natalie nin masturbasyonu ve lezbiyen kısımları haricinde tahamül dahi edilemeyecek derecede kötü bir film.
kimi çakma entellektüellerce "oscar ve natalie varsa ölümüne yalayacaksın filmi" havası estirilmesine de aldırış etmeyiniz. arkadaş film neresinden tutsanız elde kalıyor.
düzgün bir hikaye akışı yok. bale dediğin nanenin arkasına bu kadar mühim bir meseleymişçesine anlamda yüklesen sonucunda kimse sallamıyor tabi.
en sondaki kuğuya dönüşme kısmıda ayrıca başarısızdı. o ne kadar tırışkadan efekt öyle? geçiniz canım.
yok dansedenlerin arasında birilerini görme yok efendim ışıkların sönmesi falan... aman ne gerildim ne gerildim. bildiğin 3. sınıf hollywood klişeleri. hayır 31 e ve lezboluğa prim vermemiz gerekiyorsa araya bale gibi kimsenin sallamadığı , yokolmaya yüz tutmuş bir saçmalığı çıkarsın aradan. doğrudan porno film çeksin natalie. lezbolu orgy li böyle... milyonlar izlemezse adam değilim. illa hayal görecekse onuda görsün görmesin demiyorum. hobi olarak gene görsün. mesela porno yıldızının hayatını anlatan bir film çeksin , aşırı sevişmekten hayaller falan görsün. bak hem hayal var hem sevişme oradan oscarı da garantiledi. üstelik bale gibi orta çağdan kalma bir antika da yok.
filmin mesajı bile buydu. "31 iyidir, yiyişiniz"
kendi kendini bıçaklayan bacak kadar kızın onca bale hareketini yapana kadar zorlanmaması ise bildiğin komedi olmuş. kız bıçaklandığını farkedene kadar kanama bile olmuyor lan?!?!
neyse , tek kuruş vermedim. deymez zira.
bale gibi aptal bir şeyi konu alınca anca böyle sayko şeylere girerek ilgi çekebilirdi zaten.
efem izledim beğendim mi emin değilim. tamam insanın kendisine karşı savaşını anlatmaya calıştığını düşünüyorum ama sanki pek bi basit işlenmiş. bu kadar abartılmamalı film bence, müthiş değil oturulur izlenilir biter. natalie portman'ın oyunculuğu gercekten filme bi ayrı tat katmış ama böyle tam anlamını cözemedim.
imdb'sini ve oscarları kesinlikle hak ettiğine inandığım filmdir.
bazı sahnelerde kalbimin duracak gibi olduğuna yemin edebilirim. tabii bunu natalie portman'ın o müthiş oyunculuğuna borçluyum. mila kunis de friends with benefits'dekine kıyasla daha sürtük bir rolle çıkmış karşımıza.
kesinlikle izlenmesi gereken bir filmdir sonuç olarak.
Darren abimiz The Fountain 'den sonra yine yapmış yapacağını. Filmdeki küçük ayrıntılar çok fazla. Tekrar izlendiğinde daha net anlaşılıyor.Bazıları:
-Nina'nın sırtını kaşıması, kanatlarının çıkacağı yer aslında.Fakat annesi orayı beyaz ve pempe kremle kapatacağını söylüyor.Beyaz ve pembe renk vurgusu, dominanat annenin kızını hapsettiği saf temiz dünya.
-Nina'nın Swan Queen rolünü kapmasından sonra tuvalette yazılan WHORE yazısı yine Nina'nın elindeki ruj ile yazılmış.Kendi kaşarlığının farkında ve bunu seyirciye çaktırmadan yazıldığını görüyoruz.
ve efsane Nina'nın kendini yaraladığı sahne!
Bu sahnede siyah nina vs beyaz ninaya karşı. Ne varki Beyaz nina rolü vermemek için siyah ninayı yaralıyor. ve siyahtan da siyah oluyor.nina oynunu oynayıp gerçeği anladığı,karnından cam parçasını çıkardığı sahnede - ki oscar ı tescillediği sahnedir- gerçeği anlıyor. aynı hikayedeki gibi,prensi(rolü) siyahlaşan nina'ya kaptırdığından dolayı beyaz kuğu olarak ölüme mahkum oluyor. öleceğini bile bile oynamaya devam ediyor.tek kelime ile beyaz kuğu gölündeki beyaz kuğu rolünü mükemmel oynuyor.
"she was perfect!"
balenin o ışıltılı sahnesinin, o puf puf kostümlerinin ve toz pembe pabuçlarının perde arkasını psikolajik gerilim olarak yansıtan bir film.
rol çekişmeleri, o ayak parmakların burum burum burulması, gerim gerim gerilmeler, bastırılmış duyguların patlaması... izlediğim anda yeterince germiştir beni.
çok aşırı cinsellik işlenmiş gereği yoktu.
kesinlikle bir gerilim filmi değildir. ayrıca overrated. cevapsız sorular bırakıyor insanın kafasında ama sadece kim film sonunda nerde gibisinden. yoksa fazla bir düşünceye sevk etmiyor insanı.
bir aranofsky harikası daha dediğim şahane filmdir. yine bir çok sahneye özgünlük imzası atılmış, gerçekçilikten en uzak ve en gerçek uçlar mis gibi harmanlanmıştır. natalie portman kariyerinde önemli adımdır.
bu tür filmleri sevmeme rağmen natalie portman için izlemeye katlanmıştım. aslında filmin geneline bakarsak bu türdeki diğer filmlere nazaran kendini izlettirebilen bir film. natalie portman fazlasıyla rolünün hakkını vermiştir.
gereksiz seks sahnelerine sahip olduğunu düşündüğüm, insanın en büyük düşmanının kendisi olduğunu gösteren bir filmdir. daha başarılı olmasını beklerdim ancak o seneki filmleri düşünürsek natalie portman oscar'ı haketti diyebilirsiniz.
Sıkıcı görünmesine rağmen gözümü kırpmadan seyrettiğim ve çok etkilendiğim nadir filmlerden. Ailemle birlikte seyretmiştim. Herkes sıkıldı, ben bayıldım.