dandik filimlerin dandik yönetmeni olan bu trinad tobogolu zat-i muhterem konudan konuya ziplamis ammavelakin ün basari yerine hava almistir. kendisi bir birinden enteresan filmlere imza atmakla beraber yasadigi ise bir muammadir. filmlerinin hemen hepsi piyasadan yokolmustur. amma velakin adi bile yeter bu yönetmenin.
histerik sinema akımının dahi çocuğu.ıspanaklı yumurta filmi ile sinemaseverleri sinemasevmez yapması ile de dikkatleri üstüne çekmiştir. trinad tobogoyu anlattığı, ''burada hava bu kadar sıcaksa kim bilir orada ne kadar sıcaktır'' filmi ile ''karpatların maradonası'' ödülünü almıştır.
kendisiyle yapılan bir ropörtajda, "nereden ilham alıyorsunuz?" sorusuna: "hanım cuma pazarından alıyor çarşambaları! ben sevmem alışveriş yapmayı, yapamıyorum, olmuyor; ama eşe dosta bir şey alcak olsam paraya kıymam haa, zevkle alırım, bana mısın demem, şuna mısın derim! şu şu..." diyerek cevap vermiş bir garip kişidir, kişiciktir...
kendisiyle yapılan bir başka röportajda, "en ilginç anınız nedir?" sorusuna mutfakta yaşadığı bir olayı bizlere aktaran halk kahramanı. kendisinden yaşça büyük "pınar salam" ile arkadaşları toplanmış buzdolabının önünde gösteri yapiyorlarken, kalabaliktan "bobby aşkım naber!" sesleri duyuyor. bu ses tonundan irrite olan bobby ise hemen tatketçap cumhuriyeti konsolosluğuyla irtibata geçmek için telefona davranıyor ama ne mümkün, numarayı her çevirişinde başka bir salam çıkıyor, bağdat caddesi replikleriyle kendisini bastan çıkarmaya çalışıyorlar. aynı günün akşamı aniden açılan buzdolabı kapağından içeri bir grup meksikalı sızınca dayanamayıp dolaptan firar ediyor, dışarı çıkıp alelacele birileriyle sevişiyor. o gün bu gündur bakireliğinden dem vuran pınarla aralarında şimdi çok ciddi bir ilişki var. öyle ki, buzdolabında düzenlenen günlere bile davet ediliyor. kendisi de ne zaman bir el onu dolaptan çıkaracak olsa, ne zaman evde makarna pişiriliyorsa, ne zaman pınarı yanında görmezse o sesleri duyduğunu itiraf ediyor. tok bir ses önce seksi seksi gülüyor ve sonra... ve sonra fısıldayarak "bir gün benim olacaksın" diyor, "pınar da sen de benim olacaksınız.." geçen günlerin onu bu paranoyadan kurtardığını söyleyemeyiz ama son sevişme tarihine yaklaşan her günün üstüne bindirdiği acı ile pınar'ın akıbeti daha da hüzünlendiriyor kendisini. şimdi siz pınar'ın beklenmedik bir anda obez bir amerikalının midesine girdi zannediyorsunuz ama öyle değil işte, yine aynı obez amerikalının başka bir yerine giriyor pınar; cebine eheuehe..
bobby bana çok benziyor, kadınlardan o da çok çekmiş..
'doğru düzgün bir dünyada absürtlük ve fantastik işler yapmak zevkti. fakat absürd bir dünyada hele ki bunu kasti olarak yapan bir dünyada bu bir eziyettir. absürdlük iyidir ama absürdlüğün içinde - hele ki bunu doğru düzgün bir şeymiş sanan bir dünyada- yaşamak fevkalade güçtür. o yüzden film çekmeyi bıraktım' diyerek bir devri bitiren kişidir.
kendisi bu açıklamayı yaptıktan sonra fevkalade hazin bir biçimde bağkurlu olarak ve yoğurtsuz bakla yiyerek hakkın rahmetine kavuşmuştur.
huzur huzur ölmedi o sadece yaşam denilen rüadan uyandı