bi tane usta var , ve bi çocuğu hayata hazirliyor diyelim
çocuk zaman zaman ibnelik yapabiliyor , örneğin derede yüzen bi balığı yakalayıp sırtına taş bağlıyor ve geri salıyor. aynı şeyi bi yılana da yapıyor.
ustası da bunu görüyor ve çocuk gece yatinca çocuğun sırtına bi taş bağlıyor
sonra sabah çocuk ağlayarak ustasindan yardım istiyor ustası gidip hayvanlara bağladıgi taşı çıkarmasını istiyor , eğer hayvanlardan biri ölmüşse. çocuğa bişey oluyodu ama orayı unuttum. *
tabi yılan ölmüş oluyor
sonra çocuk büyüyor felan ustasına tedavi için gelen kızla gizli gizli sevisiyor felan ustası fark ediyor tabi
kız iyilestikten sonra gidecekken çocuk ustasına posta koyuyor ve gidip kızla evleniyor.
Balık kurbağa yılan üçlüsü etrafında dönen film. Bir şey anlatmaya çalıştığı aşikar lakin bendeki belirsizliğini hala koruyor. Fikir sahibi olanların aydınlatması rica olunur.
budist bir rahibin dramını anlatan bir film. ustası bak yavrum ısrarla kendini falan bozma diyor, bu eleman önce mekanlarına şifa bulmaya gelen kızı kayalıkta bi güzel gondikliyor, sonrası malum, azizim, bu oğlan giderek zıvanadan falan çıkıyor. nefsin isteklerine uya uya en sonunda katil falan oluyor.
usta filmin bir bölümünde aforizmayı veriyor; "şehvet, sahiplenme duygusunu doğurur. yapma! etme! sahiplenme de öldürme duygusunu doğurur."
insanın hayatındaki dönemler,
budizmin verdiği huzur ve bilgelik, hatta biraz abartılıp aydınlanmayla keşişin telekinetik güçlere sahip olması,
insanın farklılaşması,
pişmanlıkla gelen olgunlaşma... gibi.
ama bence, filmden çıkartılması gereken asıl ders, ortam ve şartlar nasıl olursa olsun istedikten sonra skora ulaşılabileceği.*
izledikten sonra tam olarak, insanın, vahşi yüzünü gizlemiş doğanın minyatür evladı olduğunu düşündürdü bana. insan doğasının da ilkbaharı yazı olduğu gibi acımasızca kıyan buz karası kışı da var ki tam o mevsiminde hem insanı, hem hayvanı öldürebiliyor.
akıllı doğanın, duygularına tutsak aptal evlatlarıyız.
güzel bir film. yalnız kalamıyor ya da sessizlikten-dinginlikten nefret ediyorsanız izlemeyiniz efendim.
film diyor ki aşk sahip olma isteğini doğurur, sahip olma isteği de öldürme isteğini doğurur. iki kez karşılıksız aşık oldum ve iki kez depresyon yaşadım ama kimseyi öldürme isteğim hiçbir zaman olmadı. film muhteşem bir film ama aşk konusunda saçmalamış.