Sistem eleştirisini sistemin içinden,kendi araçlarıyla kusursuz bir şekilde yapan dizi. ilk sezondaki 2.bölümün üstüne çıkabileceklerini sanmıyorum ama 2.sezon da anlamını hiç yitirmeden devam ediyor.
ikinci sezonun üçüncü bölümü diğer bölümlere kıyasla biraz vasat olmasına karşın tipik dizi izlerken uğranan kayba sahip olmayan, bilim kurgu ya da drama kategorisinde rahatça salınmayıp kendine has bir kategorisi olan ingiliz yapımı, iki sezonun her biri üç bölümden oluşan ve distopyadan bahseden, verdiği mesajlar viral niteliği taşıyan, fazla miktarda haz veren dizi.
ingiliz yapımı bir mini dizidir. 2 sezon toplan 6 bölümden oluşuyor. Aslında film tadında bir yapım çünkü her bölümde oyuncular faklı. Konular farklı olsada genel çerçeve teknolojinin belli bir yerden sonra insan hayatını nasıl mahvedebileceği vurgulanıyor.
imdb puanı 8,6 ki bence hakkını veriyor.
her sezonunda 3 bölüm bulunan ingiliz dizisi. Tabanında teknolojinin insan hayatına gelecekte vereceği zararı farklı bakış açılarıyla mükkemmel bir şekilde anlatan dizi.
1. sezon 3
2. sezon 3 bölümdür efem.
Her bölümü birbirinden farklı bağımsızdır. 3. sezonuyla devam edeceği açıklandı geçenlerde.
senaryo ve kurgusu bakımından eşsiz bir dizi.
benim gibi bir dizi manyağı bir psikopatı 6 bölümle tavlamıştır.
kesinlikle kaçrılmayacak bir dizidir. pek fazla popüler değil şu sıralar. hak ettiği değeri bulamasada 10 üzerinden en az 9'u vardır.
dizi demek doğru olmaz herhalde bu yapıtlara çünkü her bölümde oyuncular farklı, konu farklı, yerler farklı. dizimsi kısafilm gibi bişey. bölümler arası tek bağlantı: teknolojinin kullanımı.
kesinlikle etkileyici ve izlenmesi gereken bölümleri olan şaheser. 2 sezon toplamda 6 bölüm.
1.sezon 3.bölümü ve 2.sezon birinci bölümü en etkileyici bölümleriydi bence.
mükemmel efektler, çekim teknikleri, alt metinler, gerçekten çok sağlam. herkesin izlemesini tavsiye ederim.
özellikle bu ramazan ayında izlenmesini tavsiye edebileceğim nadide mini dizilerden. sahuru beklerken aklınızı oynatmak ister miydiniz? o vakit bir bölüm black mirror alınız.
en iyi bölümün hangisi olduğuna bir türlü karar verilemeyen şaheser, şiddetle tavsiye ediyorum herkese...
1.sezonun ilk bölümünü izleyince 'ohaaa lan bu neydi' diyorsunuz yada bundan daha fazlası olamayacağını düşünüyorsunuz ama inan bu daha başlangıç. Diğer bölümleri lzledikten sonra ilk bölüm devede kulak kalıyor. Ama bu ilk bölümün iyi olmadığı anlamına gelmiyor.
postmodern çağın insanı içine soktuğu durumla ilgili sağda solda bir çok eleştiriye rastlamak mümkün. sözlükerde, bloglarda, gazete-dergi-romanlarda, dizilerde, filmlerde yaşadığımız devrin insanı içine soktuğu durumu iğneleyen sunumlar var. benim şuana kadar rastladıklarım içinde bu işi en derli toplu yapan iş black mirror adlı dizi oldu.
inanılmaz yaratıcı senaryoya sahip. gerek bulunduğumuz teknoloji, gerek ileri teknoloji kullanılarak insanı maymuna çeviren pek çok kavram, değer, eşya soyutlanarak veya doğrudan olduğu gibi işlenerek izleyicinin fikrine sunuluyor. bölümler birbirinden alakasız ve genellikle ucu açık bir noktada kesiliyor. bu haliyle izleyiciyi işin içine sokup düşünmeye sevk ediyor. entel dantel olmaya lüzum yok. her bölümü için oturup yüzeysel yorumlarla saatlerce dizide eleştirilen hayat hakkında konuşmak mümkün. ki bahsedilen hayat dediğim gibi, insanı, yani hepimizi maymuna çeviren hatay. ve şartları.
bir diziden çok daha fazlası aslında bu yapım. okullarda, arkadaş çevresinde işlenmesi gereken bir öğreti adeta. böyle birkaç yapım vardır, arkadaşlarıma açıp kısa bir kesit izleyip "ne düşündünüz lan söyleyin" diye arşivlediğim. bu dizi başlı başına bir arşiv. hiçbir altyapıya, önceden izlemeye gerek olmadan çat diye açıp bir saat kadar izledikten sonra gayet güzel üzerinde konuşulabilecek ve insana çok şey katacak bir şey. belgesel desek daha doğru olurdu hakkında. postmodernizmin içine saplanmakta olan, kural tanımayan, tüketim açlığıyla her elini attığını 3 günde kurutan çılgın toplumların kesinlikle izlemesi gereken bir dizi. gerici bir yaklaşım değil bu. sadece içinde bulunduğumuz tünelin nerelere varacağı hakkında tahminleri düşünmeye sevkeden bir çağrı.
neyse. lan o değilde. bu dizinin 2s2b'si gördüğüm en yaratıcı işlerden biriydi gerçekten. o kadar senaryoya doymuşuz ki, izlerken şu olur bu olur derken bi sürü fikir attık ortaya, ama her şeye rağmen ağzımızı açık bırakmayı başardı.
efsanedir. izleyin.
ingiliz yapımı bir dizi, daha doğrusu her bölümü film gibi olan bir seri. daha ilk bölümünden ohannes dedirtmeyi başarmış*, modern toplumu en can alıcı yerlerinden eleştirmiştir (en kötü olaya bile müdahale etmek yerine fotoğraf çeken insanlar, internet oyunlarına harcadığımız paralar, sosyal medyanın insana her şeyi yaptırabilme gücü). izlediğim en iyi bölümü fifteen million merits olmuştur. adamlar tam bir distopya kurgulamışlar.
teknoloji manyaklığı üzerine göndermeler de bulunan fevkalbeşer dizi. telefonu elinden bir saniye olsun düşürmeyenlere izlettirmek gerek. aslında bu dizi hakkında sanal alemde yazmak bile bir paradoks neticede.
1. sezon 3. bölümde teknolojiyi eleştirme konusunda diğer iki bölüme göre geride kalmıştır.
--spoiler--
eğer fantezi yapmamız gerekirse birinci sezon üçüncü bölümde ki teknoloji iyi ki varmış dedirtti. şimdi o bölümü izleyip " teknoloji insanların hayatlarını alt üst ediyor" demek dar bir açıdan bakmak olur bence.
eğer bu olmasaydı adam hayatının tam bir yalanlar, ihanetler üzerine kurulu olduğunu öğrenemeyecekti. adam gerçekleri öğrendi ve büyük bir acı çekti. yalanlar üzerine bir hayat yaşayacağıma acı çekerek gerçekler içinde yaşarım daha iyi mantığı en mantıklı olanıdır aslında.
insanların hayatları mahvoldu mu? evet oldu ama en azından gerçekler ortaya çıktı. adam eşinin kendisini aldattığını, çocuğun aslında kendi çocuğu olmadığını öğrenemeyecekti bu teknoloji olmasa. kısaca bu pislikler zincirini hiç göremeyecekti.
"white bear" adlı bölümü acayip etkileyicidir. sonunda sağlam bir oha çektirir insana. suça ve cezaya farklı bir bakış açısı. dizimag'de bölümleri var. beyler, hanımlar, romalılar, latin amerikalılar size sesleniyorum izleyin bu diziyi. hatta alın ulen:
linkin mevtalığından dolayı yıllar sonra gelen edit: