lise döneminde katıldığım meb yaz kampında (mersin-kapızlıdaki)çok iyi yüzme bilmeyen oda arkadaşım, yüzerken garip bir şekilde ismim sedat olmamasına karşın bana kısık bir ses tonuyla "sedat, şş sedat bi baksana gluk gluk" seslenmiştir. ilk başta anlam veremediğim bu durum "gluk" seslerinin artışıyla açıklığa kavuşmuş, benim yardımımla (yardım dediysem öyle kurtarma tekniği falan değil; beni de boğacaktı, tuttum nefesimi, omuzuma alıp 3-4 adım taşıyıp boyu geçmeyen yere götürdüm)oda arkadaşım yaşama yeniden sıkı sıkı bağlanmıştır. O olaydan sonra ergenliğin verdiği heyecandan olsa gerek kendimi süper kahraman gibi hissettim, "hayat kurtardım lan" diye içten içe böbürlenmiştim.
hani bazı tipler vardır arkadaş kurbanı. aynı onun gibi. hiçbir şeye hayır diyemezler kırmamak, üzmemek adına sıkıldığı sevmediği işleri yapmak zorunda kalırlar. ona eşdeğer bir durum işte. ucunda ölümde olsa fıtrat bu anasını satayım.