Şu hayatta kalp kırmaktan nefret eden biriyim. Karşı taraf haddini aşmadıkça da Kırmam. Ancak iki insan türü var ki karşıma çıktıkları an çok pis kalbini kırarım hem de sorgusuz sualsiz. Meriçler ve feminaziler. Meriçleri; erkeklik gibi ali ve ulu bir kavramı ayağa düşürdükleri için. Feminazileri ise; feminizm gibi insanlık adına çok önemli ve cinsiyet farketmeksizin desteklenmesi gereken bir akımı itici hale getirip feminizmden nefret ettirdikleri için. Net.
en az boğaziçi kadar iyi bir okul mezunuyum. kütüphanemiz desen ayrı bir ülke gibiydi. bir kez olsun kapıda bana yol verildiğini hatırlamam. erkek arkadaşlar gayet tabii olarak bana, bize aldırmadan girerdi kapıdan. hasbelkader biri buna 'buyurun' demiş, bu da abartmış, bana acayip yazıyorlar minvalinde böyle garip bir serzenişte bulunmuş.
okul orası cansucuğum. kütüphane orası. kitaplar filan. hepsi de okumalık malum. okudukça aydınlanırız. zihnimiz berraklaşır, düşüncelerimiz iyileşir, ufkumuz genişler. okuyalım.
Feminiklerden zerre hazzetmem ama tanımadığın birinin kapısını açmak nedir yahu kapıcımısın görevlimisin kimsin sen. Kapıyı açıp yol veren dallama çirkin bir kıza da aynı centilmenliği gösterir mi acaba.
feminist ve elitist dünyam demiş bacımız.
bu cinsler feminizmden uzak dursa ne iyi olur. feminizm feminizm olalı böyle içi boşaltılmadı. bunlar gibilerinden dünya kadar zarar gördü. bu tür sonradan görme bacılarımız bu kadar kasacağına, kime kur yapıyorsa gidip doğrudan teklif etsinler . hiç yoktan bir efsaneyi gerçekleştirmiş olurlar.
(bkz: üniversitede kızlar teklif ediyormuş)
Şimdi kalkıp dağda ki çobanın "benim oyum ile Boğaziçi öğrencisi olan feminist birinin oyu bir sayılmaması lazım.
Hatta; oy kullanırken zeka testi yapılıp oy kullanma yetisi vardır diye rapor almalıdır." derse haksız mı?
Bu ülkenin feministleri maço erkekleri sağcısı solcusu laik veya şeriatçı MHP veya HDP vb hangi taraf olursa olsun ortak tek bir yönleri var; kullanılamayan beyin.
bunun erkeği kadını yok. örnek olarak bim e geçerken arkamda biri varsa cinsiyet ayırt etmeden kapıyı tutuyorum. bu bir görgü kuralıdır. ota boka kılıf uydurmaya gerek yok.
Turkiyede feminizmin ne kadar ici bos oldugunun kaniti. Aynisi lgbtcilerde de var mesela. Iki grup da odaklanmasi gereken seylere odaklanmayip, sikik sokuk seylere konsantre oluyor. Bu yuzden de bu iki grup kendilerinden olmayan kimseden destek goremiyor.
iyi niyetli yaklaşımdan kaynaklı gayet sıradan bir sosyal ritüeli salakça argümanlarla reddedip adeta çağ açıp kapıyormuş edasıyla yazıya döken kızdır. uyan cansu, hayat kampüsten ibaret değil ve kimsenin umrunda değilsin.