uzun süre kapalı kalması tamamen saçmalıktan ibaret olan; istersen kişisel günlüğün olarak kullanabileceğin, istersen yazılarını, şiirlerini hatta fotoğraflarını videolarını paylaşabileceğin, sen adresini vermedikçe ve bulunmak istemedikçe kimselerin seni kolay kolay bulamayacağı, istediğine atıp tutabildiğin özgür ve yapı olarak düzenli bir portal.
Yukarıda adresini yazdığım kendi kişisel blogumda; bir çok konuda hakkındaki denemelerimi, çeşitli tarzlarda hikayelerimi, şiirlerimi, yazdığım şarkılar ve tiyatro skeçlerini bulabilirsiniz...
dün gece yazdığım bütüün herşeyin uçup gitmesiyle beni dumura uğratan ortam. söylediklerine göre silinen yazıları geri getirmeye uğraşıyorlarmış. sabredip bekliyeceğiz artık.
halen daha açılmamış olan site. bir açıldı, bir kapandı deniyor ama bana hep "kapalısı" denk geliyor.
bekliyoruz bakalım bayadır. belki ahlak yapımız, düşünce ve fikirlerimiz, terbiyemiz falan biraz düzelmiştir, temizlenmişizdir bu süre zarfında. kim bilir.
başka sitelerden alışık olduğumuz verdana stili 32 puntolu klasik kırmızı yazıyla karşılayan site:
''bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir.''
bir aya yakın bir zamandır böyleymiş, bense yeni öğreniyorum bloguma bir şeyler yazayım derken.
vay anasını yahu, blog da kapanır mıymış arkadaş? hadi kazara kapatıldı diyelim, bunca zamandır açılmaz mıymış?
hala açılmamış olan blog sitesi ve bu yüzden ne blog takibi yapabiliyor ne de bloglara yazı girilebiliyor... anladığım kadarıyla digiturk'ün marifetiymiş de anlamadığım neden şikayet konusu bloglar kapatılmamış da tümü kapatılmış ?
tipik türk sansürcü zihniyetinin odağı haline gelmiş blog sitesi. yahu bu kadar sansürcü zihniyet olur mu arkadaşım dedirtiyor insana. anlamıyorum ki onu kapat bunu kapat, ee millet ne yapacak sonunda. interneti mi kullanmayacağız onu mu istiyorsunuz?
cumhurbaşkanı abdullah gül twitter yolu ile blogspot'un kapatılması konusunda girişimde bulunacağını açıklamış.
"sizin de takip ettiğiniz gibi gecen hafta kahire'ye kritik bir ziyaret gerçekleştirdim.bu ziyaretin siyasi önemi bir yana, halk devriminin ateşleyicisi gençlerle yaptığım toplantı çok ilginç oldu.mısırlı gençler, sosyal medyanın gücünü o kadar etkin kullanmışlar ki, eski yöneticilerin tedbir almasına bile fırsat kalmamış. öyle ki ben kendileri ile konuşurken bir taraftan hepsinin masa altından parmaklarının çalıştığını gördüm.hatta sonradan öğrendim ki, oğlum ahmet de on binlerce km öteden, benim gençlerle yaptığım toplantıyı sosyal medya kanalıyla takip etmiş. bu olayla bir kez daha şu kanaatim pekişti:iletişim teknolojilerinin eriştiği bu güç karşısında hiçbir kapalı rejimin uzun vadede ayakta kalması mümkün değil.blogların kapatılmasıyla ilgili de çok mesaj alıyorum. anladığım kadarıyla bu alandaki hukuk gözden geçirilmeli ve kurallar toplu cezalandırmalara fırsat vermeyecek şekilde değiştirilmeli. bu yönde gereken girişimlerde de bulunacağım."
emeğe saygısızlık yaptığından dolayı kapatılarak hak ettiği cezasyı almıştır. ben aylık 100 tl vererek lig tv izliyorum, çapulcular niye beleşe izlesin ki?
kapatıldığını an itibariyle öğrendiğim, çoğumuzun anılarını biriktirdiği, yazın gücünü geliştirdiği güzide bir blog adresiydi. kapatılmadık bi bu kalmıştı.
insanların geçim kaynağını oluşturduğu bloglara engel vurmak ne ya?
özellerini, onlardan hunharca çalmak ne?
tamam digiturk haklı. ama blog abi bu, herkese yayımlanmış bir blogsa kimlik tespiti zor olmamalı. cezası neyse engeli buna vurulmalı.
hayır kendi halinde kemçük çemçük yazabilme kısıtlamasından geçtim, yazılanlara ulaşma özgürlüğü ne hakla elimden elimizden alınabilmekte.
cidden yazıklar olsun.
fizy'den sonra ikinci evlat acısı.
şu an feci anlamda darlandım, bunaldım. içimi dökmem lazım. -ki normal şartlarda orda burda içini dökebilmesini pek başaran bir insan evladı değilimdir. herkeslerden sakındığım kimi kimsesi olmayan bir günlük gibi bir şey idi, arkadaştı, yoldaştı.
şuncacık dertdaşımı elimden aldılar.
yemin ederim ağlicam. lütfen açılsın, lütfen.