the killers grubunun hayaller dünyasına sürükleyen şarkısıdır. klibinde ayrıca sin city'deki miho karakterini canlandıran devon aoki'de bu klipte oynamaktadır.
david boreanaz 'ın fbi ajanı seeley booth'u canlandırdığı, emily deschanel'in ise antropolog dr. temperence brennan'ı canlandırdığı dizidir. bones, booth'un brennan'a taktığı lakaptır. brennan sürekli mantıklı düşünen, duygusal açıdan gelişmemiş bir karakterken, booth tam tersi bir yapıdadır. dizi şu an 5.sezonunu oynamaktadır.
aşırı derecede amerikancı dizi. ama bones ile booth süper uyumlular be, böyle birbirlerini tamamlayan ve sempatik bir ekip daha önce pek görmedim. david boreanaz neşeli sohbetleriyle çok iyi ve iç ısıtan bir havada, emily deschanel ise odunluğa kaçan tatlı "insan ilişkileri cehaleti" ile çok sevimli.
david borenaz ın oyunculuğu ile daha bir güzelleşen dizi. her bölümde ayrı bir macera ile kemiklerin diliyle olayları çözen bir ekiple çıkıyor karşımıza.
diyaloglar hususunda gilmore girls ile kapışabilir bu dizi. kafam döndü resmen, takip etmek oldukça zor, adam gibi anlamak için (zaten mevzular karışık) medya oynatıcınızı sürekli durdurmanız gerekiyor ne oluyor diye.
ama başroldeki ikili süper, ne kadar karmaşık da olsa güzel diyaloglar var ve bones un iç dünyasına fazlasıyla eğildiğimiz için beğendim.
güzel dizi.
süre olarak daha uzun olan dexter da 600 küsür, aynı süredeki lost ve prison break de ortalama 500 diyalog var iken bu dizide bölüm ortalaması olarak 750 diyalog var.
sezgileri çok kuvvetli, karate ve judoyu avcunun içi gibi bilen ve birbirinden ürkütücü davalar arasında ayakta kalmaya çalışan bir kadının savaşı, adli antropolojinin çözebileceği davalarda, özel yaşamını devreden çıkartarak uğraşan, bir davadaysa yıllar önce kaybolan annesinin iskeleti önüne gelen, yazar kathy reichs' in yarattığı, kay scarpetta benzeri bir anti kahraman bilim kadının, kay scarpetta' nın maceraları. anlaşılan o ki, hayatın bir yerinde, insanlık duruşunu kaybetmemek çok büyük önem taşıyor, bilgi ve sezginin ötesinde.
klibi de pek güzel olan killers şarkısı. özellikle "always hear them when the dead of night comes calling save me from this plight but they can never wrong this right" derken harikalar yaratmış grup.
2001 yilinda cikan, yönetmenligini Ernest R. Dickerson'un yaptigi, oyuncular arasinda snoop dogg, Pam Grier'in yer aldigi, 96 dakikalik bir sinema filmi.
the killers grubunun benliğinizden ayrılıp, hayallerde savrulmanızı en güzel bir biçimde sağlayan, ruhunuzun vitamin ihtiyacını karşılayan feci bir şarkısı.
come with me..
we took a back road
we're gonna look at the stars
we took a back road in my car
down to the ocean
it's only water and sand
and in the ocean
we'll hold hands
but ı don't really like you
pologetically dressed
in the best put on the heartbeat line
without an answer
the thunder speaks from the sky
and on the cold wet dirt ı cry
and on the cold wet dirt ı cry
don't you wanna come with me
don't you wanna feel my bones on your bones
it's only natural!
a cinematic vision ensued
like the holiest dream
there's someone calling
an angel whispers my name
but the message relayed is the same
wait till tomorrow
you'll be fine
and it's gone to the dogs in my mind
ı always hear them
when the dead of night comes calling
save me from this plight
but they can never wrong this right
don't you wanna come with me
don't you wanna feel my bones on your bones
it's only natural!
don't you wanna swim with me
don't you wanna feel my skin on your skin
it's only natural!
ı never had a lover
ı never had soul
ı never had a good time
ı never got gold
don't you wanna come with me
don't you wanna feel my bones on your bones
it's only natural!
don't you wanna swim with me
don't you wanna feel my skin on your skin
it's only natural...
i don't wanna a be krippled kracked
shoulders wrists knees and back
ground to dust and ash
crawling on all fours.
when you've got to feel it in your bones.
now i can't climb the stairs
pieces missing everywhere
prozak painkillersss.
when you've got to feel it in your bones.
and i used to fly like peter pan
all the children flew when i touched their hands.