eğer güzel sanatlarda okuyor ve resim, heykel gibi işlerle ilgileniyorsanız... sevgiliniz hayatınızın bir dönemi kağıda bıraktığınız en güzel izlerin modeli, yaptığınız heykellerin kusursuz biçimlere sahip olduğuna inandığınız modeli ve şimdilerde başka birisi veya birilerinin taptığı varlık ise... her gün dinler her gün kapar gözlerinizi her gün allahtan bin türlü bela dilersiniz adını bile bilmediğiniz şeylere, bu şarkının tetiklediği az ama acıtan tuzlu gözyaşlarınızla.
ama allah asıl sizin belanızı vermiştir, farkında değilsinizdir.
tek kişi bile yazmamış sanırım tebrik ediyorum.
dünyanın en sağlam filmlerinden biridir kanımca. kendini birine (kör ve sağır bir kıza) adayan adamın öyküsüdür. 2005 yapımı olup bilgileri şurdadır; http://www.sinemafanatik....ion=display;threadid=9922
izlememiş olanlara ne yazıktır!
edit: çok pis bi uyarı geldi valla, biri daha önce yazmış =)
"I know someday you'll have a beautiful life, I know you'll be a sun
In somebody else's sky, but why"
sözleri ile derinden yaralayan bir daha dinlemeyeceğim ulan dengemi bozuyor dedirten ama dayanma sınırını zorlayıp tekrar tekrar dinlenen şarkı.
Why, why can't it be, why can't it be mine sözleri ise o kadar içten söylenmiş ki eritir bitirir yıkar geçer.
'biliyorum, bir gün güzel bir hayatın olacak...
biliyorum, bir yıldız olacaksın birilerinin gök yüzünde...
ama neden...
neden, neden o, o benim olamıyor ki?'
neden, neden o benim gökyüzüm olamıyor? neden sen benim gökyüzümdeki yıldızı olamıyorsun?
kafada milyonlarca soru işaretleri oluşturan bir ilahi.. bence yeryüzünde yapılmış, yapılabilecek en iyi şarkılardandır. pearl jam i sevmenin yalnızca bir nedeni..
aşmış bir ps2 oyunu. ps2'de byle grafikler görmek gerçekten harika. haln ps3 de bile bu oyun ayarında bir ps yok. kontrollere alıştıktan sonra yanınızdan geçen roketlerden sıyrılarak headshotlarla düşman üssünü temizleyeceksiniz.
insanın gece gece a.mına koyan şarkıdır. sikindirik şarkıların yanında ilaç gibidir pearl jam black.
boş tuval yüzleri, dokunulmamış kilden tabakalar...
sereserpe serilmişti benden önce, bir zamanlar onun bedeninin yaptığı gibi...
beş ufuğun hepsi çevrelendi ruhunda...
dünyanın güneşe olduğu gibi...
şimdi tattığım, soluduğum hava değişti.
her düşündüğümde, o her şeydi.
biliyorum ki bana her şeyini verdi, giydiği her şeyi...
ve şimdi...
acıyan ellerim bulutların altında ısınacak.
her şey neydi öyle?
resimlerin hepsi siyaha boyandı, işlendi her şeye.
bir yürüyüşe çıkarım,
oynayan çocuklarla çevrilirim,
gülüşlerini hissederim.
peki ya ben niye kuruyup soluyorum?
ah... ve başımı döndüren buruk düşünceler!
dönüyorum, dönüyorum, güneş ne kadar da çabuk batabiliyor.
şimdi acıyan ellerim kırık bir bardağı koruyor.
her şey neydi öyle?
resimlerin hepsi siyaha boyandı, işlendi her şeye.
kötüye giden aşk, dünyamı siyaha çevirdi.
gördüğüm, olduğum, olacağım her şeye işledi... evet!
biliyorum, bir gün güzel bir hayatın olacak...
biliyorum, bir yıldız olacaksın birilerinin gök yüzünde...
ama neden...
neden, neden o, o benim olamıyor ki?
pearl jam'in en bilinen ancak bir o kadar da üzen şarkısı. şarkının akustik versiyonundaki eddie'nin bir anda we belong together diye çıkışı, zaten şarkının sonunda artan melankolik ateşe bir köz daha atarak daha da alevlenmesine neden olur, çok da leziz olur...
aynı zamanda, tuzlu gözyaşlarınızı da düşürür yanaklarınızdan...
durduk yerde kisinin depresiflesmesi diye bir durum vardır . bu şarkının öyle bir havası var. anlatılmıyor, ortalama 6 dakika boşluğa baktırıyor insanı.
geçirilen güzel, eğlenceli bir geceden sonra eve girilir, bilgisayar ve akabinde black açılır. işte o an bütün o gecenin neşesi kayboluverir, üzülmek için sebebiniz olması da gerekmez, nasıl olsa eddie* geçmişte kalmış yaşanmamışlıkları, pişmanlıkları açığa çıkarır, fırtınada güçlenen dalga misali yüzünüze vurur. işte o an zamanı durdurmayı başarabilirsiniz istemeseniz de, öyle bir andır ki o, kullanmayı hiç sevmediğiniz keşke kelimesi içinizden geçer..
belki de budur bu şarkıyı efsane yapan, keşke kelimesini gerçek anlamda söyleten şarkı olduğu içindir. ne bileyim işte sarhoşum sözlük, içimden hala tek kelime geçiyor.
When I am born, I am black
When I grow up, I am black
When I am ignorant, I am black
When I go out in the sun I am black
When I am cold I am black
When I am embarrassed I am black
When I am jaundiced I am black
When I am ill, I am black
When I die, I am black
When I decompose, I am black
BUT YOU
When you are born you are pink
When you grow up, you are white
When you are ignorant, you are green
When you go out in the sun, you are brown
When you are cold, you are blue
When you are embarrassed you are red
When you are jaundiced, you are yellow
When you are ill, you are off-colour
When you die, you are purple
When you decompose, you are black
And you have the nerve to call ME COLOURED!
- eski bir grup. wonderful life gibi harika bir şarkı yaratmışlardır.
- ps2'ye çıkartılmış, ea'in yapımcılığını üstlendiği ve dağıttığı bir fps. playstation'da kasmadan oynanabilecek nadir fps'lerdendir. grafikleri ve oynanışı harikadır. hikayesi de ayriyetten güzeldir. sadece 8 bölümden oluşan bir oyun olarak kulağa kısa gelse de, insanı bezdirebilir. özellikle son bölüm ve bu bölümün finali üstün yetenek gerektirmektedir.
dinledikçe bıkmadığım, bıkmadıkça dinlediğimdir.
"we belong together"ulan diye bağırtan şarkı.
6 dakikaya yakın bir sürede beni benden alıp eskiye götüren sonra günümüze savuran rüzgar.
kelimelerin yetemediği...