türkiye'nin yüz karası tatil yöresi. özellikle yaz günlerinde fuhuş, zina, turist yavşaklığı, her türlü ahlaksızlık burada görülür. sayısız turist vardır; hollandalı, ingiliz, yunan, fransız, alman hatta kürt bile. bu rezil yerde türkten çok gavur vardır. türkler ahlaksızlığın tavan yaptığı bodrum denen bu rezalet tatil beldesinde azınlık durumundadır adeta. versinler şurayı yunanlara. böyle kepaze bir yer istemiyorum ben bu memlekette.
Bodrum'a da gittik beraber
istanbul'da da yaşadık
Sorun şehirlerde değildi...dizelerinde bahsi geçen bodrum ve istanbul kıyaslaması ziyadesiyle yanlıştır çünkü istanbul bir il, bodrum ise muğla'nın bir ilçesidir.
muğla'nın bir ilçesi.
hafta sonu bulunduğum, eskinin minik, sevimli, güzel, temiz kasabası. cevat şakir'in mezarında emikleri sızlıyor yıllardır. "yokuş başına geldiğinde bodrum'u göreceksin. sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin. senden öncekiler de böyleydiler. alkıllarını hep bodrum'da bırakıp gittiler" diyen şair, bugün kalksa yerinden, yokuş başında tüm heybetiyle denizin ortasında gibi görünen kalenin görünmediğini farkedecek ve geldiği yere geri dönmek isteyecektir eminim.
bilinçsizce imarlaşma ile koskoca bir cennetin içine sıçmışlardır 1980lerin ortalarından beri. ve sıçmaya da devam ediyorlar. tek avunulan şeyi, çok katlı binalara izin verilmeyişidir. bunun dışında dağ taş, deniz kenarı, her yer binadır. buna bir dur denmelidir diyeceğim ama zaten herşey için çok geçtir.
popüler bir tatil mekanıdır.
ünlüsü-ünsüzü, paralısı parasızı, yabancısı yerlisi, sadece yabancı hatun düzmeye hevesli esmer hanzoları- süper bir tatil geçirmek isteyen entelleri...
kısacası hemen her kesimi içinde barındırır yazları.
bir diğer yandan evlerin
binaların en altında bulunan, yeni yetme dönemlerinde yerin 2 kat altında bulunan karanlık, bateri çalma girişimlerinde bulunulan, sevimsiz ama iyi kafa dinlenebilen bir yapı bölümüdür bodrum.
bir de bodrum adına yapılmış epey bir şarkı vardır, o ayrıdır. *
yazın dolmuşlar 24 saat çalışmasına rağmen kışın dolmuşlar gece 12 ye kadardır. Benim gini gümbette kalıpte merkez e indiğinizde arada bi saate bakmak sizin için hayırlı olacaktır.
annemin bana hamile kaldığı, 70lerin 80lerin başında gerçekten cennet olan sonra rant uğrına betonlatırılmışolan, özlenen eskinin balıkçıkasabası, yeninin bedroomu.
yazları curcunadan kalabalıktan bunalıyorsunuz, herkes buraya genelde yazın gelir ama siz birde kışını görün sesiz sakin kendi haline bırakılmış koskoca bir yer, tadından yenmeyecek kadar dinginlik verir insana, alırız külüstür teknemizi tutarız balığımızı açarız rakımızı, bakarız keyfimize.
birde yaz versiyonu vardır buranın, yaz aylarında iş için gelen magandalar barlarda fink atıp yabancı turistlere sarkarlar, birini bulma hevesi içindeler, gümbet barlar sokağına gittiğinizde başınız dönecek etrafa bakmaktan kendinizi alamayacaksınız, cillop gibi yarı çıplak kızlar dans ediyorlar barların balkonlarında, tavsiyelerimde var tabii ya posh bara gidiniz yada paşha'ya gerisi boşverin. alkollü içkiler genelde 25tl dir.
en güzel sahili bitezdedir, ne yazık ki cafelerin para kazanma derdine düştüğü bu sahilde şezlong kiralamadan denize girme şansınız yok, oysa çok uzun değil, kısa zaman önce alırdık şemsiyemizi havlumuzu sahilin istediğimiz kısmına demir atar havlumuzu kumlara serer rahat rahat güneşlenirdik, şimdilerde her yer para tuzağı olmuş, yazık.
en güzel balık yenilecek yer ise gümüşlüktür ki; 4 kişi balık yemek isteseniz ve yanında birde büyük açtırdınızmı 1.500tl den aşağı hesap ödemezsiniz, tam bir soygun yeri, oysa biz balığımızı bodrumun merkezinde meyhaneler sokağında "erayın yeri" de yeriz, gümüşlükteki aynı menüyü istediğinizde ödeyeceğiniz maksimum hesap 200tl dir.
bodrumda sahil kenarında mangal yakabileceğiniz tek yer kızılağaçtır çünkü sadece orada izin verilmiştir, alırsınız ailenizi gidersiniz pikniğinizi rahatlıkla yapabilirsiniz.
türkübükünü kafanızda o kadar büyütmeyin hiçbir halt yoktur orada, medyada gördüğünüz yerler genelde kiralanmış pilajların yada otellerin pilajında çekilmiş yerlerdir, entel dantel kişiler bulunur genelde.
bodrumun çarşısında genelde satılan bütün ürünler imitasyon yani çakmadır, pazarda satılan 10tl değerindeki bir tişörtü orada 50tl ye almak içten bile değildir, tabii marka olan mağazalarda mevcuttur onlara sözümüz yok.
anlatmakla bitmez aslında bodrum, bunlara rağmen güzel midir? evet gerçekten eşsiz bir yer doğa harikasıdır. buyrun gelin.
ikinci memleketim.
Bodrum demek aşk demek benim için.
Huzur demek.
Deniz kenarında oturup hayaller kurmak demek.
Buranın insanları bile ayrı bir sıcak.
Belki de hayatım boyunca edinemeyeceğim dostluklarımı burda kurdum.
Arkadaşlarım, kardeşim.
Komşularım, ikinci anne babam gibiydi.
Senin gibisi zor bulunur, bodrum...
Dünyada bile eşi benzerinin olmadığını iddia edebileceğim harika yer, yazın küçük istanbul halini alması korkutucu olsa da , görmediyseniz acilen planlarınıza dahil etmeniz gereken cennet.