Bir rüyayı yaşadığımız için öyle hissediliyor olabilir.
Dünyaya geliş amacından sapmış bir hayatın bünyeyi tatmin etmemesinden kaynaklanan boşluk hissi hastalığına tutulmuş hasta bir ruha sahip olunabilir.
Her halükarda tedavisi kişinin içinde var.
milletin bayram tatilinde paris e venedik e gitmesinin ardından benim sultanahmet köftecisinde piyaz yemem ne kadar bomboş bir hayat yaşıyoruzun göstergesi olabilir.
Hiç kimsenin hayatı bomboş değildir. Öyle ya da böyle birilerinin hayatına girmiştir herkes. Bir anı, bir olay bile yaşadığı kişiye ve kendisine, hayatına anlam katar. Belki kendi hayatın için hiç bir şey yapmadığın için bomboş bir hayat geçirmiş, geçiriyormuş gibi hissedebilirsin. Ancak başkalarının hayatına ne kattığın önemlidir bence. Sonuçta her insan herkes için olmasa bile bazı kişiler için ölümsüzleşir. Yaptığın bir iyilik bile kendi hayatına bir şey katar. Asıl önemli olan nasıl bir hayat yaşadığınız değil, bu süre boyunca kimlerle ne yaptığınız onlara ne kattığımız önemlidir.
hayatı boş yaşayan da dolu yaşayanda insanın ta kendisidir. hadisi şerifte rasulullah s.a.s «Rabbini zikreden kişiyle zikretmeyen kişi, diriyle ölü gibidir.» der. Ayeti kerimede ise cenabı Hakk "yemin olsun ki şükrederseniz, size olan nimetimi arttırırım. şayet nankörlük ederseniz, şüphesiz ki azabım çok şiddetlidir" diye buyurulur. bunları düşündüğünde insanın daima şükretmesi ve yüce allahı daima zikretmesi gerekliliği ortaya çıkar.
insan nefsi hoyrattır. korkaktır. serseri tabiatlıdır. gevşektir. kolaycıdır. hanpacıdır. kolpacıdır. art niyetlidir. kötümserdir. ümitsizdir. disiplinsizdir. gayreti sevmez. çalışmayı sevmez. işi bedbahtlığa bunalıma buhrana efkara depresyona sürükler. bu kötü düşüncelere sarılıp kendini mutsuz eder. mutsuz insanlar ise nankörlük eder. kendisine verilen onca nimeti görmez. nimet sahibini anmaz ona şükretmez. öz eleştiri yapmaz. suçu kendinde aramaz. sorumluluklarını yerine getirmez. ondan sonra da hayatı suçlar insanları suçlar kaderi suçlar. bir kısır döngü içinde boğulur gider.
halbuki dünyanın yaradılış gayesinde ve temelinde muhabbet vardır. ilahi aşk. aşk ise bir mücadeledir. rızadır. çalışmaktır. saygıdır. edeptir. hüsnü zandır. iyi düşüncelerdir. olumlu pozitif düşünceler eylemler ve işlerdir. aşk sabırdır. aşk iyilik etmektir. aşk yardım etmektir. aşk daima hareket ister. duurgunluğu durağanlığı sabitliği kabul etmez, kaldırmaz. fırat nehri gibi coşkunluk ister. nerde hareket orda bereket misali tembelliği kabul etmez. hem dünya için hem ahiret için çalışmayı insana vazeder. aşk şikeyet etmez. mevcutlarla iktifa (yetinmek) etmez. hep daha da ileriye taşır sahibini.
aşk zikirdir şükürdür ameldir ihlastır samimiyettir. gayrettir. bunlar yoksa insan bedbahttır. gafildir. nankördür. şakidir. mücrimdir. müflistir.
Şu an ülkemizde gençler ve orta yaşlı olan %90 kesimi böyle hissediyor (aslında bunu yaşıyor) ülke din dil kimlik ırk mezhep ideoloji parti olarak karpuz gibi ikiye ayrılmış durumda.
Ülkenin %90 kesimi her canlının basit gereksinimleri olan beslenme (dengeli ve sağlıklı beslenmesini boşver, karın doyurmada) ve üreme (aşk sevgili ilişkileri, seks, evlilik) karşı cinsle ilişki gereksimlerini bile karşılamada ya zorlanıyor ya da yeterli imkanı bulamadığı için kendini insan yapan-insan olarak tanımlanmasına neden olan yaşam şartlarından (eğitim, barınma, sağlık, bakım, giyim, beslenme, eğlence, bireysel hakları, hukuku, sorumluluğu,ahlak ve etik değerlerinden) feragat ediyor.
Hangi ülke olursa olsun bir ülkede insanlar piyangodan veya bir yerden 3 milyon lira eline para geçen bir anne-baba bu parayla kendime veya çocuğuma ev alayım diyorsa veya bir genç bu parayla basit bir barınma ihtiyacı için kendime ev araba alayım diyor ve de geleceğinden korkuyorsa o ülkede insanların basit bir yaşam formu gibi sadece üreme ve beslenme korkusuyla ihtiyacı içinde yaşıyor demektir.
Yaşadıkları bu hayat bomboş bir hayattır.
Oysa bu parayla gelecek kaygısı taşımamak için çocuklarımın eğitimi için harcama yapayım diyen anne-baba, bu parayla kendimi geliştirmeyi, dil kültür öğrenip bir işte uzmanlaşayım, dünyayı gezeyim diyen bir genç çoğunluktaysa o ülkede insanlar bomboş bir hayat yaşamıyor demektir.