CIA Başkanı Stansfield Turner'ın isteğiyle hazırlanan 20 Ağustos 1979 tarihli raporun başlığı "The Kurdish Problem in Perspective"
"Derinlemesine Kürt Sorunu"nun ele alındığı bu raporun hemen akabinde, ABD Ankara Büyükelçiliğinden Washington'a giden kripto şöyle:
"Türkiye'nin bölünme süreci, Kürtlerin ayrı bir etnik topluluk olduğunu kabulden geçiyor!"
akp nin bu proje kapsamında kurulduğu ve artık projede taktik değiştirildiği iddia edilmektedir.
---- alıntı -----
CIA Türkiye masası şefi olan Fuller, Cumhuriyet'in kuruluş ilkelerinde yer alan "laikliğin" tabana inmediğini ve Türkiye'de Kemalist yönetici elitle, dinine bağlı geleneksel halk arasında bir çelişki yaşandığını öne sürüyordu.
Ona göre çözüm, "ılımlı islam" vurgusu taşıyacak bir iktidarla Türkiye'yi daha fazla islam'a kaydırmak ve diğer Ortadoğu ülkelerine örnek olacak bir model haline dönüştürmekti.
Bush'un Neo-con'ları, bizim bazı gazeteci takımıyla toplantılar yaparak bu modele uygun bir AKP iktidarı çıkardılar ortaya.
Ama son günlerde, Batı'nın büyük bir strateji değişikliği yaptığı görülüyor. Müslüman Kardeşler'den desteğin çekilmesi, modern ve laik bir islam'a vurgu yapılması gibi gündelik gelişmeler böyle okunmalı.
işte Ankara'da huzursuzluk yaratan, panik havası veren görüntünün ve giderek sertleşen söylemin altında bu var.
iktidar, kendi saflarını sıklaştırarak önümüzdeki seçimlerden zaferle çıkmak ve bütün dünyaya "işte halk benimle" demek istiyor.
Bunun için de Anadolu'daki muhafazakâr kitlelere ve Kürt oylarına ihtiyaç duyuyor.
Yeni bir "one minute" dalgası yakalamak istiyor.
Yani ne yapıyorsa, iç siyasete dönük olarak yapıyor; dışarısı bu aşamada umurunda bile değil.
ne hikmetse bu kişiler aynı zamanda bop meyvelerini verdikçe "batı iki yüzlü yeaaaa" diye çemkirirler.
---- alıntı ------
Colin Powell geçmişte, islam dünyasını ziyaret ederken bugün yaşanan tabloyu şöyle ifade etmiştir: "Biz bundan sonra elde etmek istediğimiz coğrafyaları silahlı güçlerimizle kazanmayacağız. Girmek istediğimiz yerlerin insanını kendi tarafımıza alarak eylemleri, o ülkenin insanına yaptırma dönemine gireceğiz."
---- alıntı ------ http://www.yenimesaj.com....okrasi/prof-dr-haydar-bas
edit:
---- alıntı ------
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın 7 Ağustos 2003'te Washington Post gazetesinde yayınlanan "Ortadoğu'yu Dönüştürmek" başlıklı yazısında, BOP'un amacının; "Fas'tan, Basra körfezine kadar Ortadoğu'da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye'nin de bunların içinde olduğunu" ifade etmişti.
eşbaşkanlarından birisi: "diyarbakır bu projede bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir." diyerek free kurdistana başkent olabilecek bir şehir tavsiye etmiştir.
bu videoda dediğim cümleyi bulacaksınız, izleyin lütfen.
adım adım uygulanmakta olan proje. tunus ile başlayan sırasıyla cezayir, libya, mısır, yemen, bahreyn ve son olarak suriye'yi etkisi altına almıştır. amaç israil'in etkinliğini ve güvenliğini sağlamak, ülkelerdeki kaynakları şirketlere yatırım adı altında sunmaktır. suriye düştükten sonra sıranın iran ve türkiye'ye gelmesi beklenebilir. ama biz elimiz kolumuz bağlı mal gibi oturduğumuz sürece kürt-türk kışkırtmasıyla iç savaşa sürüklenebiliriz.
nam ı diğer büyük israil projesi. pakistan - fas arasında kalan birçok memleketin rejiminin değişmesi için mücadele edilmesi eksenldir.
ırak,suriye ve türkiye den koparılacak parçalardan israil e tasmasını vermiş tamamen dangozlaşmış bir yönetim ile iş görecek kürdistan ın kurulması bu projenin içindeki öğelerden biridir, belge isteyen dick cheney puştunun the greater middle east sunumunu okuyabilir.
bu projenin orta vadede akp ve dolayısı ile tüm türkiye nin götünde patladığını gördüğünüzde ortalıkta kan gövdeyi götürürken hatta namusunuz tehlike altındayken inşallah bu körü körüne cahil cüheyla okuma yazma bilmez dangoz edası ile bop u savunmalarınız aklınıza gelir..
eşbaşkan rte'nin yardımlarıyla son hızla devam eden projedir, kürdistanın kurulmasıyla işlemin yarısı bitmek üzeredir şimdi türkiye'yi bölüp, iran'ı yok etmek kaldı geriye.
hala bazıları akepe, akepe diyor ya sizin beyin damarlarınızı.
bu proje emperyalizmin ulaştığı gücün göstergesidir. emperyal güçlerin bu proje için tayip erdoğan'ı sürdüğü gerçeği mevcut durumdadır. arap baharı adı altında emperyal güçlerin diğer devletleri sömürme arzusu ve temennisi başarıya ulaşma yolundadır. son olarak suriye'deki olayları görmekteyiz. oradaki pkk yanlısı kürt vatandaşlar birkaç ili ele geçirip bop'un suriye ayağını başarıyla yerine getirmeye çalışmaktadırlar. onların eğitimini ise barzani üstlenmektedir. bop'un eş başkanı tayyip erdoğan ise geldiği günden beri türkiye'yi uygun kıvama getirmeye çalışmaktadır. halkın gözünde kürt halkını içten içe terörist,vatan haini gibi göstermeye çalışmışlardır. (bkz: kürt açılımının asıl amacı). sıra türkiye ve iran'dadır. türkiyenin doğusunu bop adı altında parçalayan emperyal ülkeler karşılarında kimseyi bulamamaktadır ve sonucunda orada ilk adım olan özerkliği sağlama çabasındalardır. işte bop budur, amerikan uşağı erdoğan ve tayfasının asıl amacı budur.
Fiili olarak uygulamaya geçmiş, ancak henüz resmiyet kazanmamış projedir. Kafkasya'da ermeni-azeri savaşı ya da ortadoğuda şam'a karşı kışkırtılan türkiye'nin tetikleyeceği bir savaşla iran, israil, türkiye, azerbaycan, ermenistan ve ırak'ı birbirine düşürmeye çok az kaldı gibi görünüyor. Arap baharı ayağıyla zayıflatılan kuzey afrika rejimleri de olası bir tehtide karşı dik duruş sergileyemeyecek kadar pelteleştirildiler maalesef. Türkiye'de ulusalcı kanatta yer alan askerlerin tekmilinin içeri doldurulması ya da etkisizleştirilmelerini, cemaatin ya da islamcıların intikamı olarak değil, bu açıdan değerlendirin derim. Zira Türkiye'den bu anlamda bir çatlak ses çıkmasına projenin mihmandarlarının tahammülü olamayacaktı. Bu durum, türkiyede yeşil cenaha bir intikam, rövanş alma fıorsatı yarattı sadece. Demek istediğim, olay esasen intikam alma değildir. Bu sadece BOP'un sonuçlarından biridir. Tıpkı 2014 yılı sonuna dek yeniden şekillenecek sınırlar, yeni ülkeler ve yeni rejimler gibi.
rte'nin eşbaşkan olduğu projenin maalesef bugün türkiye ayağına gelinmiştir. türkiye'nin ampulcü yüzde 50'sine hayırlı olması dileklerimizle sam amcanın taşşaklarında yalanmadık yer bırakmayın sakın. hadi bakalım şakirtler göreve.
en büyük engel mevcut hükümettir. beklenenin aksine aktif dış politika ile bu planın bir parçası olmamış kendince bir rol üstlenmiştir. ortadoğudaki isyanlarda dahi ''one minute'' çıkışının yadsınamaz bir rolü vardır. bu isyanlar ki israil kuklası mübarek'i devirmiştir, libya ve suriye de karşıklık sonrası batı'nın kendi çıkarlarına döndürmeye çalıştığı devran ve bunun karşı mücadelesi sürmektedir.
hatırlayın one minute çıkışı sonrası apar topar toplanan arap dış işleri bakanlarını ve filistin arap dünyasının meselesidir başkalarının karışmasını istemeyiz demeçlerini. halk görmüştür ki kendi iradesinin gerçekten sandığa yansıdığında erdoğan gibi liderler çıkabilmektedir. tabi öncelikle türkiye'nin gerçek demokrasiye yaklaşması bunda etkendir. daha önceleri israil ile olan yakınlığı ülke siyasetine asıl yön veren derin yapılanmalara bağlamamalı sanki.
oysa araplar görmüştür ki iradenin sandığa yansıması da gerçekten bir müslüman çoğunlupa sahip ülke'de de mümkün.
denge siyaseti adı altında pasif bir duruşla ve ancak kendi halkıyla kavgalı idareleri savunanlar çıkmış şimdi bop olayından nemalanıyorlar. göremiyorlar ki başbakanları diplomasi ortaya koyuyor. banu avar tarzı(işci partisine alenen oy isteyen biridir kendileri) yarı gerçeklerle muhalefet ediyorlar. kışkırıyorlar, kışkırtılıyorlar. bu ülke hiç olmadığı kadar bağımsızca hareket ediyor göremiyorlar. hem içerideki eski sadece kendi halkına efe ve aklına etraf hep bize düşman paranoyasını sokan yapıları destekleyeceksiniz hem de hükümete bop üzerinden vuracaksınız. yemezler. artık medya o derin yapılanmaların maşası olmaktan öte de çok daha özgür.