bu başlık şimdi açılsa en az 20 entry olur amk. kalite çok düştü anlayacağınız.
günlerden cumartesi, çok fazla yağmur var. otobüste sadece şöför ve ben varım. tanrım, muavin bile yok. hava o kadar karanlık ki otobüste insanlar olsa bile görmek mümkün değil. otobüs sağ tarafa yanaşıyor. sonra duruyor, biraz bekliyoruz. dışarıya bakıyorum, kimseler yok. yani, ben öyle sanıyorum.durulan yerlere durak denir, dışarda bir kız duruyor ama orası durak değil.
şöföre bakıyorum. ne kadar ilginç diyorum, yarım saattir adamı gözetliyorum ama daha yüzünü bile görebilmiş değilim. sonra duran kıza bakıyorum. kız ön kapıya doğru ilerliyor. ve tanrıyla konuşmaya başlıyorum, tanrım bu kadar güzel bir kızın burada ne işi var diyorum. tanrı bir şey demiyor,
sonra kız geliyor, o kadar güzel ki insan bakmaya kıyamıyor. ama senin o bakmaya kıyamadığını diyorum, siken insanlar var. bir an için her şeyi unutup bunları düşünüyorum. sonra kız şöför koltuğunun tam arkasına geçiyor. önümde olması benim için süper diyorum. sonra şeytanla konuşuyorum. tecavüz diyor şeytan, tecavüz et.! tanrıyla konuşuyorum, tanrım beni affet. tanrı yine bir şey demiyor, yine susuyor.
kadının yanına gidiyorum, hey diyorum, merhaba diyorum, oturabilir miyim diyorum.
kadın diyor ki; eğer gerçekten oturmak istiyorsan şöföre sormak zorundasın. şöförler diyor kadın, otobüslerin gizli sahipleridir. kadın omuz silkip devam ediyor, 21.yüzyıldaki erkekler çok fazla cesaretli, eskiden böyle değillerdi diyor. kadının yüzüne bakıyorum, gözlerine bakıyorum, sonra kadına aynada bakıyorum, kadın yanımda değil, yanıma bakıyorum, kadın yanımda. şöföre bakıyorum, şöför yerinde, aynadan tekrar şöföre bakıyorum. şöför yerinde değil. tanrım diyorum; sonra ben de susuyorum, tanrı zaten hep susuyor.
sonra kadın kucağıma oturuyor. tanrım o kadar çok şey yaşadım ki; her şeyi unutuyorum. sanki her şey mükemmel. sanki her şey normal. sonra kadın tekrar yerine geçiyor. otobüste bir yazı var, okumak istiyorum, fazla uzakta değil ama okuyamıyorum. şöföre neredeyiz diye bağırıyorum. tanrım kim bilir kaç saattir yolculuk ediyordurum.
otobüsçü adam bana dönüyor, yüzünü ilk defa o sırada görüyorum.
işte diyor otobüsçü adam, istediğiniz yere geldik. burası da neresi diyorum. adam diyor ki; burası 23. yüzyıl. sonra susuyorum.
kadın diyor ki; bu lanet istekleriniz ancak 23. yüzyılda gerçekleşebilir.
otobüsteki yazıya tekrar bakıyorum, bu kez okuyabiliyorum, "zaman yolculuğu".