BMX, ingilizcesi Bicycle MotoCross olan kelimenin kisasi'dir ve Bisiklet anlamina gelir. Özel dizayn edilmiş ve genellikle 20 inçlik tekerleri olan bisikletlerdir. Bu spor dalında yarışlar toprak zeminde (BMX yarışı) ve özel zeminlerde çeşitli hareketlerin yapılması (Freestyle BMX) şeklindedir.
yarebbim bir kap, bir sıvının tadını bu kadar kötü yapabilir. gel gör ki köpek gibi içiyoduk lan. ama çok karizmaydı. hani bmx sahibinin sikinden haberi olsa , o suyu dikerken kafaya, kestiği kızların hepsini üst üste koyar. o derece. bmw felan hikaye.
abartıp annesine ayran yapanlar vardı o suluğa. şaka değil gördüm. varın siz düşünün plastik kapta, bir mahalle maçı suresi kadar güneş vuran ayranın halini. eskiden kanser yoktu diyenlere bmx suluğu deyiverin sadece. (bkz: montla sıç)
benim gibi çocukken iki teker süremeyen bir malsanız, baba kaynakçıda yanlarına iki kücük teker attırırdı. bu durum için aynı kız tavlama ihtimalini veremiyeceğim tabi. kendimden biliyorum. çünkü sen yasta piçler aynı sokakta, elleri birakmalar, tekeri kaldırmalar felan. olum bu beyincik meselesi. fiziksel bi engel belli ki. ne yani?
seninde çabuk ögren diye arka iki tekerden birini söktüren baba, düşme diye seleden tutsun sen sürerken. neyse...
her şeye rağmen insanı sinirlendirmeyecek kadar şeker bir şeydi bu.
ister ofroad yap ister asfaltda kullan ister hopla ister zıpla yol tutuşu sağlamlığı ve akrobasiye verdiği uyum ile bir devrin sayfalarına adını zank diye yazmış efsane olmuş bisiklet markası.
gözümüzde vitesli bisikletlerden bile asil olan makina.
üstüne binince kendimizi kral sanırdık. frenleri çabucak gittiği için de ayaklarımızı tekerleğe sürtüp durmaya çalışırdık. ne günlerdi be! "kazık fren" yapacağım diye üzerinden takla atmışlığım, vites demirini elime sokmuşluğum, bilmem kaç dikiş yemişliğim var sayesinde ama olsun. bmx candır, canandır.
çocukken hayalini kurduğum ve yoğun ısrarlar sonucunda sahip olduğum bisiklet markasıdır. kontra pedallı olanları ise daha da müthişti. geçirdiğim trafik kazası sonunda sadece doya doya 1 ay binebildiğim bisiklettir ayrıca. *
zamanında aldırmak için aralıksız 1 hafta günde 5-6 saat ders çalışırmış gibi yaptığım ve alınmasının hemen akabinde bir şerefsiz tarafından çalılan bisiklet markasıdır.**
amerikanya'da yarışları yapılan bisiklet markası. mtv cribs'in iki bilemedin üç programından birinde mutlaka bmx yarışçılarının evine konuk oluyorlar. bu program sayesinde bmx'e de o ufak tefek bisiklete binip yarışan insanlara da saygım arttı.
birisine "ne iş yapıyosun?" diye sorduğumda "bmx yarışçısıyım ben" derse "siktir git kendine adam gibi iş bul" derim. içimden tabi. döver möver, sırası değil hiç.
ancak bu bisikletlerle yarışan adamların evleri akıllara durgunluk verecek derecede güzel. 3 tane banyo, 5 tane yatak odası, 2 tane havuz, sauna, jakuzi, sinema odası... garajında 2 tane harley davidson, 1 land rover, 1 hummer, 2-3 tane mercedes veyahut bmw... peh, daha neler neler. carmelo anthony'nin evinden farksız. adam bu hayatı bmx kullanarak sağlamış.
en süper artislik hareketlerin yapıldığı bisiklet tipidir. çok güzel göt attırma, ön tekeri kaldırma gibi artislik puanı yüksek hareketlerin kolayca yapılabildiği bisiklettir. mahallede 10 çocuktan 8 inde vardır mutlaka. ayrıca bu bisikletlerin gövde kısımlarında süngerden korumalık da vardır. böle afilli bmx falan yazar. estetik açıdan güzel de durur. amorsitorlu * olanları tercih sebebidir. amorsitorlerin iyi olup olmadığı mahalle tespit kurulu çocukları tarafından 10-15 basamaklı bir merdiven bulunup oradan salınarak sınanır. bisiklet kırılmadıysa ürün iyidir *
90 lı yıllarda çocuk olmanın ayrıcalığıdır. bir binerdiniz bemiks 'inize bütün mahalledeki çocuklara hava atardınız. arka tekerleğin yanlarındaki iki küçük tekerleği çıkarıp, iki tekerlek üzerinde gitmeye de başlamışsanız bundan büyük keyif yoktu.
