sonuç ve yutulacak muhtevanın* aynı olması sebebiyle fazla lağım karışmamız deniz suyunda ölünmesi sonucunda ölüm daha bir temiz olacaktır.*Rahatça boğulunabilecek bir derinlik kafidir.
(bkz: Dalgaların en azgın olduğu zamanda Karadeniz'de yüzmek)
iş bu enty kişisel hikayeden oluşmakta ve uzundur. Okumak istemeyen sol frameye yeniden dönebilir.
Dedemin para kazanmak için 2. Dünya savaşı sonrası almanyasına gitmesini sağlayan söz. Yıl 1960-65. Anadolu nun pek bilinmeyen bir şehrinin pek bilinmeyen ilçesinin pek bilinmeyen köyünden dedem.
Almanya, Fransa, italya da çalışmış, vasıfsız olarak tabi. Ama vatanından asla vazgeçmemiş. "kimsem olmasa da düşmanımı görmeye giderim, gene giderim" sözünün sahibidir dedem. Türkiye ye döndükten 5 yıl sonra vefat etti. Arkasında 3 apartman, 2 araba ve 4 çocuk bıraktı. En küçükleri babam olur o çocuklardan.
Kazandığı parasının tadını çıkartmadan çekip giti.
Türkiye ortalamasının 2-3 katı üstünde net gelirim var, ek işlerle beraber bu oran 4 e kadar çıkıyor. 8-9 aydır evimi paylaştığım bir hayat arkadaşım var benden 6 yaş büyük, iç mimar kendileri. Terios um var bir tane, işimi görüyor arazi de gayet iyi ama drift konusunda kötü, sırf bu yüzden satıp sonata falan almayı düşünüyorum. Efsane kayıyor şerefsiz.
Özetle Sevdiğim bir işim, arkadaşım, evim ve arabam var.
Ama ben o derin denizde boğulmak istiyorum. Dedemin yaşadığı çaresizliği yaşamak istiyorum, bu kadar rahatlığı hak ettiğim konusunda ne inancım var nede içim rahat. Bu yüzden bende Almanya ya dönmeye karar verdim, risk alıyorum. Yine orada bir yazılım şirketinde. Eh iyi kötü almanca da duruyor.
Başaramazsam belki saydığım bu şeyleri kaybedeceğim, gerçi ev bende kalır, en kötü geçer içine otururum.
Ama o riski alır ve başarırsam hayatımın daha da berraklaşacağını hissediyorum.
Dedemin de kendi hayatını kurtarmak için dediği "boğulacaksan derin denizde boğdu!"
