kendisine hayrı olmayan bir vatandaşın devlet meselelerine kafa yormasıdır.
işsizdir kişi, evine doğru dürüst ekmek götüremiyordur. ya da bir iş yerinde düşük maaşa çalışıyordur. elektrik,su , doğal gaz , telefon faturaları, eşinin çoluk çoçuklarının giderleri. çocuklar okuyor ise okul masrafları. bir de kirada oturuyorsa yandı gülüm keten helva. tatil desen hak getire.
orta direkten , direğin dibinin sapına terfi ettirilmiş bu vatandaşımız her gün gazete alıp devlet meselelerine iç geçirir. televizyon karşısında gündeme göndermeler yapar. vay efendim anayasa refenduma gidiyormuş. evet mi desek hayır mı. bilmem hangi işletme , bilmem kaç paraya özelleştirilmiş. bilmem kimin oğlu bilmem neleri almış , çeşitli şirketler ile ortaklıklar kurmuş. köpürür durur. kendi hayatının olumsuzluklarının hıncını çıkarır devlet meselelerinden. tabi bu hayatın eseri bozuk psikoloji ile yapar bütün yorumlarını. bozulmuş psikolojisi ile devlet meselelerinini algılamaya çalışır nacizane beyni.
siyaseti belli bir gelir grubunun üzerindeki bir kitlenin işi olarak gösteren düşünce olan elitizm'in ürünü olan ve biraz da alçaltıcı söylem.
bu adam yaşamıyor mu, yaşıyor. bir ülkenin vatandaşı. bu ülkede kendisini ilgilendiren kararlar alınıyor. oyu var, oy kullanıyor. elinden geldiğince bireysel faydasını ençoklaştıracak** kararları aldırmaya yönelip ona göre seçmen oydaşmasını oluşturacak oylardan birini kullanacaktır. ne kadar az şey bilirse bilsin, amacı hayatını iyileştirmektir. bu halde elinden geleni de yapar, iktisat, kamu yönetimi, maliye, uluslararası ilişkiler, işletme ve hukuk bilmese de elinden geleni yapacaktır, yapmalıdır da. bu ülke onundur, onun omuzlarında yükselmesi gerekir.
siyasete ilgi duyup, hatta bilhassa siyasetin içine girmenin, kişinin; boktan hayat standartlarını zıplatıp, dolar milyarderi seviyesine getirdiği bir ülkede yaşadığının farkına varmış vatandaştır.
bombok hayatını değiştirebilmenin tek yolunu gören ama bunu tam olarak uygulayamayan kişinin yapacağı iş. düşünmek iyidir güzeldir ama evinden tv'ye küfretmek yetmez, sokağa çıkmak gerekir. siyaset yaptığını sanan tiplerin boktan, kanlı, satılmış siyasetlerini ağızlarına tıkmak gerekir. işsizliğin, evine ekmek götürememenin, kabarık faturaların, karşılanamayan temel ihtiyaçların hesabını bu kan emicilerden sormak gerekir.
insanca bir yaşam için kafa yoran insanların bunu gerçekleştirebilecek gücün de kendilerinde olduğunu fark ettikleri zaman değişebilecek bir şeyler.