başı beladan kurtulmayan adam betimlemesidir efenim,bende evveli vaktinde birinden duymuş, cehaletim ortaya çıkmasın diye anlamını sormaya cesaret edememiştim.sonradan anladığım üzre boka basmamak için ileriye zıplayıp gene boka konmak ,boklu ayakkabıyı kaldırımın kenarına sürterek temizlerken kuş bokuna hedef olmak ,küplere binip boklardan kurtulma amacıyla eve koşarak giderkene boka basarak kayıp düşmek vs. vs. gibi felaketlerin (ki burada mecazi şekilde belirttim) bireye nefes aldırmamak adına durdurak bilmeksizin tekrarlanması durumundan muzdarip adamdır.
bu devirde basacak boku bulduğu için kutlanması gereken adamdır.
edit: konuda nitelendirilen bok insan dışkısıdır. çıkıp da yok köpek sıcısıydı, fare bokuydu demeyin.
emel müftüoğlu'nun çok fena diline düşmüştü bu adam zamanında.
emel ablası durmadan bas bas bağırıyordu, bu adamın hatasını yüzüne tokat gibi vurarak onu rezil etmeyi başarıyordu.
''bastın boka bastın, sen bal gibi de yanıldın, çantada keklik sandın da bak sen açıkta kaldın''
biliyorum, ben de farkındayım bok olmadığının. ama şarkı ilk çıktığı zamanlar hep bu şekilde zannederdim. şimdi aynısını yanlış anlaşılmış şarkı sözleri başlığına yazmaya üşendim. burdan idare edin. **
