bir hint filmi.kör ve sağır bir kız ve onu eğiten bir öğretmenin "sihirbaz"'ın hikayesi. eğitim kelimesi az kalır maarif ya da başka hangi kelime varsa..eğitmen öğretmen kelimeleri de pek yavan kalır muallim bir nebze burda karşılık bulur..bir alem olan insanın tüm derinliklerine nufuz etme onunla beraber bir olma ve beraber ayağa kalkma. insan nedir insanlık nedir eğitim nedir kainat nedir bu filmi seyretmeyen bu konulara hep eksik kalır dense yeridir. sinema dünyasında kallavi bir yer edinmiş ve o dünyanın köşe taşlarından biri olmuş bir başyapıt.
2000 metreden aşağı bakmaktan daha çarpıcı bir deneyimi yaşatabildiği düşünülebilecek olan bu film 2 saat boyunca izleyenin yüreğini sıkıp, içini daraltabilir. nedeni filmin gereksiz sahnelerle izleyiciyi bunaltması değil, izleyicinin gereksiz sahneleriyle hayat denen tek gösterimlik filmi ne kadar sıkıcı hale getirebildiğini her geçen dakika daha iyi fark etmesi olabilir.
outrosundaki wahh'* lı gitarları eddie vedder'ın vokali birlikte enfestir en beğendiğim outro'lar listesinde panterafloods'tan sonra ikinci sıradadır benim içün.
2005 tarihli hint/amerikan ortak yapımı bir filmdir. tabii ki bu sadece tanımdı. bu filmi izlememiş ve izleyecek kişilere şunu söyleyebilirim: eğer bir filmden; fazlasını istiyorsanız, hayata bakış açınıza bir artı katmasını ve hayatın her şeye rağmen ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatmasını bekliyorsanız. bu filmden haberdar olup da izlemeden hayata veda etmeyin derim.
günümüz dünyasının hayat koşuşturmacasında; kalbi kaskatı kesilmiş, gözünü hırs ve belirli istekler bürümüş, hayatını yalnızca sürekli bir şeyler isteyerek sürdüren biz insanların aslında ne kadar nankör ve az şükreden canlılar olduğumuzu hatırlatan ender hayat hikayelerinden biridir bu film.
belki sizi ağlatacak, belki yalnızca hüzünlenmenizi sağlayacak, belki de sizi biraz olsun düşündürecek... sizde nasıl bir etki bırakacağını bilemem bu filmin. ama bizlere yalnızca dertlerimizi unutturması ve kafa dağıtmak için izlediğimiz içeriği bomboş filmlerin aksine bildiğim bir şey var ki; bu gerçek hikaye izledikten sonra kesinlikle size bir artı katacak!..
harika bir pearl jam parçası. içinde şu mükemmel sözleri barındırır
"I know someday you'll have a beautiful life,
I know you'll be a star in somebody else's sky,
But why, why, why can't it be, can't it be mine?"
sadece sözlükteki black tanımlarını merak etmiştim. ama bu 17. kez dinletip her tanımda ayrı ağlatan, tasvir edilen saf acıyı dibine kadar bildiğim, üniversite yurdundaki insanların uyumak için kapatmamı istedikleri * şarkıdır, dünyadır, varoluş ya da kayboluş sebebidir. başkasının gökyüzünde yıldız olan bir insana verilen bir iç dünya defterinde son dörtlüğü bulunan ve böyle bir şarkıyı aşkınıza bulaştırdığınızda dönüş denen kelimenin lugattan çıktığı şeydir. temiz, beyaz bir ölümdür black. bu bir intihar kurgusu, varoluş kuşkusudur. Ne denir dünyada duymak istediğim son şeydir. vedder'in bana sunduğu cehennemin gerçek cehennemi alt ettiğini görmek için duyulması gereken son sestir.
Mükemmel bir hint filmi. Hayata bakış açısı değiştiriyor, karanlıktan aydınlığa sokuyor film. Nasıl izlememişim lan bunca zaman filmi dedirtir insana. Amitabh Bachchan ve Rani Mukherjee zaten çok iyi oyuncular ama bu filmde kalbimi fethettiler. Şiddetle tavsiye edilicek bir filmdir. Diğeri ise (bkz: Barfi).
kelimeleri kifayetsiz bırakan mükemmel bir hint yapımı.
azmin, hüznün, başarının, keşfetmenin, umudun, karanlık içindeki ışığın perdeye tüm duruluğuyla yansımış hali bu film. su gibi.*
içinde bulunduğu karanlık ve boşluğa rağmen tüm çabasıyla ışığa, düşlerine, hayata tutunarak gülümseyip dans edebilen bu kız, aydınlığımda gereksiz şeylerle yüreğimi kararttığım için kendimden utanmama sebep oldu. film bittiğinde hissettiğim en yoğun duygu buydu.