toplumun kapıldığı rutinin kaosuna katılmayı ve genel geçer kurallar bütününe sıkı sıkıya bağlı olmayı ve kuralların saptırılmasını reddeden, dışarı çıktığında kalabalık sohbetlerdense, sakin bir cafe köşesinde kitap okumayı tercih eden ve yanında sürekli kalem, kitap ve kağıt üçlüsünü bulunduran, mantığı aradan çıkartmayan ve sürekli düşünen nihilist kimse. entellektüel telaşla kendini vakitli vakitsiz yiyip bitiren sessiz sedasız fikir adamı.
zamanında bursa'dan çıkmış dünyanın en detone vokalist bayanına ve en ton dışı solo atan gitaristine sahip olan progressive metal grubudur. hııı elemanları süper yerlere gelmişlerdir, gitarist avukat, basçı pc dergisi editörü. ayrı.
kültürüyle,bilgisiyle cumhurbaşkanıyla, aynı zamanda muhabbetiyle,adabıyla,raconuyla köprü altındaki şarapcıyla oturup konuşmasını bilmektir.toplumun heryerinde yeri vardır bu yaşam tarzını benimsemiş insanın.akla hemen biri gelir ki;
(bkz: sait faik abasıyanık)
tamamen "paraya" kısmen de sımarıklıga dayalı bir yasam tarzıdır. kosedeki rizeli bakkal amcadan "usagımm parasını sonra da verebulursun haa" diye bir laf duymamanın ezikligiyle yasamlarına devam ederler.
benim icin bohem, fransız edebiyatcının ucurumun kenarında intihar edecek kızın fotografının bulundugu kitabı yapip, piposunu ateslemesidir.
iki tür vardır bu tip insanlardan. bazıları gerçekten dertsiz tasasız yaşarlar, yarını gerçekten düşünmezler. bazıları da yarını düşünmekten korkarlar, umutsuzdurlar; bu yüzden "bohemim abi işte" şeklinde bir kalıbın arkasına sığınırlar. elbette ki bohem insanın yararı da zararı da kendinedir, bunu eleştirmek başkalarına düşmez. ama samimiyet her şeyden önce gelmelidir. korkaklık ve aylaklık farklı şeylerdir.
bir diğer anlamı da pek sevgili(!) edebiyat hocamızdan bildiğim kadarıyla buhran kelimesinin fransızcasıdır. yani bunalım, depresyon anlamına gelmektedir.