek işini görüyor.
sakat bir yapı, hayata yenik başlamak. ve sonra geleceğe dair neyin ne olacağını bilememek! bu yapıyı mahalle üçgeninden son derece cesur bir şekilde ele almış temelkuran.
salih karakterinin inandırıcılığı kadar, filmin gerçekçi boyutu son derece etkileyici. ve malum bıçaklama sahnesi trier tadında bir gerilim vadediyor. layıkıyla, tüyleri diken diken ediyor. o okulu, piskopat salih abiyi, liseli kızları, umudunu taksiye bağlamış saf hakan'ı ve felsefe birikimine rağmen popülist iş yapıvermek zorunda kalan murat'ı bir yerlerden tanıyorum. olmuş ve inandırıcılık kalibresi yüksek bir film her açıdan!
--spoiler--
Senin kalbin temiz ya, ondan başına geliyo bütün bunlar. Safçasın ya sen biraz; vuran vuruyo vuran vuruyo. acımıcan oğlum, vurucan sen de..
--spoiler--
frank sinatra'nın 1972 yılında izmir'de verdiği konser sonrası şehri gezerken bornova'yı beğenmesi üzerine yazdığı rivayet olunan şarkı. lakin ünlü şarkıcı, şarkısının dünyada ilgi görmeyeceğini tahmin etmiş ve sözleri new york'a uyarlamıştır.
bornova bornova'nın yönetkarı inan temelkuran'ın soyadına evvelden beri aşinayız ve hastayız zaten. adını ise daha çok duyacağız. duymalıyız.
sokak ağzı replikler güzel, farklı teknikler denemeye çalışılması güzel, yaz sıcağının tam ortasında kasvetli bir ortam yaratılması güzel, gerçek kötüleri güzel, anadolu lisesi muhabbeti güzel, pisiklet muhabbeti güzel, detayları ve tespitleri güzel... ne güzel!
Gerçek anlamda dokunan film olmuştur.Herşey çok gerçekti, diyaloglar mekanlar olaylar çok iyi bir kurgu . işsizliğin böylesine yoğun olarak yaşandığı günümüzde durumu en iyi özetleyen filmlerden birisi olmuştur. Politik göndermeler, anadolu lisesi ile düz lise farkı, bir taksicinin nelere katlandığı, felsefe mezununun iş bulamaması ve erotik hikaye yazacak duruma düşmesi dikkate değer bir sürü konuyu barındıran bir film olmuştur.
hakan ın filmin sonunda anlattığı fanteziyle salih i delirttiği sahne müthiştir. film durağan ama diyaloglar sokağın dilini tam anlamıyla yansıtıyor. daha büyük bütçeyle daha popüler olabilecek filmdir kanımca.