bu sefer oldu şu iki 10'luk yaşımızda bizi hayata bağlayacak bir iş/eylem/oluş buldum. paramparça, üzeri kumar masası matematiklerinden arta kalmış mürekkepli rakamlar barındıran bir bozuğuz biz de falan ama üzerimizde dövme niyetine gezdireceğimiz bir lider yok, kodumuz herhangi bir numaramız da yok, bir şeye bağlılık yok anlayacağın basılmışız ve piyasaya sürülmüşüz. adeta serseri hayatı, tam üzerine basanlar. kırmızı'nın* yerini hiçbir şey alamaz derken vintage bir bira için hayatımız renklenebildi. nihayetinde. kana kana içiyoruz.
2 gündür müptelası olduğum bira. içiyorum arkadaş her gün 2 tane. içmezsem eksik hissediyoru.m. çok ilginç bir aroması var. şişesi de ayrı güzel. buğulu buğulu.
Gereksiz atraksiyona gerek yok. Nasıl ki çay içerken süzgeç kullanıyosan, kahvenin telvesini dipte bırakıyorsan bomontiyi de filtreli içceksin. Birayı bulandırmanın da,kafayı bulandırmanın da anlami yok.
avrupada gitmediğim ülke içmediğim bira kalmamasına rağmen hala bu biradan daha iyi bir bira görmedim göreni de görmedim yok artık diyorum oha diyorum defolup gidiyorum...
birçok genci şampanya gibi bira köpürten konuma getirmiş biradır. çözümü kolay, bira şişesini dana gibi çalkalamak yerine 2/3 ünü şişenin bardağa insan gibi koyduktan sonra geri kalan birayı yavaşça sallayıp bardağa eklemek içim zevki olarak bu biranın en optimal halini gözler önüne serecektir.
bok gibi biradır. hatta bira bile değildir.
sırf bu girdiyi yazmak için yataktan kalkıp bilgisayarı açtım; eğer yazmasaydım içimde kalacaktı.
hay seni alan elimi, için ağzımı sikeyim.
olmamış romalılar olmamış.