Karla karışık, kanla karışık, aşksız ve ümitsiz geçen karakışın sonunda, gerçek aşkın ve sevginin timsali bluevelve'nin yumuşak göğsüne o ufacuk başını ve yumuk gözlerini adeta bir bebek temizliğiyle ve narinliğiyle dayandıran liseli özlemidir. gerçek aşkın, sevdanın ve günümüzde unutulmaya yüz tutmuş ölümsüz sevdaların baş harfi olan bluevelve, çeperindeki sevgi pıtırcıklarını bir peygamber misali bir o yana bir bu yana dağıtmak isterken, hangi inatçı rüzgar ona engel olacaktır ki? gerek açtığı başlıklardaki romantizm, gerek adının serdar olması vasıtasıyla otomatikman sevgi sözcüklerini bünyesine bonus olarak kazandıran biri, ter tüketen yaz aşklarından sıkılıp da bir an olsun bir liseli molası veremez mi? Ben gördüm, evet, daha 16'sında sevdiğini söyleyemeyen, kanayan, kanatılan bir genç kızın bütün şehir üzerine üzerine gelirken, o iklimsizliği bluevelve'in yumuşacık göğsünde buldu ve beraber yeni doğan güneşe dek sevda yemini ettiler. Bir daha asla ve asla ömrümüzün kara kışları olmasın dediler. bluevelve, liselinin tenindeki coğrafyalarda yeni yeni kentler buldu, yeni yeni gülüşlere yelken açtı. sonrası...
Sonrası tertemiz bir sevda pınarı dostlar, gelin o pınardan kana kana içelim, ne dersiniz?...