şuraya küçük, şirin bir dere konduruyoruz. dikkatli olalım, dalgaları iyi belirtemezsek deremiz o kadar da güzel gözükmeyecektir.
burda bir ağaç olsa iyi olmaz mıydı? o zaman elimizi korkak hareket ettirmeden buraya küçük, mutlu bir ağaç konduralım. bakın ne kadar güzel oldu değil mi? siz de yapabilirsiniz, hadi korkmayın... *
biz bu adamı manzara resimlerindeki babacan tavrıyla ve benzetmelere sık sık yer veren konuşmalarıyla tanıdığımızdan şu muhabbetler olasıdır:
ufak dokunuşlarla sevimli bir tepe konduruyoruz buraya. aaa! ama yalnız kaldı bu, değil mi? bir tepe kardeş yanına. ne kadar da mutlu oldu. eee, kimse yalnız olmayı istemez.
fırçamızı kibarca kullanarak mutlu bir amcık yapalım şimdi.(bob ross am demez, amcık der; çünkü bu onu sevimli yapacaktır) biraz daha aşağı. evet. şimdi, şirin ama bir o kadar da yaramaz bir 'yarık' çizelim. oldu gibi. hımmm! etrafını da hafif bize sırıtan çalılarla süsleyelim. hah hah houh! çok gizemli oldu. çalılarına arkasına saklanmış gizemli bir mağara gibi. ohho ohho!