Kardesimin bi konu üzerine annemle babam boşansa benim adıma kârlı olur 2 yerden harclık gelir demesini aklıma getiren başlık.
Kardes iste atsan atılmaz satsan satılmaz.
neymiş hayata 1-0 yenik başlamakmış, insanın başına gelebilecek en kötü hadiseymiş. hasiktirin ordan. aile saadeti nedir amına koyim, insanlar en başta birbirini tanıyamamışsa, ilk önce arkadaş, sevgili olamamışsa karı koca olsalar ne. esas o zaman çocuk hayata bir sıfır yenik başlar. hariçten okuduğunuz gazelleri sikeyim. bizimkiler ayrılınca yaşadığımı anladım, no stress oh mis. herkesin kafa rahat.
biri de çıkmış orda demiş ki bir çocuğun en büyük gıdası annesinden babasından duyacağı sevgi sözüdür. ee onlar ayrılınca çocuğu sevip güzel sözler söyleyemiyorlar mı?
öteki demiş yuvasız olmaktır, vay amk. nasıl ezik bi piçmişim haberim yok.*
yok öyle her iki taraftan alınan harçlıklar ya da pahalı hediyeler. kim uyduruyor bunları anlamıyorum ki. ayrıca böyle yaşayanlar olsa bile eminim ki her anne babası boşanmış çocuk harçlık yerine ailesini bir arada ve mutlu görmeyi tercih ederdi. tabii ergenlik dönemine girdiğin için artık tamamen hissizleşiyorsun aile kavramına. küçük çocuklar için geçerlidir belki bu anne-babasını bir arada görme isteği.
yuvasız bir çocuk olmaktır. yuvası neresi, yanı annesinin yanı mı babasının yanı mı hiç bir zaman bilemeyecek ve hep sıcak bir yuva arayışı içinde olacaktır. hayat zor olacaktır bir çoğuna.
çocuk yaşlarda böyle bir olayla karşı karşıya gelmiş ise, çocuğu derinden yaralayan, psikolojisini etkileyen, sorunlu bir evreden geçmesine sebebiyet verebilecek bir durumdur. ancak boşanmayıp, kavga ve huzursuz bir ortamda büyümekte olan çocukta aynı sorunları yaşayabilir. en güzeli çocuğa en az zararı vererek geri kalan yaşantısını mutlu ve huzurlu geçirmesinin kararını doğru verebilmektir.
boşanmış bir anne babanın çocuğu olmak, aile ortamının eksikliğini en iyi anlayan birey olmaktır. bayram ve özel günlerde akrabaların size acımsonik bir gözle baktığı çocuk olmaktır. mutlu aile tabloları gördüğümde içten içe üzülen çocuk olamk demektir. hafta sonları anne ve baba arasında mekik dokumaktır. babanın alacağı saatlerde camda onun gelmesini bekleyen çocuk olmaktır. annenin yanında babanın, babanın yanında annenin hatalarını dinlemekten boğulmaktır. aileye sonradan giren üvey bireylere alışmak zorunda olmak demektir. çok daha erken olgunlaşan çocuk olmaktır. anne terk etmiş ise babaanneyle büyümek zorunda olan çocuktur. içten içe anne ve babaya kızgın olan çocuktur. özellikle boşandıktan sonra baba maddiyatı kesmiş, görüşmeler azalmış sanki kendi çocuğu değilmişcesine keyfine göre çocuğuyla ilgilenmeyi tercih ediyorsa çocuğun ruhsal bunalımlar yaşaması kaçınılmazdır. belkide ileride aşık olup iş evlenmeye geldiğinde güvensizliğinden ne yapacağını bilememesidir.
huzursuz devamlı kavga ve gürültülü bir ortamda sorunlu büyümektense, yavaş yavaş duruma alışıp normal yaşama dönebilecek olmak daha iyidir. boşanmış olmalarının dünyanın sonu olmadığına, ilk boşanan çift kendi anne baba olmadığına, onlarında mutlu olmaya hakları olduğunun farkında olan çocuk aslında yaşadığı mutsuz hayattansa daha mutlu bir hayat sürecek olan çocuktur.
kötü olduğu gibi iyi yönleri de vardır tabiki de.*
özel günlerinizde her iki taraftan alacağınız ayrı hediyeler vardır.
harçlıklarınız fazlalaşmıştır.
eve giriş çıkış saatlerinden belkide daha rahat olmaktır.
artık evde kavga gürültü, yemeklerde beş karış suratlar yoktur.
tabiki bunlar için boşanmış anne ve babanın çocuğu olmak tercih meselesi değildir.
boşanmalar arttıkça bunlar eskidendi diyoruz. şimdilerde daha normal bir hal almaya başlamıştır.
belli bir yastan once insanin basina gelmemesi gereken bir durumdur. (bkz: yasadim ordan biliyorum) bir cocuk annesiyle babasini ayni karede gormeli * birlikte fotografi, hatiralari olmalidir.
Evliliğin büyük bir hata olduğunu anlayıp, erkenden boşanan anne ve babanın çocuğu olmak daha iyidir. Özellikle sadece anneyle kalmak, babayı yolda görsen bile tanımayacak olmak muazzam birşeydir.
(bkz: Babadan nefret etmek)
anne ve babanın anlaşamayıp ayrılması kadar doğal olan bir şey yoktur elbette katılıyoruz piskoloklara. lakin bunu küçümen dimağlara anlatmak çok zordur. 'baban artık bizimle yaşamıycak' yahut ' artık size babanneniz bakıcak' gibi cümleler miniminnacık kafaları allak bullak eder. ardından bu kafası karışık minik yavrucağımız ne olduğunu anlayana kadar tuhaf şeyler olmaya başlar. anneden veya babadan yüklü harçlıklar, anneyle yada babayla çıkılan seyahatler, pahalı hediyeler...ebeveynlerin göz boyama taktiği yıllar sürebilir. ufacık mini minnacık küçümen kişi büyüdüğünde ya şımarık bir baş bellası yada içine kapanık bir hasta kişi olacaktır. annenin yada babanın hayatına gıren yeni ilişkiler ilgiyi çocuğun üzerinden çekip göturunce buyumuş ergen olmuş boşanmış anne babanın çocuğu busefer boşluğa sürüklenecektir.
herzaman bu kaideler mi geçerlidir? elbette ki hayır. sağlıklı boşanmış anne babanın sağlıklı buyuyen çocukları olur.
sadece son paragrafı okuyacaklar için şunu demeliyim ki boşanmış anne babanın çocuğu olmak çetrefilli iştir efendim.