derin mavinin ilk kitabı olma özelliği taşıyan eser, psikoloji çevrelerinde ve sincan şoförler odası başkanlığında büyük heyecan yarattı. bu gizemli dünyaya dair önemli ipuçları veren yazarla haftasonu ekimiz için bir söyleşi yaptık. keyifle okuyacağınızı umuyoruz..
+ sayın derin mavi, öncelikle vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. ilk kitabınızla büyük yankı uyandırdınız. bize biraz hazırlanma sürecinizden bahseder misiniz?
- aslında hem zor hem de çok kolay. (bir macera yaşamak ömür imtihanla geçiyor)(ferhat göçerden geldi öhhmm) yıllardır bir yolcu olarak dolmuş kullanan insanım, elbetteki bi aşinalığım vardı. ama onların sır dolu, anlaşılamayan dünyasına girmem için daha fazlası gerekirdi. yazdığım kitabın kahramanlarını tanımam için onlardan biri olmam gerekiyordu. hemen söyleyeyim benim de kurallarım vardır, mesela söyleşi sırasında öpüşmem. tabi sonrasında olabilir. ne diyordum onlardan biri olmak.. hemen sincan şoförler odasına kaydımı yaptırdım. sıhhiye sincan hattında 6,5 ay kadar çalıştım. başıma oldukça enteresan şeyler de geldi. bu sürecin sonunda onlardan biri gibi olmuş, onlar gibi düşünmeye başlamıştım. hatta yere tükürmek, büyük kalçalı bi kıza kitlenmek, kaba bi şiveyle konuşmak tabiatım haline gelmişti. artık zamanı geldi diye düşündüm ve biriktirdiklerimi kağıda dökmeye karar verdim. çubuk barajının kenarında sessiz bi eve çekilip yazmaya başladım. o an farkettim ki şoför kardeşlerimle diğer insanların arasında olan "o görünmeyen perde" benim için çoktan kalkmıştı. hiç zorlanmadım ve sonunda bu eser ortaya çıktı.
+ peki henüz kitaba ulaşamamış okuyanlarımız için biraz içeriğinden bahseder misiniz?
- memnuniyetle! şoförler, gelgitli bir ruh hali* içindedirler. bi an tam bir salon erkeği olabilirlerken sonra sebepsiz yere vahşi bi kaplana dönüşebilirler. bunu, şoförlük yaptığım sırada ben de yaşadım. mesela durakta yolcu bekler. yaklaşan şoför, yolcuyu kapmak için 40 takla atar. sellektörler, kornalar, yavaşlamalar, hedefe dik ve kararlı bakışlar gibi. oldukça kibar ve isteklidirler. ancak o yolcu dolmuşa bindiğinde artık egemenlik şofördedir. küstah bir yaratığa dönüşürler. "abi maden tetkik aramanın orda haber verir misin, bilmiyorum da?" der yolcu ancak cevap alamaz ya da alırsa da "mööoohhyyşş" gibi belli belirsiz birşey olur.
ancak bu kaba adam, karakolun önünden geçilmek üzereyken birden yine janti havasına geri bürünür: "arkadaşlar iki dakka eğilebilir miyiz? polis var". kitle eğilir, geçer geçmez: "teşekkür ederim arkadaşlar"..
"abi maden tetkiki geçtik mi?". "geçtik tabi hemşerim, 10 dakka oluyo", "fakat abi haber vericekt.." "kardeşim 40 tane aklım mı var! herkesin ineceği yerin çetelesini mi tutacam!". görüldüğü gibi tekrar o hoyrat adama döndü..
kitabım dolmu şoförlerinde çok sık görülen bu kişilik bozukluğuna dair bişey. aslında özü bu yani.
- bu keyifli sohbet için teşekkür ederiz efendim. gerçekten muazzam bi eser.
+ ben teşekkür ederim, mülakat bittiyse salona geçip bişiler içelim.