aklıma geldikçe türklüğümden utandıran olay. ah sağır ismet ah. dedeağaç ile karaağaç'ın ismini karıştırdın neyse. tabutluklara koydurdun tek suçu bu ülkeyi sevmek olanları. politikadır bazı şeyler ama politika kirlidir senin gibi. fakat bunun hesabını nasıl vereceksin ahirette. orada katledilen her türk için tekrar tekrar yanarsın inşallah.
hatırası adına, oğluma aras adını vereceğim köprüdür.
--spoiler--
Türk denince özü, sözü mert olur,
Dost deyince ayrılmaz bir fert olur,
Kardeş deyip dara düşsem, sığınsam,
Şimden geru bu bana bir dert olur.
Ben ne diyem bu vefasız dağlara,
Öz kardaşı dönek olan ağlara.
Türk; o Altayların dünkü eri mi?
Yolunda can koydum, verdim serimi.
Bir suç mu düşmana göğüs gerdiğim?
Günah mı Türklüğe gönül verdiğim?
Rusların açtığı yaradan derin,
Anayurtta öz kardaştan gördüğüm.
Seslenseydim, ses çıkardı her taştan,
Ne beklersin sağırlaşan bir baştan.
--spoiler--
Yıllardır basına yansımayarak devam Ettirilen ihanet.
Hala asyada Türkler katlediliyor Türkiyenin sesi çıkmıyor , çıkartılmıyor..
ülkenin basına on yıllardır böyle soysuz insanlar gective geçmeye devam ettikce Türkler yerine simdiki adi opluluklara yardım edilmeye devam edilecektir.
Tarihimizin yuzkarası diyenlerde var, olması gereken yapıldı diyenlerde var.
Öncelikle bi olayın tarihi bi netelikte olması için uzerinden 50 yıl gecmesi gerekir. Tarihi olaylar da incelenirken dönemin şartlarına gore incelenir.
Şimdi bu olayı günümüz şartlarına göre incelersek yaptıgımız hainliktir. Lakin o dönemde yapılması gereken yapılmıştır.
Olayı bilmeyenler için ufak bi hatirlatma yapalım.
Nazi almanyası'na bağlı tamamen türkmenlerden oluşan bi alay kuruldu. Buna mavi alay denildi. Bu mavi alay ruslara karşı başarılar aldı vs. Vs. Savaş bi ekip işi olduğundan bu alay ne kadar başarı kazanirsa kazansın
Reichstag düştügü zaman ortada kaldı. Rusların ortasında. Kimi kendilerini köprülerden attı, kimi kendini astı, kimi intihar etti, kimi gulaglara sürgün edildi.
Bazıları umuda yolculuğa çıktı. Ana vatan türkiye'ye dogru yola çıktı. 3000 kişilik ekipten 150 küsürü kafkaslardan turkiyeye ulaştı. Bunları kızılordu takip ediyordu. Sonra bu gelen insanlar gruplar halinde gönderildiler boraltan köprüsünün karşı kıyısında canlarına kıyıldı... bizim askerlerin gözlerinin önünde.
---
O zaman ki koşullara bakarsak...
---
Senin karşında emperyalizm, kapitalizm, liberalizm ve pragmatizm Haricinde butün sağ ideolojileri yerle bi etmiş, dumdüz etmiş bi komünist yapılanma var. Stalin denen herif almanya rusya'ya dalmasa karstan, ardahandan dalmayı planlıyor. Yani adamların topraklarda hala gözleri var.
Devlet ideolijin her nekadar sosyalist-halkçı olsada dış işlerinde milliyetci bi politikan var. Müttefikler geldiğinde dönemin muhalefeti iktidar olmasa kendilerine katılacağını belirtirken, naziler geldiginde ismet inönü muhalefeti bahane etmiş anlayacağinız, belki de dunya tarihinin en iyi "iyi polis- kötü polis" tiyatrali canlandirılmış. Adamların sana bundan da garezi var. Almanlara sattığın ve rusyada kullanılan madenlerden de haberi var stalin amcanın.
Daha nato yok, birleşmiş milletler yok, avrupa yerle bir. Gerçi pakt'lar Imzalanmış ama balkan pakt'ına katılan devletler yerle yeksan... sadabat paktı'na katılanların ekonomik gücü ne o dönemde ? Nato y
Gerçi o dönemlerde nato, birleşmiş devletler olsa ne degişekcekti? Ukrayna hala karışık ve ukrayna nato'ya üye. Rusya değil. Bu da bilinsin.
Yani adamların sana muthiş bi garezi ve muhteşem organize olmuş alman ordusunu dümdüz etmenin ozgüveni var. Bizimkiler o askerleri iade etmese al sana diplomatik sorun , al sana müdahale.
Düşünün bi tarafta reichstag'a yürüyen 2 milyon asker diğer tarafta daha yeni organize olmuş, ekonomosi daha yeni oturan 22 yıllık genç bi devlet. Nufus yaklaşık 15-20 kusur milyon. Adamlar dümdüz ederlerdi anlayacağınız.
Hatta stalinin "sabah ezanında moskova'dan çıkar. 5 votka'sını ankara'da içeriz" demişliği var. *
Ulan hem adamlar kaç senedir akdeniz'e egemen olmak için çalışmadı mı?
150 türkmen için 15-20 milyon kişi feda edilemezdi. Dedigim gibi o kadar basiret atlatalı daha ceyrek asır olmamış.
Bu yanlış anlaşılmasın. Biz de cok ezik degiliz. Direnilir. Savaşılır. Başarı alınır lakin farz-ı misal 10 yılda dirensen teslim olursun. Teslim olmazsan bile yaralara atılan dikiş sökülür. Kan kaybindan gidersin.
Eger ki o askerler verilmese idi türkiye taa 1991'e bağımsızlığını kazanamazdı. Ve şu anda gürcistan gibi, ermenistan gibi komünizmin Yaralarını sarmaya çalışırdık.
Gerçi bi de madalyonun öteki yuzü var. Rusya olası bi ilhak yapsaydı şu anda nuriyeler, necmiyeler, naciyeler değil ekaterinalar, sashalar, natalyalar olacaktı. *
Yani olay şu. 2 saatlik bi diplomasi ile türkiye-rusya gerginliği çözüldü.
Bu olay O dönemin yönetiminin uyanıklığıdır, dehasıdır...
Şehitlerimiz hala aklımızdadır. Lakin savaşa girmeyen türkiye'nın 150 küsur asker için savaş bittikten sonra savaşa girmesi de ayrı bi aptallık olurdu.
Anlattıklarımda hiçbir şekilde chp veya inonü sevicilik yoktur.
Lakin şu anda da bu olay için bi anıtın bi parkın bi heykelin olmaması riyakarlıKtır, riyakarlığın daniskasıdır.
Kanı bozukların geçmişten günümüze taşıdıkları elim olaydır. Bugün türkmenlere karşı uygulanan farklı bir versiyonunu izliyoruz. Bu sefer itinden köpeğine araptan yezidine açtığımız sınırları türkmenler için açma gereği bile duymuyoruz. Selçuklu Osmanlı yadigarı turkmenlere bir kaç varil petrol için Sesizce ölün diyoruz . Filistinlinin kürdün ayağına iğne batsa aslan gibi kükreyen milletim türkmenler söz konusunu olunca kış uykusuna yatmış ayı misali tepkisiz kalıyor. Velhasıl kelam türk türk gibi düşünmedikçe boşnaktan vali gürcüden başbakan oldukça boraltanlar senaryosu farklı şekilde hep yaşanır.
an itibari ile erdoğanın mitingde sırf chp'ye laf atmak için yeniden söylediği olay. bunu söyledikçe devrelerim atıyor benim. sanki çok üzülüyor, ''azeri kardeşlerimizi'' satmışlarmış staline... biri söylesin azerilerin arap değil türk olduğunu..
türkiye türklerinin nasıl bir millet olduğunu gösteren acıdır. türkiye türkleri, böyledir. arap hayranıdır. türkiye cumhuriyetinde kimse bilmez bu acıyı, azerbaycanda da öyle çok bilinmez. bilinçli olarak anlatmadılar çünkü. ellerinden geldiği kadar üstünü kapatmaya çalışıyorlar, ama 146 kişiyi ölüme yolladığınızı nasıl gizleyebilirsiniz ? hala bu olayı chp'yi kötülemek için kullanacak kapasitesi olanların da allah belasını versin. çıkarcı pislikler. hatırladıkça bazı insanlardan nefret etmeyin diye anlatmadılar bunu hiç birimize. uyumaya devam. bunu erdoğan'ın mitinglerinde öğrenmediğim için de çok mutluyum.
yine boş laflarla chp ve inönü düşmanlığı... gerçekler şöyle:
evet, faşist nazi ordusuna hizmet eden mavi alay mensupları iade edilmiştir. 1944'te almanya'nın savaşı kaybedeceği artık kesinleşmişti. müttefikler, sscb ile ittifak halindeydi. savaşın bitirilebilmesi için bu ittifakın sürmesi gerekiyordu. peki türkiye'nin durumu nasıldı?
türkiye savaş boyunca almanya'ya krom satmıştı. satmak zorundaydık. yunanistan, bulgaristan ve romanya'da alman orduları vardı. inönü, müttefiklerin tüm baskılarına rağmen, ne krom satışını durdurmaya, ne de savaşa girmeye razı olmadı. neden?
zira hitler'in dediği gibi, alman uçaklarının, o sıralar ahşap binalarla dolu olan istanbul'un üstünden yangın bombalarıyla bir geçmesi bile büyük can kaybına neden olurdu. türkiye'nin almanya ile savaşacak gücü yoktu. doğru düzgün ne tankı ne de uçağı vardı...
o sıralar stalin ve müttefik liderler konferans üzerine konferans düzenliyor ve savaş sonrası paylaşım planları yapıyordu. stalin sürekli türkiye'nin uygar dünyaya ihanet ettiğini söylüyordu. churchill ve roosvelt bu lafları geçiştirmeye çalışsalar da eğer türkiye stalin'i daha da kışkırtacak, elini güçlendirecek bir şey yaparsa her an dönebilirlerdi. zira savaş henüz bitmemişti ve sscb'nin almanya ile tek taraflı bir barış anlaşması yapması olasılık dahilindeydi. atom bombasının çalışmaları sürüyordu. çalışıp çalışmayacağı kesin değildi. ayrıca almanya son ana kadar sıkı savaştı. örnek berlin kuşatması:
velhasıl müttefiklerin stalin'e ihtiyacı vardı ama türkiye'ye yoktu. tarihi bilmeyen, sırtında yumurta küfesi olmayan cahiller ve art niyetliler bu acı olayı sömürür dururlar o gün bugün...
araştırmayı sevmeyen, kulaktan dolma bilgilere körü körüne inanmaya hevesli, dayatılmış olanlara biat eden gençliğiz; yaratılmış olan suni algı ve manipülasyonlara dair bir ipucu hatta ve hatta koskoca bir halat daha bulsunlar bu hadisede.
unutulmasın, unutturulmasın, bilinsin, öğrenilsin.
bilmemek değil öğrenmemek ayıptır.
chp zamanında yaşanmış olaydır. insanı insanlığından nefret ettiren, ismet inönü ve chp ye bin kat daha hınç duyulmasına sebep olan vahim olaydır. bile bile, göz göre göre kardeşlerimizi ölüme göndermişlerdir. bu ve bunun gibilerinin zihniyeti nin bu ülkeyi yönetemiyeceği ortaya çıkmıştır. diğer partilere atıp tutan zihniyet bu konuları görmezden gelirler, çünkü savunacak tutar dalları yoktur. gidip kelle dediniz, yolsuzluk var derler. kuru ekmekle yaşasaydık keşke ülke namusumuzu şerefimizi, kardeşlerimizi ölüme yollamasaydınız. ama halk bunları bu gibi yaptıkları yüzünden iktidara taşımıyor ve bizim gibiler nesillerden nesillere aktaracak bunları, dersim i, boraltan ı, 12 ada olayını ve daha nicelerini.
edit: geçmişle yargılanma olmaz diyenlere, 1 sene önce olan olayda geçmiş, 70 sene önce olan olayda. yapılanlar, yapılacak olanların teminatıdır.
chp nin basiret devlet anlayışının tipik bir örneğin. bu kadar pislik, rezillik varken hala utanmadan bu halktan oy istemek ne kadar doğru bilemiyorum.
Azerbaycan'ın büyük milli şairi Almas Yıldırım, bu olayı "Dönek Kardeş" adlı şiirinde şöyle dile getiriyor:
Türk denince özü, sözü mert olur,
Dost deyince ayrılmaz bir fert olur,
Kardeş deyip dara düşsem, sığınsam,
Şimden geru bu bana bir dert olur.
Ben ne diyem bu vefasız dağlara,
Öz kardaşı dönek olan ağlara!
Türk; o Altayların dünkü eri mi?
Yolunda can koydum, verdim serimi,
Düştüğü ağlardan kurtulsun diye,
Serdim ayağına doğma yerimi...
Kardaş armağanı, dökülen kanlar,
Bana mükâfat mı giden kurbanlar?
Ben diyorum, Kayıhan'dır soyumuz,
Bir kaynaktan varlığımız, boyumuz,
Dilim dili, yolum yolu, emel bir,
Bir bayrakta, yıldız'ımız, ay'ımız.
Azerî, Türk, Türkmen; var mı ayrılık,
Nerden doğdu bu imansız gayrılık?
Alnımın yazısı, karadır kara,
Karadan bir mendil yolladım yara,
Yol uzun, el uzak, yetişmez eller,
Türklüğün kanayan kalbini sara.
Felek kıymış beslenen bu dileğe,
Lânet Türk'ü hançerleyen bileğe.
Bir suç mu düşmana göğüs gerdiğim?
Günah mı Türklüğe gönül verdiğim?
Rusların açtığı yaradan derin,
Anayurtta öz kardaştan gördüğüm.
Seslenseydim, ses çıkardı her taştan,
Ne beklersin sağırlaşan bir baştan.
Kaçtır, eli kanlı çıktı oyundan,
Ne bilem, kahpelik varmış soyunda,
Girdiğim öz yurttan döndürülürken,
Kanımın aktığı sınır boyunda
Açan lâlelerden bir çelenk örsem,
Türklük dünyasına armağan versem.
2. dünya savaşı'nın son zamanları... yıl 1944... türk tarihinde kara bir leke...
sovyet rejiminde gördükleri türlü zulümlerinden kurtulmak isteyen, kırım türkleri, mavi alay isminde bir birlik kurup, türkiye cumhuriyet'ininde bilgisi dahilinde nazi almanyası yanında ruslara karşı bağımsızlık mücadelesi yürütüyor... stalingrad'a kadar gelen almanlar için stalingrad savaşı sonrası rüzgar tersine dönüyor. ve şehir şehir, köy köy rusya'dan çekilmek zorunda kalıyorlar.
bu mavi alay'ın sonu oluyor...
birlik kısa sürede dağılıyor, ve kızıl ordu'nun ülke genelinde başlattığı kominizm karşıtı herkesi içine alan insan avının hedefi haline geliyor... kadın çocuk binlerce kırımlı türk vahşice katlediliyor...
146 kırımlı türk ( çoğu kaynakta azeri türkü olarak geçer) bu soykırımdan kaçmak için, kardeş dedikleri türkiye'ye... aras üzerindeki, boraltan köprüsünden geçerek türk sınır karakoluna sığınıyor... bu silahsız 146 türk, karakolda son derece misafirperver şekilde karşılanıyor, karakol komutanı kendilerine karşı son derece sıcak davranıyor.
aynı gün boraltan köprüsünün karşı tarafındaki, türk kardeşlerimizin peşinden gelen kızılordu mensupları tarafından karakola sert bir şekilde bir talep geliyor. "mültecileri geri iade edin" bu talep reddedilmeden önce ankara'ya iletiliyor. karakol komutanı ve türk mülteciler gelecek haberden o kadar eminler ki... kendilerini son derece güvende hissediyorlar... ankaradan gelen karar kesin ve nettir...
''esirleri derhal iade edin''
bu karara karakol komutanı ve 146 türk mülteci inanamaz. karakol komutanı mültecileri gruplar halinde geri göndermeye karar verir, gönderilen ilk grup karşıya geçer geçmez, türk askerleri ve geride bıraktıkları akrabalarının gözleri önünde vahşice kurşuna dizilirler... karakol komutanı durumu tekrar ankara'ya bildirir ve iadenin devam edip etmeyeceğini sorar. gelen cevap türkiye tarihine kara bir leke gibi düşer...
''ülkelerine iade edileceklerdir"
bu emir karşısında mecbur kalan karakol komutanı... o türkiye'ye sığınan, türkiye türklerini kardeşi olarak gören türk mültecilerini kızıl orduya iade eder...
köprüden karşıya... ölüme giden türkler bu ağıtı tutturur... arkalarında gözü yaşlı genc bir türk komutanı ve onlarca mehmetçiği bırakarak...
''düşman bekler karşıda, önüne kattı beni... can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni...
dönüp seslendim geri, merhametsiz birine... beni siz vursaydınız, şu gavurun yerine''
o gün 146 türk, kızılordu tarafından kurşunlanarak katledilir, türkiye cumhuriyeti kandaşlarını kendi elleriyle ölüme göndermiştir. o dönem türkiye cumhuriyeti'nin başında ismet inönü vardır.
2. dünya savaşından sonra, halkın içinde gezerken, yanına yaklaşan bir çocuk kendisine sorar ''amca amca, beni yıllarca niye şekersiz bıraktın'' ismet ünönü'nün yüzlerce babasız bıraktığı türk çocuklarını umursamayarak verdiği cevap ''yanlışın var çocuk, ben seni babasız bırakmadım''
ayrıca ekstra bir bilgi, boraltan köprüsünde görev yapan türk komutanı, görevini bitirip evine döndüğünde, intihar ederek yaşamına son vermiştir...
herhangi ünlü futbolcu, futbol takımı, ucunda kız olan konuya ya da bilumum türevleriyle ilgili başlığa girilen entryden kat kat az entry girilmiş, ülkenin halini gösteren başlıktır. boraltan köprüsü türklüktür. türklük unutturulmuştur. 2013 yılında bugüne dek girilen 13.774.294 entryden sadece 21 tanesidir türklük, sadece 21 tanesidir boraltan köprüsü. olayda şehit edilen asker sayımızın beşte biri bile değildir 21 entry. yazık ülkeme, yazık tarihime. allah yardımcımız olsun.