gece yatmadan 'bir black dinleyeyim bir de son sigara içeyim' diye başlayan planınızı bozan, 4-5 defa ardarda dinleten ve sigaraları bilinçsizce yakıp söndürmenize neden olan şarkı. şarkının sonundaki 'I know someday you'll have a beautiful life, I know you'll be a star in somebody else's sky, but why ,why, why can't it be, why can't it be mine' dizeleri ile iyice delirten insanı gece gece bağırtan şarkılardandır.
an itibarıyla yüksek sesle dinlediğim ve şarkının sonlarına doğru sesini biraz daha açmayı planladığım beynimi,zihinimi,kalbimi,gelmişi geçmişi zorlayan yetmezmiş gibi tüylerimi kaldıran,sinirlerimi bozan hakkında cümle kurmanın yeterli gelmediği gelemeyeceği... beni küfür ettirmeye sevk eden,sigara yakmanın hafif geldiği başka bir şeyler yok mu dedirten dinlerken elimin kolumun bağlı olduğunu hissettiren,noktasına virgülüne hiç bir şeyine dikkat etmeden yazmama neden olan hatta ağzımın orta yerine eden şarkıdır.
^^ıknow someday you'll have a beautiful life,
I know you'll be a star in somebody else's sky, but why
Why, why can't it be, why can't it be mine
we belong together.. ^^
diyişiyle muslukları otomatik olarak açan pearl jam şarkısı..hakkında söylenebilecek pek bir şey yok..zira bu sözlerle her şey ortada..bu şarkıyı dinledikten sonra pörl cem aşkınız kabardıysa ve ''acilen bir yerlerden bulup dinlemeliyim ben bu zamana kadar ne dinlemişim'' dediyseniz (ki kesin dedirtir) önce albümleri bulun ve onları dinleyin.yoksa her şarkıda black tadı arar,damağınızda o tadla gezersiniz.demem o ki pörl cem dinlemeye başka şarkılardan başlayın.zaten sıra buna geldiğinde aylarca başka şarkı dinleyemeceksiniz.
dinledikçe bıkmadığım, bıkmadıkça dinlediğimdir.
"we belong together"ulan diye bağırtan şarkı.
6 dakikaya yakın bir sürede beni benden alıp eskiye götüren sonra günümüze savuran rüzgar.
kelimelerin yetemediği...
- eski bir grup. wonderful life gibi harika bir şarkı yaratmışlardır.
- ps2'ye çıkartılmış, ea'in yapımcılığını üstlendiği ve dağıttığı bir fps. playstation'da kasmadan oynanabilecek nadir fps'lerdendir. grafikleri ve oynanışı harikadır. hikayesi de ayriyetten güzeldir. sadece 8 bölümden oluşan bir oyun olarak kulağa kısa gelse de, insanı bezdirebilir. özellikle son bölüm ve bu bölümün finali üstün yetenek gerektirmektedir.
When I am born, I am black
When I grow up, I am black
When I am ignorant, I am black
When I go out in the sun I am black
When I am cold I am black
When I am embarrassed I am black
When I am jaundiced I am black
When I am ill, I am black
When I die, I am black
When I decompose, I am black
BUT YOU
When you are born you are pink
When you grow up, you are white
When you are ignorant, you are green
When you go out in the sun, you are brown
When you are cold, you are blue
When you are embarrassed you are red
When you are jaundiced, you are yellow
When you are ill, you are off-colour
When you die, you are purple
When you decompose, you are black
And you have the nerve to call ME COLOURED!
durduk yerde kisinin depresiflesmesi diye bir durum vardır . bu şarkının öyle bir havası var. anlatılmıyor, ortalama 6 dakika boşluğa baktırıyor insanı.
geçirilen güzel, eğlenceli bir geceden sonra eve girilir, bilgisayar ve akabinde black açılır. işte o an bütün o gecenin neşesi kayboluverir, üzülmek için sebebiniz olması da gerekmez, nasıl olsa eddie* geçmişte kalmış yaşanmamışlıkları, pişmanlıkları açığa çıkarır, fırtınada güçlenen dalga misali yüzünüze vurur. işte o an zamanı durdurmayı başarabilirsiniz istemeseniz de, öyle bir andır ki o, kullanmayı hiç sevmediğiniz keşke kelimesi içinizden geçer..
belki de budur bu şarkıyı efsane yapan, keşke kelimesini gerçek anlamda söyleten şarkı olduğu içindir. ne bileyim işte sarhoşum sözlük, içimden hala tek kelime geçiyor.
pearl jam'in en bilinen ancak bir o kadar da üzen şarkısı. şarkının akustik versiyonundaki eddie'nin bir anda we belong together diye çıkışı, zaten şarkının sonunda artan melankolik ateşe bir köz daha atarak daha da alevlenmesine neden olur, çok da leziz olur...
aynı zamanda, tuzlu gözyaşlarınızı da düşürür yanaklarınızdan...
insanın gece gece a.mına koyan şarkıdır. sikindirik şarkıların yanında ilaç gibidir pearl jam black.
boş tuval yüzleri, dokunulmamış kilden tabakalar...
sereserpe serilmişti benden önce, bir zamanlar onun bedeninin yaptığı gibi...
beş ufuğun hepsi çevrelendi ruhunda...
dünyanın güneşe olduğu gibi...
şimdi tattığım, soluduğum hava değişti.
her düşündüğümde, o her şeydi.
biliyorum ki bana her şeyini verdi, giydiği her şeyi...
ve şimdi...
acıyan ellerim bulutların altında ısınacak.
her şey neydi öyle?
resimlerin hepsi siyaha boyandı, işlendi her şeye.
bir yürüyüşe çıkarım,
oynayan çocuklarla çevrilirim,
gülüşlerini hissederim.
peki ya ben niye kuruyup soluyorum?
ah... ve başımı döndüren buruk düşünceler!
dönüyorum, dönüyorum, güneş ne kadar da çabuk batabiliyor.
şimdi acıyan ellerim kırık bir bardağı koruyor.
her şey neydi öyle?
resimlerin hepsi siyaha boyandı, işlendi her şeye.
kötüye giden aşk, dünyamı siyaha çevirdi.
gördüğüm, olduğum, olacağım her şeye işledi... evet!
biliyorum, bir gün güzel bir hayatın olacak...
biliyorum, bir yıldız olacaksın birilerinin gök yüzünde...
ama neden...
neden, neden o, o benim olamıyor ki?