acayip bir film. psikolojik çözümlemeler o kadar iyi yapılmış ki anı hissediyorsun sanki. ilk bakışta sadece bale konulu bir film sandığım için çok düşük beklentilerle izlemeye başladım ama hakikaten beklentimin çok üstünde bir yapım olmuş.
natalie portman altın kürenin ardından oscarı da alır ayrıca. ruhsuz dans etmesi gereken sahnelerde o kadar ruhsuz dans ediyordu ki.. müthişti.
2011'de izledim açık ara en iyi en güzel film. natalie portman bu rol için bazen günde 15 saate kadar bale antrenmanı yapmış rolüde hakkıyla vermiştir.
gözünü hırs bürümüş ve psikopata bağlamış bir balerinin hikayesinin işlendiği sıkıcı film. belki düzelir diye sonuna kadar izledim, hata etmişim.
edit: beğenmedim kardeşim, sizin kadar entel değilim
edit 2: sevenin çokmuş kara kuğu
Gerçekten çok iyi fildi.natalie portmanın performansı gerçekten çok iyiydi.zaten film baştan sona natalie oynadığı için diğer yan rollerin farkında olmuyorsunuz.
Her işte olduğu gibi balerinlikte de yükselmek için bir şey yapmalısınız.angarada dayınız yoksa patronunuzun yatağından gececeksiniz metaforu işlenmiş. fight cluba beautiful mind filmi değil zaten bu filmlerde ki anakonu kişilik bölünmeleri black swan daha bir özgün duruyor.Çünkü keskin kişilik bölünmeleri yok.sonralara doğru ancak anlıyoruz olan bitteni.
son zamanlarda yapılan en iyi psikolojik gerilim filmi olmuş.Natalie Portman filmin her sahnesinde muhteşem bir oyunculuk sergileyerek izleyenleri kendisini hayran bırakmıştır.*Golden globe ödüllerinde aldığı en iyi kadın oyuncu rolunu kesinlikle hakketmiş ve Oscar ödüllerinde en iyi kadın oyuncu ödülünün şüphesiz en büyük favorisidir.
kuğu gölü balesine hazırlanan bir topluluğun içinde yer alan genç bir balerinin psikolojisinin anlatıldığı dehşet bir film. bir kere natalie portman'a oscar kazandırmak için yola çıkıldığını çok rahat söyleyebiliriz. hee natalie bunun hakkını vermiş midir? sonuna kadar vermiştir. ayrıca yönetmen seyirciyi gerim gerim germek istemiştir, bunu da çok kusursuz biçimde yapmıştır. özet geçecek olursak; alkışı hakeden, seyre değer bir filmdir.
beni çok etkileyen yakın zamanlarda çekilmiş en iyi filmdir. darren aronofsky yine izleyiciyi filmin içine sokmayı başarmıştır. yalnız izleyin yada bekleyin sinemada izleyin diyeceğim filmdir.
--spoiler--
gerçekten kusursuz bir sondu.
--spoiler--
hakkında çok az entry girilmesini haketmiyecek kadar güzel bir film kendileri. inception dan sonra 2010 un en iyi filmi kanımca. oscar ödüllerinde en iyi kadın oyuncuyu bünyesine katacağına inandığım bir film.
--hafiften spoiler--
kusursuzluğa giden yolda, saflığı ve iyiliği temsil eden "beyazkuğu"nun, şehveti ve kötülüğü temsil eden "siyahkuğu"ya dönüşme hikayesi...
çok para harcanmasından mütevellit görsel açıdan kesinlikle tatmin edici; renkler, kostümler, çekim açıları, ışık, makyaj... hepsi harika. müzikler şahane olmuş.
natalie portman (nina) herkesin de belirttiği gibi muhteşem. en önemlisi de izlerken onu gerçek bir balerin gibi görüyorsunuz ve hiçbir şekilde üzerinde sakil durmuyor. zaten tip olarak da bu rol için çok uygun. hem saf ve narin (beyaz kuğu) hem kötü ve şehvetli (siyah kuğu); her iki rolün de hakkını vermiş. izledikten sonra anladım ki mila kunis (lily) de çok doğru bir seçim olmuş, şehvetli bir yanı var ve şaşırtıcı ama bunu başarıyla yansıtmış. bunun dışında nedense winona ryder ı görmekten çok büyük bir mutluluk duydum. izlerken keyif aldım, her zaman ki gibi harikaydı.
ancak detayları geçip de filmin bütününe baktığımızda bir şeyler eksik gibi geliyor. kuğu gölü balesi nin sinemaya aktarımında kusur yok, olabilecek en iyi şekilde aktarılmış, oldukça da etkileyici. filmin başındaki o buğulu, sakin hava gelişme kısmında etkisini yitirmeye başlayıp gizemli bir hal alıyor ve bizi bir travmanın ortasına atıyor, en son bölümde ise gerilim doruğa ulaşıyor. buraya kadar her şey iyi. sıkıcı olan, bir şeyler eksikmiş gibi hissettiren "doruktayken baştaki sakinliğe geri dönmek". bence filmin sonunda şaşırmalı, sarsılmalı, dehşete uğramalıydık. ancak dinginlik tercih edilerek izleyici düşünmeye sevk edilmiş.
nihayetinde, kesinlikle izlenmeye değer bir film ancak çığır açacağına ve bir baş yapıt olduğu fikrine katılmıyorum. "black swan" kuğu gölü balesi nden yola çıkılarak yapılmış, kurgusu onunla iç içe geçmiş bir filmdir. dolayısıyla çığır açan da tchaikovsky dir.
--hafiften spoiler-- requem for a dream i ve darren aronofsky yi unutun; "beklentisiz" izleyin. film hakkında söylenen "çok sıkıcı", "inanılmaz kötü" gibi eleştirilere de kulak asmayın; "ön yargısız" izleyin. bu şekilde izlerseniz emin olun keyif alacaksınız.
türkiye'de beyaz perdede izleme zevkini bize yaşatmamakta direniyorlar. ne olurdu zamanında girse vizyona?
sonra kimse sinemaya gitmiyor diye yakınmaya kimsenin hakkı yok.
olayı baleye indirgeyenleri anlamadığım, inanılmaz güzel psikolojik gerilim filmi. derinde hissediyorsunuz travmaları, gelgitleri.
natalie'ye bir kez daha hayran olunası film.
darren abinin, anlatım dilinin sınırlarını zorladığı film.
sinemanın belki de en önemli öğesi olan, seyirciye film izlediğini unutturma konusunda kesinlikle ders diye okutulması gereken bir film kanımca. ayrıca, hikayeye sadece bir balerinin iç buhranı gibi sığ bir bakış açısıyla bakanlar, en hafif tabiriyle halt etmişlerdir. portman ablanın, mastürbasyon sahnesi, ardından kadınlığını keşfetmesi dahi başlı başına bir hikaye oysa. ayrıca, görüntü yönetimi de bir hayli üst düzeyde, bilhassa finaldeki bale sahnesi tekrar tekrar izlenesi.
velhasıl, övülmeyi ziyadesiyle hak eden bir başyapıt.