yaşayan için cenettir. yazları güzledir, ancak kışları da pek sakin ve ayrı bir tatlıdır.
iklimiyle, tarihiyle, herşeyiyle pek bi özeldir.
hele çocukluğunuzu ve lise yıllarınızı böyle bir yerde geçirdiyseniz bambaşkadır.
yazın dört gözle beklenme sebebidir.
kısacası bodrum huzurdur, mutluluktur, bir tatil merkezinden ötedir.
bodrum ne kadar anlatılsa da hep anlatılmamış eksik bir şey kalır bodrumla ilgili.
bodrumu sevmemek gibi bir lüksünüz yoktur ya aşktır aranızda ki, ya da sizi reddetmiştir bodrum. adam seçer, öyle tipe güzelliğe bakmaz ruha bakar içindeki sürgünlerini, yaşanmışlıklarını, tarihini, manzaralarını, insanını görmeni bekler. gönül gözünün açık olması gerek bodrumu sevebilmek için.
yazları gelip sürüler halinde çarşıda gezmek değildir bodrum, beachlerinde, finkte, vittoriada, kübada, mavide, sabahlara kadar çiftleşmek için hatun ya da kendini düzdürmek için eş aramak değildir bodrum, bazen meyhaneler sokağında rakı balık yapmak, bir pazar sabahı bitez de sahilde kahvaltı yapmak ya da sahil kenarın bira içip denizi izlemek de değildir bodrum.
dedim ya, başka bir şey bu anlatmaya kalktığında anlatacak bir şey bulamamak bodrum belkide, seni cezbeden i seni çekenin ne olduğunu bilememek bodrum. apansız yağan yağmurda çıkan fırtına da ıslanmak belki de, oturup teras da beyaz peynirin yanında ki rakını yudumlarken bodrum kalesini, içmeleri, kara adayı izlemek belkide.. terasta ki beton saksıda çiçek yerine, rakının yanına karpuz yetiştirmek gibi bir şey bodrum bir o kadar anlamsız, bir o kadar tutkulu..
bodruma ikibinaltıda günü birlik geldiğim bir sonbahar günüdür beni buraya bağlayan ve gitmeme kararı aldıran tüm güzelliklerini seviyorum bu şehrin.
ne kadar acı çektiysek,
o kadar bağlandık.
bu şehre...
ne o öyle ayran mayran, biz köylü müyüz şekerim dersen,
limonata iç... 27 lira.
antalya'ya da, ayakları yakmayan, yapışmayan plaj kumu getirmişler.
ithal. ipek gibi. bizim yerli kum kaba sabaymış, rahatsızlık yaratıyormuş...
parmak aralarını uf ediyormuş.
e canım sıkıldı tabii.
çeşme'nin başı kel mi?
aradım arkadaşlarımı...
kardeşim, yok mu şöyle alaçatı'da 75 liraya kumru, 20 liraya midye filan?
o-hoo, onlar da bi şey mi dediler.
- burda odun satılıyor.
- nası yani odun?
- bildiğin odun, yontulmamış.
- yeniyor mu?
- yok, dekoratif.
- kaç para?
- 380 lira.
- tonu mu?
- saçmalama, tanesi...
indirimli fiyatıymış bu.
sezon öncesi 475 liraymış.
yarım metre boyunda, testereyle kesilmiş, üstü düz, sehpa görevi görüyor, alıp, villanın salonuna koyuyorsun...
böylece evinde, bi kereste sen, bi de odun'un olmuş oluyor.
şeffaf jelatin ambalajlı taş da satılıyor, pek moda bu aralar, tanesi 120 ila 250 lira, afrika'dan ithal, kırmızısı var, pembesi var, bahçendeki yerli taşları söküp, yerine bunları takıyorsun.
amerikan gazeteleri yazıyordu, iki üç sene evvel...
hampadan para kazanan arkadaşlar, wall street restoranlarında, kedi bokuyla filtre edilmiş kahvenin fincanına 100 dolar, bir burger'e 175 dolar ödüyorlardı.
köftesi kobe bifteğinden, trüf mantarı ve kaz ciğeri sosuyla, tepesinde altın yaprağıyla servis ediliyordu.
kısa süre sonra, gördüler ebelerinin burgerini...
kriz patladı, bankaları battı, işsizlik tavana vurdu, emlak fiyatları çöktü, tarihlerinde ilk kez kredi notları düştü, dünyayı sarstı, bizi teğet geçti dendi ama, sırf avrupa'da beş hükümet gitti.
milyoner'le zilyoner arasındaki uçurumun iyice derinleştiği... buzdağına çarpan titanic'in güvertesinde keman çalmaya devam eden ülkelerde oluyor böyle.
alamettir yani.
işaret fişeğidir.
ahali toki bodrum'larında selden boğulurken, bodrum'da lahmacuna 50 lira ödeniyorsa... "kahin " lakaplı ekonomi profesörü roubini olmana gerek yok, hazır deniz kenarındayken, filikaları hazırlayın demektir. *
lan adam gibi kiralık ev baktım, bakmaz olaydım. garip, garip kiralama şekilleri türemiş güzelim bodrum da. günlük aylık ve sezona göre değişen fiyatlarıyla, insanın çıldırmaması elde değil. yok efendim sezonda tutarsan farklı olacakmış da, yok biz sadece temmuz ağustos ayı için kiralıyoruz da, yani bunun gibi 1+1 eve 1000 lira isteyen insanlar dolmuş taşmış, tam bir fırsat düşkünü yer oluvermiş. adam gibi yıllık bir ev tutamadım nasıl olacak bu iş anlamadım.
sezonluk bir ev, daire kiralarsanız çok pahalı olur. 12 ay kiralarsanız aylığa vurunca çok uyguna harika evler mevcut. mesela 600 liraya üç katlı deniz manzaralı terası olan müstakil bir ev. evet 600 lira.
gündüzleri çok iğrenç, akşamları çok güzel olan bir ilçe. aslında il kadar oldu ama muğla elinde ki fırsatları iyi değerlendiriyor. bu yüzden bodrum gibi bir yerin il olmasına asla izin vermez.