güç, kondisyon, dayanıklılık kadar zeka ve esneklik de gerektiren dövüş sporudur. birçok antrenörün birleştiği temel nokta boksun bir oyun olduğu gerçeğidir. rakibinizin gözlerinden gözlerinizi ayırmadan kendi ayak oyunlarınızı rakibinize kabullendirmeye çalışırsınız. genelde maçı yöneten ve az yumruk alan boksör maçı kazanır. gard adı verilen savunma duruşu boksun temel vuruşları kadar önemlidir. zira iyi bir gard iyi blok demektir, iyi blok ise iyi kontra yumruk demektir ve sporcuları yıkan vuruşlar genelde kontra şeklinde çene ucu ve karaciğere yapılan vuruş şekilleridir. boksta her şeyden önce duruş çok önemlidir. rakibe sadece yüzün bir tarafı dönük olmalıdır. ve her iki ayakta sol ayağın önde olduğu duruş şeklinde hafif sapa doğru bükülü olmalıdır.
30 yaşından sonra insanın içinde delicesine öğrenme isteği doğan spor.
Adana da baraj yolu civarında boks üzerine sor salonu bilenler varsa özelden ulaşırsa sevinirim.
hata yaptığınızda geri dönüşünü net ve hızlı bir şekilde alacağınız spordur.
ilk hafta 3 gün gittim ve bana yetmiyor diyerek 5 güne yükselttim antrenmanı. gidebilsem yedi gün gideceğim, bir saat değil üç dört saat kalacağım. uzun süredir yaparken keyif aldığım, kendimi iyi hissettiğim tek şey. bakın tek şey diyorum.
biz yeni başladığımız için yeni başlayan arkadaşlarla eşleşirdik çalışırken. geçen bi alman koydu karşıma hoca boyu ve kilo 20 fazla benden. daha önce de sekiz dokuz ay yapmış. işte hoca hareket gösteriyor biz de aynısını yapıyoruz. bu kız bana çat çat vuruyor, lan diyorum noluyo. hoca sorun var mı dedi yok dedim. sert bir şekilde çalışmaya başladık biz. sağ direkt attı bi tane ben belimi yeterince kıvırıp kaçamadım sol kaşımda patladı yumruk ve ben kendimi o an çok iyi hissettim lan. bunun açıklamasını yapamayacağım ama evet iyi hissettim. hata yaptım ve cezasını da net bir şekilde aldım. bu bana o an çok iyi geldi. hayatta hata yapınca çok sonradan çıkıyor acısı. çıkmayı bekliyor hep, sürekli o tedirginlikle dolaşıyorsun. ama burada öyle değil. hatanın acısını bir saniye sonra çekersin ya da çekmezsin, ikinci saniyede olay kapanmıştır.
zamanında türkiye üçüncüsü olup bronz madalya kazandığım ve milli takıma çağrıldığım spor dalıdır.
aslında boks, spor olarak zor değildir. öğrenmek kolay fakat pekiştirmek ve kendini geliştirmek zordur. planlı ve gerçekten disiplinli bir şekilde program neyse ona uyulması gereken, başarının disipline bağlı olduğu bir spor dalıdır.
genel olarak dört vuruş tekniği kullanılır; direkt, kroşe, aparküt(uppercut) ve swing. günümüzde sıklıkla swing hariç diğer üç vuruş tekniği kullanılır. bokstaki vuruşların hepsi nakavt etme kabiliyetine sahip vuruşlardır. bunun dışında boks için kullanılan diğer terimlerden bazıları gard (guard) ve eskiv'dir. eskiv, size doğru gelen vuruştan kaçmak anlamına gelir. antremanlar sıklaştıkça ve kişi kendini geliştirdikçe, eskivler ve kontra vuruşlar artık refleks haline gelecektir. özellikle hafif siklet profesyonel maçlar izlendiğinde söylediklerim anlaşılacaktır.
boksta genel olarak kullanılan aparatlar; bandaj, eldiven, kogi, boks ayakkabısı, şort, atlet, kask, silikon dişlik ve banttır. kogi, bel altınıza kazara gelecek olan vuruştan sizi koruyan aparattır. yeni yeni ringe, maçlara çıkanlar için silikon dişlik kullanmak ilk etapta nefes almakta zorlar ama zamanla öğrenilir. silikon dişlik, kişiye özeldir ve başkasına uymaz. kendi diş yapısına nasıl uyduracağını merak eden mesaj kutumu yakabilir, anlatırım.
son olarak; üniversitede derslerimin ağırlaşmasıyla birlikte artık maçlara çıkamayacağımı söylediğimde antrenörüm bana şöyle demişti: " kendine iyi bak ve şunu unutma, ringe bir kez çıkıp o kan kokusunu aldığında her zaman ringe geri dönmek istersin. sen ringin ve kanın kokusunu aldın, bir gün ringe geri döneceksin".
son derece gereksizdir ayrıca spor da değildir. bir takım adamlar bir araya gelip birbirlerinin ağzını burnunu dağıtıp sonra hiç bir şey olmamış gibi sarılıp kucaklaşıp ayrılıyorlar. mantık?
küçükken babam rocky'nin filmlerini izletirdi. boks hayatımda öyle başlamış oldu. canım yanacak diye korkmayın belli bir süre sonra artık alışıyorsunuz. hareketleriniz artık motorize oluyor. solunuzdan veya sağınızdan bir sinek bile geçse direkt olarak gardınızı alıp geri çekiliyorsunuz. tabi kondisyonunuzunda iyi olması lazım yoksa 3. raundu göremezsiniz. ve bu sporu (bkz: crossfit) ile kombine ettiğiniz taktirde ölümsüzlüğünüzü ilan edebilirsiniz.
Çok yakın bir zamanda ringlerde görebileceksiniz beni. az kaldı ünvan maçlarına çıkmama.
er meydanıdır. Kim olduğunuz, ne kadar paranız olduğu, kimleri tanıdığınızın hiç önemi yoktur. kilonuz dahil bütün şartlar eşittir. Sizi üstün kılan şeyler; beceri, dayanıklılık ve sert yumruklardan ibarettir. Yenildiğinizde suçu atacağınız bir takım arkadaşınız olmadığı için tüm sorumluluk tamamen kendinize aittir. insanlar genelde boksörlerin gelişigüzel birbirlerine yumruklar salladıklarını düşünür fakat, ayak oyunları, atılan yumruk çeşitleri, defansif ve ofansif oyunlar anlaşıldığı zaman bu sporun ne kadar zor ve komplike olduğu gayet nettir.
ringdeyken hayatta kalma içgüdüsünü sonuna kadar hissettiren , limitlerini , onları aşmayı ve başın deli gibi dönerken bile kalkıp devam edilebileceğini öğreten , antrenörün , arkadaşların yanında olsa bile aslında tek başına olduğun , dünyanın en yalnız sporu.
Eğer bayansanız idmanda hoca "kız gibi vurma" dediğinde gülmemeniz gereken spor. aksi taktirde grokiye düşer mal gibi kalırsınız. salondaki testosteron yüklü ter kokan burnu kırık karşı cinsleriniz de götüyle güler size. (bkz: bi bildiğimiz var ki konuşuyoruz)
Sevdiğim birinin yıllardır ilgilendiğini öğrenene dek, uzaktan baktığım ve göz ucu ile iğnelediğim bir spor dalı idi. Fakat öyle asabi, sinirli veyahut ağzı burnu kırmak gerekmiyormuş bu sporla ilgilenebilmek için. Hatta doğru tekniklerle çalışıldığında, bedeni kuvvetlendiren , yararlı bir uğraşı imiş. Şahsen tüm bavulları çok rahat taşıyabiliyorlar ve hiç üşenmeksizin yolda yürümeye ve de alışveriş gibi yorgunluklara dayanabiliyorlar hiç şikayet etmeden.
insanı "efsane" yapan spordur. boksör adam istediği eğitimi alsın, hiçbir zaman kavgayı başlatmamalı. başlatsa bile karşısındakini hafife almamalı. hafife almazsan, efsane olursun.
iki kişinin özel eldiven takarak yumrukla dövüşmesi şeklindeki bir spor. Dövüş belli kurallara uyularak yapılır. Profesyonel ve amatör olmak üzere iki dala ayrılır. Maçlar üçer dakikalık rauntlar halinde yapılır. Amatörler arasında maçlar üç raunt olarak, profesyoneller arasında ise altı, sekiz, on, on iki ya da on beş raunt olarak oynanır. Dünya şampiyonaları ise on beş raunttur. Maç ya nakavtla, ya rakibin oyunu terketmesiyle (abandone) ya da puanla, yani hakem kararıyla bir tarafın yengisi, öbür tarafın yenilgisiyle sona erer. Boksta yumrukla belden aşağısına vurmak yasaktır. Yumrukla yere düşen boksör on saniye içinde kalkamazsa nakavt olmuş sayılır. Boksörler ağırlıklarına göre kategorilere ayrılır. Aynı kategoride aynı ağırlıktaki boksörler dövüşür. Amatör boksta yeni uygulama ile başa deriden yapılan kask giyilmektedir.
genelde türki cumhuriyetlerden iyi boksörler çıkar onlar evlatlarını küçük yaşta spora yönlendirirler.14-15 yaşlarında başlanması gereken bir spor dalı . Tehlikelidir , dışarıda kendini iyi kontrol etmek gerekir.
