bugün

#17962403 Düşünme şekline hayran olduğum adam.Vay be yani tanrı yoksa ve inanıyorsak hiçbir şey kaşbetmezmişiz.Bütün hayatı bir boşluğa inanarak geçirmek sorun değil yani.ilginç.
çileci bir düşünür. zarif ve inanılmaz bir tevekkül içeren ilahi aşkıyla sarhoş olmuş, bilimi bir kenara bırakmış ve kişisel kurtuluşun felsefesini yapmıştır.

genç yaşında ölümüne dek ağır fiziksel acılar çekmiş ama yine de 'sen incitmezsin' demiştir tanrıya.
Kant'tan önce saf aklın bulabilecekleri ile pratik aklın bulabilecekleri arasındaki farkları ortaya koymuş ve tanrı hakkındaki önermelerin de pratik aklın ürünü olduğunu söylemiştir.

Modern olasılığın temellerini atmıştır.

Ve felsefe hakkında, felsefeyi eleştirenlerin de bu eleştiriyi yaparken felsefe yaptıklarını söylemiştir.
http://www.budulgan.com/w...2016/01/Blaise-Pascal.jpg

ağzında olips emerken objektiflere yakalanan bilim adamı.
insanın başına ne gelirse, yalnız başına sessizce bir odada oturmayı becerememesinden gelir demiş.

(bkz: Birey olmak)
elim olaylar karşısında umudu yitirmemek için, her şeyin bir şekilde yoluna gireceğine inanılır. mutluluğun bir olanak , salt doygunluğa ulaşmanın mümkün olduğunu onaylayan ifadelerle geçiştirmeye çalışırız "kötü şeyleri." ancak fransız düşünür blaise pascal'ın Pensées eserinden birkaç yaprak okumamız, bahsedilen yaklaşımın ne kadar yanıltıcı olduğunu anlamamıza yetecektir.

pascal, batı düşüncesinin hem en karamsar hem de en keyif verici figürlerinden biri olarak karşımıza çıkar. hayatının en erken dönemlerinden itibaren hayata bardağın boş tarafından - yarısı dolu, yarısı boş olur genelde hihi- bakmıştır. annesi, o üç yaşındayken hayatını kaybetmiştir. pascal, hayatının büyük bir bölümünü hasta halde geçirmiştir.çok genç yaşta birileri tarafından dahi olduğuna karar verilmiş, on iki yaşına geldiğinde, öklid'in 32 propoziyonunu çözmüştür. atmosfer basıncını ölçmüş,hesaplama makinesi yapmış, fransa'nın ilk omnibus'ını tasarlamıştır. otuz altı yaşına geldiğinde hastalığı endişelendirici düzeye ulaştığında, bilimsel keşif ve çalışmalar için yapmış olduğu planları bir kenara bırakmak zorunda kalmıştır. devamında, hıristiyan inancını destekleyen, oldukça iç karartıcı aforizmaların yer aldığı Pensées isimli eserini yazmıştır. bu kitabın amacı, okuyucuları tanrı'ya inandırmaktı ve bunu yapmanın en iyi yolunun, hayata dair en iç burkan detaylardan bahsetmekti. insanın içerisinde bulunduğu sefil durumu anlayan okuyucularının, kurtuluş için, anında hıristiyan kilisesine yüzlerini döndüreceklerini düşünüyordu.

kitabın ilk bölümü, hayatın kötü taraflarıyla ilgilidir. açlık, hırsızlık, adaletsizlik ve buna benzer birçok kötücül şey. bu bölüm, neden tanrı'nın doğru cevap olduğu ile ilgili olan ikinci bölümünden daha çok ilgi görmüştür. pascal, mutluluğun bir yanılsama olduğu gerçeğiyle başlar. ancak, onun asıl vurgulamak istediği nokta, kendi başımıza olmaktan, düşünmekten ve kendi doğamızı keşfetmekten nefret ettiğimizdir. pascal belki de en çok şu sözüyle bilinir: " tout le malheur des hommes vient d'une seule chose qui est de ne savoir pas demeurer en repos, dans une chambre." yani," insanın mutsuzluğunun tamamı, kendi odasında huzurlu ve yalnız bir şekilde oturamamasındandır."

pascal, insanların arzuları ile, özellikle şöhret arzuları ile, kendilerine işkence ettiklerini düşünmüştür. öyle kibirliyizdir ki, biz ölüp gittikten sonraki insanlar tarafından bile hatırlanmayı arzuluyoruzdur. acının en garip kaynaklarından biri de, sıkkınlıktır. karşımıza çıkan engelleri aştığımız anda, huzur hali, yarattığı sıkkınlıktan dolayı tahammül edilemez bir hal alır. "insan nedir" diye sorar pascal, "insan, sonsuz karşısında bir hiçtir." der. pascal eserinde insanların acınası, rezil durumlarından bahsetmek için hiçbir fırsatı kaçırmamıştır. "dünyanın ne kadar kibirli olduğunu görmeyen birinin kendisi kibirlidir" ve " hiçbir şey, insanların güçsüz olacağı gerçeğinden daha kesin değildir." gibi ifadeler bu iç karartıcı insanlık halini yansıtmaya yeter. pascal, bunların farkında varmamız gerektiğini istemiş ve insanın sefil olduğunu bilmesini, onun yüceliğiyle bir tutmuştur.

tarihte insanın bedbaht hallerini yüzümüze çarpan tek kişilik o değil, elbette. hı-hım. karamsar tabloları okumak bana acı değil, sadece zevk veriyor.
insanın küçük şeylere hassasiyeti ve büyük şeylere karşı kayıtsızlığı: Tuhaf bir altüst oluşun resmidir.

Düşünceler
"Kalbin öyle sebepleri vardır ki, akıl bunları kavramaktan acizdir." diyerek aklın kalbe göre bir adım geride olduğunu vurgulayan filozoftur.