- bokumda boncuk buldum, boncuk buldum!!! meeeegheegheeee,ehehehehehe
+ keçi kardeş keçi kardeş. zaten senin bokun boncuk boncuk. ya ben? möööööö,ühühühühühü!
- üzülme... gel bak, şu karşı yamaçtaki otlar taze oraya gidelim.
+ mö mö.(olur olur)
çocukların en çokta kız çocuklarının bitmeyen, tükenmeyen boncuk düşkünlüğünü herkes bilir.
daha ilerleyen yıllarda takı toka düşkünlüğüyle devam eder gider.
bu, küçük çocukların "şekerde sanmış ilacı" tekerlemesinin boncuklu yaşanmış durumudur.
çocuk boncuğu sever birde tadına bakayım derken onu yutar. bir zaman sonra tuvalete gider.
o çok sevdiği boncukla tuvalette tekrar karşılaşır, çok sevinir.
çocuk için önemli olan boncuk, nerde, nasıl, ne şekilde karşılaştığı önemli değil.
eğer, tavuğun götüne boncuklu tabancayla nişan almışsanız, ve bu nişan alma olayı da tam 12den isabet etmişse; ihtiyacını gideren tavuğun düştüğü duruma denir. fakat sorumlusu tavuk değil, bizzat 'eli ayağı rahat durmayan çocuk'tur.
Bugün tuvaletten çıkarken delikte parlayan bişey görüp bir deyimin gerçekleştiğini düşünen sonrasında onun kemerindeki renkli taşlardan biri olduğunu algılayan bunu işyerindeki arkadaşlarıyla paylaşıp güne renk katmasına neden olan olay.Olayın kahramanı bi zati ben....