Canlı performanslarında pavarotti soloları söyleyebilecek bir vokale sahip olan, one gibi bir şarkının söz yazarlığını yapan, burada entry giren kimsenin 1 dolar bile katkıda bulunmadığı afrikanın milyar dolarlık borcunu sildirebilen bir müzik ilahı. ayrıca iki yüzlünün tekidir. *
bono. bo yu at ne kaldı? no. no ingilizcede ne demek? hayır. ve mhp nin kırkıncı yılı... yok lan bu değil. ve referandumda hayır dicem. hop noldu bastım kahkahayı.
3 sene önce "türkiye'de insan hakları yok o yüzden oraya gitmem" diyordu.
3 sene içerisinde türkiye insan hakları konusunda çok büyük yol aldığı için geldi bu sene. yoksa 50 liradan başlayıp 750 liraya satılan konser biletleriyle bir alakası yok.
birde sıklıkla konser verdiği amerika insan hakları konusunda çok ileride tabi.
"istanbula gelmedim constantinople'a geldim" demeci. RTE ile basbasa gorusmesi ve onu ozguruluk savascisi gibi gostermesi. Zulfu Livaneli ile sahneden Nazim Hikmet Ran'a yazilan bir siirin bestesini soylemesi. ucu birden okununca nasi bi adam oldugunu anlasiliyo sanirim.
--spoiler--
bu ülkede olanlar tüm dünyayı ilgilendiriyor. egemen bağış, türkiye'yi doğudan batıya geçirdi. * peki siyasetten bahsetmeyeceğim. köprü muhteşem ve sadece avrupa ile asya arasında bir köprü değil din ve laiklik, geçmiş ile gelecek arasında da bir köprü. avrupa'nın geldiği ve gitmesi gereken yeri gösteren bir köprü.
--spoiler--
düşüncelerinin doğrulu yada yanlışlığını tartışmıyorum ama nereden nereye Bono efendi.
Şekerli sakız rockçısı. Duyarlıymışta bilmem zartmış zurtmuş daha 10 sene önceye kadar türkiyede insan hakları yok gelmeyiz diyen bu adam değil miydi? türkiye'ye insan hakları geldide bizim mi haberimiz olmadı.işin komik yanı türkiye'ye insan hakları yüzünden gelmezken, abd de konser vermesidir. kısacası dünya siyasetine hakim görünmeye çalışan, duyarlılık pozları atan, bunuda bir güzel yediren kulis adamının tekidir.
ben mi yıllarca bono'yu gözümde farklılaştırmışım, yoksa o mu magazin tuzağının içinde kaybolup gitti... niyeyse sanki sihri bozuldu bendeki.. hatta çok ağır olmayacaksa neredeyse bir nihat doğan, bir atilla taş kıvamında hisler beslemek üzereyim..
türkiye'ye gelmiş, ortalığı bir güzel karıştırıp defolup gitmiştir. gitmediyse de gidecektir.
zaten bizim ülkemize ne zaman yurtdışından ünlü biri gelse, götümüz başımız dağılıyo hep nedense.
bu akşam yaşadığım şehirde konseri var ve gitmeyeceğim, çok ta mutluyum. u2 değil konseri olan, bono. u2 dediğin, şahsının yanında saz arkadaşları. mutsuz olduğum bir nokta var ise o da günlerdir beynimizin ütülenmesi. yok bono şöyle selam verdi, yok köprüyü geçti, ayıya dayı dedi, üç kere yellendi, beş kere geğirdi. yukarda bir yerlerde hakkındaki görüşlerimi sıralamıştım naçizane. burada tahkim ediyorum,hem ayşe arman'ın methettiği adamdan hayır gelir mi hiç?
ünlülere dans edip, köşeyi dönen nuran sultan'ın masasında göbek attığı, tam iftar saatinde boğaziçi köprüsü'nden yürüyerek geçip hayalini gerçekleştiren dünyaca ünlü sanatçı.