pazar akşamının vaz geçilmezi sokaktan çamurlu halde eve gelip anneden fırça iyip doru banyoyaya gidilirdi banyodan çıkınca tırnak keserken seredilirdi
tırnak keserken başka dizi izlemezdim öle bi bağımlılık yapmıştı bizimkiler dizisini serederken illa tırnak kesilcek arkadaş.
aradan yirmi yıl geçmiş olsa bile, adını duyduğumda, yarın sanki okula gidecekmişim gibi hissetmeme sebep olup, içimi daraltan dizidir. çocukken şükrü'cüydük. hayatı tanıyınca, tak tak sedat'ı da anladık. adam ekmeğinin peşinde. iyi aile babası şükrü, alkolik ve zayıf karakterli, sırtını karısına dayamış cemil, herkesin yüzüne gülüp arkasından konuşan ama özünde iyi olan kapıcı cafer, anasını boyayıp babasına satabilecek köy kurnazı yengeç hüseyin, hayatı takıntılarla dolu, sürekli birileriyle didişen emekli sabri bey, magandanın önde gideni ama tertemiz yürekli katil yavuz... hepsi hayatın içinden, çok tanıdık. yalaka ergun'u da unutmamak lazım.
trt 1'de başlayıp, interstar'a, oradan da show tv'ye sonra tekrar star tv'ye * geçen 2002 yılında final yapan ve ne yazık ki oyuncularının büyük bir kısmı artık hayatta olmayan, ekranlarımızın en uzun soluklu sıcacık aile dizisi. ayrıca aynı ekip yaz aylarında yazlıkçılar diye farklı bir dizi çekerdi. o dizi de bizimkiler'in yaz versiyonu idi.
banyo dizisidir. bu diziyi hatırlayıp ta aklına banyo yapmak gelen çok kişi vardır eminim ki. hayır yani cenabet filan da olmuyoruz izlerken. ama pazar günü efsanesi olduğu için ve ertesi gün okul olduğu için olabilir. her neyse unutulmaz efsane bir diziydi efendim. vay be.
türkiye'nin en iyi dizilerinden birisi.*
şükrü bey ve ailesinin almanya'dan türkiye'ye döndükten sonraki hikayesini anlatan aile komşuluk ve sosyal ilişkilrt üzerinde duran dizi. sözlükte ve forum sitelerinde psikolojik harekat olarak kullanıldığına dair sözler geçmekte bazı kesimler tarafından, bir defa bu dizide hiç bir karakter yıllar geçmesine rağmen değişmedi, cemil alkolü bırakmadı, cafer zengin olmadı bu dizinin sıkıcılığından çok gerçekçiliğyle ilgilidir etrafınıza bakın insanlar hep aynı.
bir diğer laf atma girşimide dinle alakalı neymiş laik dinsiz insanlarmış bunlar, laik kelimesinin anlamını bilmeyenler sol framaden başka başlığa geçsinler bir zahmet, dizide bayram özel bölümleri vardır, oruç tutanlar vardır kurban kesenler vardır dini kullarak şov yapmamış bir dizidir.
siyaseti alet etmemek lazım bu yazıya daha fazla karakterlerden bahsedeyim biraz;
şükrü bey ve ailesi: almanya'dan gçö ettikten sonra abisiyle iş kurmuştur şükrü bey, eşi nazan hanımdır çok entel bir tiptir bu nazan hanım. çocukları bilge ve ali'dir.
bilge bir ara evlenip yurt dışına gidiyor daha sona boşanıp hayırsız damat aydın'la evleniyor, eşi aydınsa genelde çam deviren bir tip düşünmeden konuşuyor ve çok pot kırıyor.
ali ise yediği önünde yemediği arkasında bir tip üniversitede kızlarla gezen eğelenmeyi seven ancak ailesine karşıda sorumluluklarını ihmal etmiyor daha sonra zeynep'le tanışıp nişanlanıyor.
kapıcı cafer ve ailesi: cafer apartmanın kapıcısı her insana yaranma çabasında, evini geçindirmek için ek iş yapmakta yeri geliyor limonata satıyor yeri geliyor pilav satıyor, sabri bey kendisini çok ezmekte. favori lafları; anaaam katil, buyruun iyi günler, heee yavuz bey napar adamı gibi.
caferin eşi gülsüm hanım ise apartmanda muayenesi olan türkan hanımın yanında çalışmakta. türkan hanım ise oldukça insancıl ve iyi doktor.
birde caferin papağanı var ismi maşuk bazen ortalığı fena karıştırır katilin horozuna "yerim seni yavruuum" diye laf atar.
sabri bey ve ailesi: sabri bey emekli ordu bandocularından apartmanı yönetmek kendisi için bir onur meselesi ve takıntı halinde, insanların yüzüne güler arkasından konuşur paraya tapar ve oldukça cimridir. favori lafları; şimdi tutuyorum zaptı, kıllı yalı kazığı gibi.
ayla hanım, sabri beyin eşi ilk tanıştıklarında eşinden boşanmıştı kızı vardı ama sonra ne oldu o kıza hatırlamıyorum, ayla hanım sevmediği kişiyi görünce hıçkırık tutan bir tip, cenap beye asılır hatta aşıktır. annesi var suna hanım alzeyhammer hastası* duvardaki eşinin resmiyle konuşur, caferin papağınına adres sorar harçlık vermeye kalkar çok sevimli bir karakter.
karakterler yazdıkça bitmez
cemil bey var mesela yazarlık yapan ama sosyal alkolik ! biri, evinin pencresinden gelene geçene laf atar hep doğruları söyler, apartman boyanırken iskelelerde gezer, koşuya çıkıyorum deyip sarhoş olur döner renkli biri, favori lafları benim adım cemil, sevim koş şükrü beyin hayırsız daması geldi, ne birası sevim vb.
katil yavuz, vatandaşa cart curt yok lafıyla garibanı kollayan, eski bir katil, horoz dövüştürme merakı vardı ama sonradan horozları kaybettikçe bu sevdasından vazgeçti elinde tek horozu var ve çok öemlidir onun için, horozun karşısında yumurta kırdırmaz hayvanın psikolojisi bozuluyor diye.
dunkof halis, apartmanın en komik karakteri, normalden fazla iq değerine sahip meme düşkünü bir karakter, her önüne gelen kadını öpmeye bayılıyor, tertipiyle birlikte erotik dergilere bakıp iç geçirmek, kadınlar hakkında muhabbetleri oldukça komik, her defasında davut ustaya yakalanıp enseyi patlattırıyorlar.
yazdıkça bitmez zaten okuyan da olmaz, diğer karakterler tak tak sedat, sıfırcı nazif, muaffak bey, zıp zıp aysel, cenap ve ibrikçi, penguen adem, çöpçü dursun, şengül hanım, halil pazarlama, yengeç hüseyin, dilek,hayırsız tertip, tahta kafa ve eşi deli nimet, ergun bey, sekreter demet, abbas efendi* ve eşi hacer hanım, bodur fare, sultan hanım, leyla sultan, hüsnü dede. tam kadro için
Bana hüzün dolu, masum, kalender çocukluğumu hatırlatan dizidir. Her pazar akşamı ortalama bir Türk ailesinin yegane eğlencesiydi seksenli doksanlı yıllarda. O dönemler daha bir güzeldi. Yoksulduk ama sevgi ve ümit dolu insanlardık. Haber programlarında tecavüze uğrayan bebekler, rulmanlar, ördekler, damacanalar görmüyorduk, ruhumuz kararmamıştı henüz. Sonra herşey değişti, bizler ümidimizi, sevgimizi ve masumiyetimizi yitirdik. Bizimkiler dizisi sona erdi. Artık o naif dizinin baş karakterlerinin vefat haberlerini medyada duyarak geçmişimizi hatırlıyoruz zaman zaman. içimizi çekiyoruz, derin bir nefes alıyoruz ve buğulu gözlerle o günler ne güzeldi diyoruz pek çoğumuz. Kaybettiğimiz hasletlerimizin özlemini hissediyoruz yüreğimizde.
1989' dan 2002 yılına kadar 13 yıl aralıksız süren dizi türkiye'de yayınlanan en uzun dizidir. 1977 yılında zeki ökten tarafından çekilen çöpçüler kralı bu diziye ilham kaynağı olmuştur...
herkese renkli günler
saçma sapalak dizilerinin tekrarlarını her sezon bize dayatanlar neden bu eski dizileri yayınlamayı akıllarına getirmezler anlamak mümkün değil.
süper baba, bizimkiler, kaygısızlar... bunların hala kemik izleyicisi var eminim. ama yok illa doktorlar, arka sokaklar, arka sıradakiler, bez bebekler, selenalar gomezler...
bizimkiler en klasik dizi olarak akıllardaki yerini koruyan bir eserdir. Türkiye 'nin aile yapısını tek bir apartmanda birleştirerek mozaik modelle anlatan önemli bir eserdir. uzun düşünüldüğünde dizinin tüm toplumu yansıtan yapısı da anlaşılmaktadır. kapıcı en alt kademede; fakat en önemli işleri hallederek apartmana büyük katkı sağlayan kişidir. birbirine zıt görünen kişiler bile ortak payda da bir apartmanda rahat bir şekilde yaşayabilmektedirler. böylece görünen farklılıkların ardında kökteki benzerliklerle zorlanmadan, ortak çıkarlar doğrultusunda rahat bir şekilde yaşanılacağı da görülmektedir. gülerken eğlendiren ve düşündüren bu diziden birçok kişisel ve toplumsal genel çıkarımlara ulaşılabilecektir.
bugün günlerden pazar. şimdilerde leğende yıkanmış, ve bu saatlerde başlamış seyrediyorduk. bir de kış günü ise sobanın başında mandalina eşliğinde seyredilir. şimdilerde bakıyorum o rahmetli olmuş bu rahmetli olmuş.
eski bölümlerini izlemeye doyamadığım ama izlerken de ''vefat eden oyuncuları görünce moralimi bozan'' dizidir..
gerçekten bu kadar içten, bu kadar gerçekçi ve bu kadar sıcak bir diziyi; yıllar boyunca bizlerle paylaştıkları için emeği geçen herkese sonsuz teşekkürü bir borç bilirim..