bomboş caddeden geçerken yeşili beklemeyeceksin ki hayatında torunlarına anlatacağın bir anın olsun. lan az kalsın çarpıyordu hızla gelen araba ya da lan baktığımda bomboştu bu cadde diye yakınmaların olsun di mi?
trafik polisi - geçsene kardeşim,cadde boş...
yaya - yok yaa geçeyim de ceza yazın di mi ipneleer!
trafik polisi - memura hakaretten yazıyorum şimdi..
yaya - bende şans olsa arabam olurdu...
karşıdan karşıya geçerken önce sola, sonra sağa, sonra tekrar sola bakar. yolun ortasında durur ve yine sağa bakar. tıpkı ilkokulda öğrendiğimiz gibi. ama türkiye'de şerit denilen bir şeyin olmadığını bilmediğinden, ölür. o yüzden yoktur bunlar pek aramızda. olanlar için de;
tipik kurallardan cikmayan ezberci zihniyete sahip kişiliklerdir. bu tiplerden çok iyi bağkur memuru olur.
- efendim su faks gelmedi daha yarin size teslim etsem olur mu?
- olur ama o işlemin yarina kalir.
- sahsen ben size teslim edeceğim efendim, lütfen bugun bu işi haledelim.
- katiyetle olmaz mevzuat izin vermez.
- -iç ses- hay sicayim senin mevzuatina.
kurallara gayet saygılı, o anda etrafta hiç olmamasına rağmen araçların hakkına saygılı, pek saygılı pek sevgili muhterem kişidir. bu kişi bir süre sonra "napıyorum lan ben?" sözlerini sarfedip ışık beklemeden karşıya zıplayabilir.
kurallara uyan insanlardır. hem de feci şekilde. bir de geçerken kafaları üç kere döner. önce sola, sonra sağa, sonra tekrar sola* bakarlar. sonra tehlike olmadığını sezerlerse karşıya geçmeyi planlarlar. ışık yandığında da bu plan hayata geçer.